İyi bir eğitimci bahçesinde rengârenk çiçekler yetiştiren bir bahçıvan değil midir? Gerçek öğretmen gülleri severken eline batan dikenden şikâyet eder mi? Etmez, çünkü o dikenlere değil, çiçeklere hizmet ettiğini bilir. Öğretmenin gönlü dikensiz gül bahçesidir. Daha önce de belirttiğim gibi, öğrencisini rüyasında görmeyen öğretmen iyi bir eğitimci olamaz.

Öğretmen sadece okulda değil bulunduğu her yerde eğitimin içinde olmalı, eğitimi düşünmeli ve konuşmalıdır. Genelde meslektaşlarım okul dışında eğitim üzerinde konuşmayı pek sevmezler. Gerçi bazıları okulda da konuşmayı sevmezler. Öğretmen odasında eğitimden, öğrenciden daha çok spor, hangi markette hangi mal daha ucuz, döviz, ev ve araba fiyatları konuşulur. Evet bunlar hayali şeyler değil yaşananlardır. Meslektaşlarımla bir araya geldiğimde parmak sayısı insanla eğitimi konuşuruz. Öğretmen bulunduğu her yerde eğitim üzerine kafa yormalıdır. Problemlerin çözümü önce beyinlerde başlar. Atalarımız ; “Dile gelmeyen ele gelmez.” Demiyor mu?

İyi bir eğitimci tüm sevgisini öğrencisine verir, onlara yararlı olmak için elinden gelenin fazlasını yapar, dersini zevkli hale getirmek için güzel ve etkili konuşur. Mesleğin sırrı başarının anahtarı sorusuna işte güzel bir cevap.“Öğrenciye kendinizi sevdirin, kendinizi sevdiremezseniz, dersinizi de sevdiremezsiniz. Kalbine giremediğiniz öğrencinizin kafasına da giremezsiniz.”

Sevgi öyle bir sözcük ki, ölçülemeyen çok güzel bir duygudur. Sevgi insanlara inanılmaz fedakârlıklar yaptırır. Seven sevdiğine zaman ayırır, onunla ilgilenir, sevgi sihirli duygunun özüdür. Sevgi asla karşılıksız kalmaz. Siz öğrencinizi severseniz o da sizi sever, fedakârlıklar karşılıklıdır. İşini ve öğrencilerini seven bir öğretmenin başarısız olmasını düşünemiyorum. Başarı mutluluk getirir. İnsan sevdiği işten de mutluluk duyar, sevdiğiniz öğrencilerle birlikte olmak size büyük bir mutluluk verir.

Kalpten kalbe yol vardır derler. Kalpler arasında sevgi köprüleri kurulursa, birbirini seven insanlar yorgunluk çekmez, sıkıntılar karşısında yılmadan mücadele ederler. Hedefi büyük olan insanlar bu uğurda çalışırken, çalışmalarını zevkle sürdürerek iç dünyalarını huzurlu hale getirirler.

Mutluluk nedir? Sorusuna, mutluluk ruhun gülümsemesidir diyebiliriz. İyilik yapmayı sevenler asil ruhlu insanlardır. Ruhunu huzura kavuşturmak isteyen hiç durmasın bol bol iyilik yapsın. Sosyolojinin kurucusu İbn-i HALDUN; Şiddet, dayak, sert davranmanın zararlarını şöyle sıralıyor: “Öğrencinin ruh ve yaratılışına baskı yapar, çalışma neşesini, iş ve çalışma sevgisini yok eder, tembelleştirir, yalan ve kötülüğe yöneltir, güzel karakter duygusundan uzaklaştırır, düşündüğünün tersini söyler, güzel davranış kazanmaktan kaçar” diyor.

Öğretmenlik çok özen gösterilmesi gereken bir meslektir. Kültürümüzde öğretmenlik, peygamberlik mesleği olarak bilinir. Bilgi değerli olduğuna göre, bunu öğreten kişinin de çok değerli olması gerekmez mi? Öğretmen güzel bir örnek, iyi bir model, saygın bir kişilik ve önemli bir insandır. En fazla saygıya lâyık kişi öğretmenler olmalıdır.

Öğretmenin bilgili olması, mesleğini iyi bilmesinin yanında içinde yaşadığı toplumun değerlerini bilmesi, tecrübesi ve kişiliği de önemlidir. Öğretmen kendini çok iyi yetiştirmelidir, bu meslek hata kabul etmez. Yapacağımız bir hatanın sadece öğrenciyi değil, ailesini, toplumu, hatta ülkeyi etkileyebileceğini unutmayalım.

Öğretmen bulunduğu çevrede bir önder, rehber, planlayıcı, problem çözücü, teşvik edici, bütünleştirici ve kaynaştırıcı olmak zorundadır. Çünkü yeni nesillerin verimli, yapıcı ve üretici özelliklere sahip, ülkesine karşı görev ve sorumluluklarının bilincine varmış vatandaşlar olarak yetiştirilmelerinden öğretmenler sorumludur. Okullar sadece bilgi depolayan yer olmaktan çıkarılıp, bilginin üretildiği, yorumlandığı, yeni bakış açılarının kazandırıldığı, yeni hedeflerin belirlendiği yerler olmak zorundadır.

Öğretmen ayaklı kütüphane gibi bilgi deposu, kaynakları öğreten, yönlendiren ve değerlendiren bir kişi olmalıdır. Ayrıca iyi bir planlayıcı, çeşitli eğitim metotlarını bilen ve uygulayan, iyi bir iletişimci ve iyi bir rehberlik yapandır.

Bu meslek ideal, gaye ve hizmet mesleğidir. Öğretmen de toplumun geleceği için ömrünü bu şerefli ve onurlu, kutsal meslek uğruna kendini adayabilendir. Aslında bu meslek insan yetiştirme ve bu insanları topluma kazandırma mesleği değil midir? Öğretmen elindeki insanı biyolojik, sosyolojik ve psikolojik açıdan tanımak zorundadır. Çünkü insanın tanınmaya ihtiyacı vardır. Yaratılmışların en şereflisi, en güzel bir şekilde ve halife olarak yaratılan insanın kendisine ve toplumuna faydalı olması gerekir. BEDİÜZZAMAN; “İnsan küçük bir kâinat, kâinatta büyük bir insandır” diyor. İnsan hem ruh, hem beden olarak en güzel bir şekilde yaratılmıştır.

Öğretmen kendisine emanet edilen öğrencisini en iyi şekilde yetiştirmek, onun için her türlü fedakârlığı yapmak zorundadır. Öğretmenlik bir sevgi mesleğidir. Bakışlarında tatlı pırıltıyı, dudaklarında sıcak tebessümü ve davranışlarında ilgi ve alakayı eksik etmeyen öğretmen sınıfı sevgi bahçesine çevirir. Öğrencinize gösterdiğiniz güler yüz, onu dinlemek, gönlünü fethederek sevgi ipleriyle öğrenciyi kendinize sımsıkı bağlarsınız. Kelebeklerin ışığa âşık olduğu gibi sevgi dolu, saf, temiz, pırıl pırıl yürekler sevgiye koşar.

Öğretmen sevgi dolu ışık demektir, öğrencilerini arar, sorar, karşılıksız sever, öğrencinin öğretmeniyle konuşması onun için önemlidir. Yıllar önce ölmüş bir öğretmenin mezarının başında kalabalığı gören kişi bu sevginin sebebini sorduğunda, mezarın başındakiler “O bizleri çok severdi, kalbi sevgiyle doluydu” demişlerdir. Yıllar geçmiş ama hâlâ öğrencileri onu unutmamış, mezarını ziyaret ederek dua okumuşlardır. Ne mutlu yüreği sevgi dolu bu öğretmenlere. Yaşayanların ellerini öpüyor, ölenlere de rahmet diliyorum.

Öğretmen sadece bir insan yetiştirmiyor, onun elinde bir dünya yetişiyor, o dünya öyle bir dünya ki, sevgi ile temel atılmış, sevgi ile duvarı örülmüş, sevgi ile kurulmuş güzel bir dünya. O dünyada sürekli güzellik bulunacak ve güzellik sunulacak.

Elindeki emanetini sevgi ile koruyarak, sevgi ile büyüterek yapılan görevden daha güzel bir görev olabilir mi? Sevgi eğitimi unutulursa yaşadığımız hayattan zevk alamaz hale geliriz. Sevgiyi sunan insanın önce kendisi sevgiyi hak etmelidir. Sevginin paylaşılması, sevginin oluşmasından da önemlidir. Çünkü sevginin özü anlayış ve hoşgörüye dayanır. Sevgi insanları birbirine bağlayan, paylaşmayı ve beraber yaşamayı öğreten önemli bir güçtür. Öğretmen sevginin sembolüdür, seven, sevilen ve sevdiren bir öğretmenin eli, ayağı öpülür. Başarılı bir öğretmende bilgi ve becerinin yanında iyi bir karakter de önemlidir. Bir öğretmende zihinsel, karakter ve inanç, meslekî alan ve genel kültür bilgisi, öğreticilik, uzmanlık, rehberlik, yöneticilik ve sosyal yeterlilik bulunmalıdır.

Öğretmen tipleri olarak karşımıza otoriter, ilgisiz ve hoşgörülü öğretmenler çıkmaktadır. Arzu edilen hoşgörülü öğretmen tipidir. Öğretmen öğrencisiyle yakın ve sıcak bir ilişki kurmalı, ancak belli bir seviye oluşturmak zorundadır.

Öğretmen derste konuşma süresini çok iyi ayarlamalıdır. Uzmanlara göre ilköğretimde 3–4 dakika, ortaöğretimde 5–6 dakika, yüksek öğretimde ise konuşma süresi 7–8 dakika olmalıdır.

Eğitimde alternatif gelişmeler olarak bilgi teknolojisinin getirdiği yeniliklerden yararlanma, bilgi çağı ile bütünleşme, internetten yararlanma, yaygın eğitimi canlandırma ve hayat boyu eğitimi sayabiliriz. Nasıl bir eğitim uygulanmalı sorusunun cevabını bir eğitim uzmanından dinleyelim.

“İnsanın duygularını da dikkate alan bir eğitim anlayışı. İçinde bulunduğu an ile değil, geçmiş ve gelecek ile de yaşadığının bilincinde bir eğitim, çıkarlara değil, yardımlaşma ve paylaşma anlayışına dayanan eğitim, yıkıcılığı, ayrıştırıcılığı değil, milli beraberlik ve bütünlüğü esas alan bir eğitim. Kendi kültür ve değerlerimizin önemsendiği bir eğitim aileyi, dilimizi güçlendirici bir eğitim, ümit içinde yaşamanın önemsendiği bir eğitim, eğitime fertten ve nefisten başlayan bir eğitim, insanın istek ve becerilerini dikkate alan bir eğitim, hür, açık ve topluma yönelik bir eğitim, girişimcilik ruhuyla yapılan bir eğitim ve yüksek ideal amacıyla verilen bir eğitim olmalıdır.”

( Öğretmeni Başarıya Götürecek Yolları Biliyor Muyuz? başlıklı yazı Ali ÖZKANLI tarafından 10.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.