Sevgi, Allah’ın insanlara bir armağanıdır. Kalbimizde sevgi adında bir mucize olduğunu unutmayalım. Sevgi, çok nadide, eşsiz bir mücevherdir. Çocuklarımıza sevdiğimizi söyleyelim, fakat bununla kalmayalım. Sevginin duygu ve düşüncelerin paylaşılması olduğunu da unutmayalım. Sevgimi açıkça ifade edersem şımarırlar diye korkmayalım. Sevgi ekmek, su, hava gibi temel bir ihtiyaçtır. Sevgi hoşgörüdür, sevmek paylaşmaktır.

Sevginin en iyi göstergesi çocuğumuzu tanımaya çalışmaktır. Çocuğumuzu şartsız sevmeliyiz. Çocuğumuza seni çok seviyorum, sen benim evlâdımsın, seni sevmem için başka hiçbir gerekçeye ihtiyacım yok demeliyiz. Sevilen çocukta ailesine karşı güven duygusu gelişir. Sevginin belirtileri konuşmak, dinlemek, paylaşmak, dokunmak, birlikte gezmek, beraber zaman geçirmek ve eğlenmektir.

Az Harçlık Almaya Razıyım.. Yeter ki Yanımda Ol Babacığım!..

Babası yurt dışında olan bir kızımızın babasına telefondaki seslenişine kulak verelim.
—Babacığım! Bana her ay mark gönderen bir baba istemiyorum. Ben okuldan geldiğimde güler yüzle beni kollarına alacak, saçlarımı okşayacak, yanağıma öpücük konduracak, beni gezdirecek bir baba istiyorum. Bunun için daha az harçlık almaya, daha kötü giyinmem gerekiyorsa, ben bunlara razıyım. Yeter ki sen yanımda ol babacığım.
Çocuklarımıza duyduğumuz sevgi onların adına, onların yapması gerekenleri bizim yapmamız gerekmiyor. Onların yapacağımı biz yaparsak çocuğumuza iyilik değil, kötülük yapmış oluruz.

Onun Yerine Ben Aşı Olmuştum!..

Yıllar önce televizyonda bir reklâm vardı. Çocuğunun yapacağı her işi kendisi yapan bir baba, çocuğu hasta olunca şöyle diyordu.
— Allah Allah! Bu çocuk niçin hasta oldu? Oysa ben onun için neler yapmadım. O kötü alışkanlıklar edinmesin diye onun yerine kötü arkadaşlarıyla ben oynadım. Öğretmeninden azar işitmesin diye ödevlerini ben yaptım. Onun canı yanmasın diye onun yerine ben aşı oldum. Bu çocuk neden hastalandı anlamıyorum!

Evet, aşırı ve bilinçsiz bir sevgi böyle gülünç durumlar ortaya çıkarıyor. Çocuklarımızı sevgisizlikle cezalandırmayalım, ona küsmek, konuşmamak, yüzüne bakmamak, imalı sözlerle iletişim kurmak, aracı kullanarak konuşmak gibi. Çocuklarımıza sevgimizi en içten bir şekilde göstermemiz gerekiyor. Onları dinleyip dokunmak, gözlerinin içine bakmak, duygu ve düşüncelerini paylaşmak, birlikte zaman geçirmek, onları övmek, şakalaşmak, yapmamız gereken davranışlar olmalıdır. Çocuklarımızı kıyaslamanın onları nasıl rahatsız ettiğini gelin bir çocuğumuzun ağzından dinleyelim.

— Beni komşu çocukları veya bir başkasıyla kıyasladığınızda, kıyasladığınız çocuğun yakınlarının yüzündeki alaycı gülümseme yok mu? Adeta beni deli ediyor. Bana bakarak gülmeleri çok zoruma gidiyor. O an söyleyemiyorum ama size çok kızıyorum. Niçin annem- babam beni başkalarıyla kıyaslıyor diye. Kıyaslanmak beni üzüyor, rencide ediyor. Kendimi mutsuz hissediyorum. Lütfen beni seviyorsanız başkalarıyla kıyaslamayın. Bilgilerime, yeteneklerime göre değerlendirin.

— Arkadaşlarımın evlerinde konuşma saatleri oluyormuş. Haftada bir saat toplanıp konuşuyor ve birbirlerini dinliyorlarmış. Dinlerken birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlar, birbirlerine sarılarak güven veriyorlar, küçük hatalarını görmezlikten geliyorlarmış. Çocuklarının yaptığı hatalardan ders çıkarmasına, öğrenmesine imkân tanıyorlar, çocuklarını tanıyıp anlıyorlar ve destekliyorlarmış. Okuldan gelince ilk işleri nasihat olmuyor, çocuklarının halini, hatırını soruyorlarmış. Sevgili anne-babacığım biz bunları yapamaz mıyız?

Değerli veliler! Bir insanı kıyaslamak kadar inciten, üzen, yaralayan, kişiliğine zarar veren başka bir davranış yoktur. Lütfen çocuklarımızı başka çocuklarla kıyaslamayalım. Çocuğumuzu anlamak için kendimizi onların yerine koyarak, olaylara onların gözüyle bakmayı düşünelim ve de uygulayalım. Buna duygusal iletişim de diyebiliriz. Birbirimizi anlamak için çaba göstermek. Bunun önemli olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. İnsanları kusurlarıyla, hatalarıyla, kabahatleriyle sevebilmeyi öğrenmeliyiz. Hatasız insan yoktur. Atalarımız ne demiş “ Beşer şaşar, Hatasız kul olmaz, Hatasız dost arayan dostsuz kalır.”

Fanklin FİELD: “Göz bozukluğu gördüklerinizi sınırlar, görüş bozukluğu ise yaptıklarınızı sınırlar.” diyor. Çocuğumuza sevgimizi ifade etmenin yolu çok zor değildir. Toplumumuzda pek çok çocuk, aileleri tarafından gerçekten sevildiğini hissedemiyor. Çocuklarımıza olan sevgimizi gözümüz, sözümüz, özümüzle, dokunuşlarımız, kucaklamamız, bağrımıza basmamızla yapalım. Onların gözlerinin içine bakarak dinleyerek, sevgimizi ve ilgimizi hissettirelim. Bu hissettirmenin önemli olduğunu düşünüyorum.

Bütün anne-babalar çocuğunu sevmektedir ama bu sevgiyi ne yazık ki değişik nedenlerden dolayı gösterememektedir. Halk arasında yaygın olan yanlış bir anlayışa değinmek istiyorum.

“ Seveceksin ama sevdiğini belli etmeyeceksin” derler. “Sevdiğini belli edersen çocuk şımarır, gerektiği gibi saygılı davranmazmış.” Sen çocuğuna sevgini gösteremeyince çocuğun ihtiyacı olan sevgiyi başka yerlerde aramaya başlayınca ne olacak? Tabii o zaman da iş işten geçmiş olacaktır. Gelin daha vakit geçmeden, sonradan pişman olmadan eskiden kalan yalan yanlış bilgileri terk edip günümüz çağdaş anlayışlarıyla çocuklarımıza davranalım. Sevginin çok değerli bir ilaç olduğunu hiç unutmayalım.

( Sevgi En Güzel Armağandır başlıklı yazı Ali ÖZKANLI tarafından 19.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.