Uzun tutmayacağım bu yazıyı. Sadece bugün tüm haber bültenlerinde gördüğüm ve ülkemin acizliğine kahrettiğim için birkaç cümle yazmak gereği hissettim.

Biliyorsunuz, 25 Mart günü bir milletvekili ve bir parti lideri olan Muhsin Yazıcıoğlu`nun içinde bulunduğu helikopter düştü. Helikopterde Yazıcıoğluyla beraber beş kişi daha vardı.

Düşüşten sonra İHA muhabiri 112`yi arayıp yirmi dakika kadar konuştuğu, olayın üzerinden yirmi dört saat geçtiği halde hala helikopter enkazına ulaşılamadı.

Bu yazı bir siyasi parti ve onun lideri için yazılmadı. Bu bir rezaleti gözler önüne sermek ve bu rezalete isyan için yazıldı. Ne demektir, o kadar büyük teknolojik donanıma sahip olduğumuz şu dönemde, bir kazanın üstünden bunca zaman geçmesine rağmen enkaza ulaşılamamasını hangi akıl hangi mantık alır?

Ergenekon zanlılarının hastahane odasındaki konuşmalarına, telefon görüşmelerine kadar takip edebilecek, istediği kişiyi, adi bir suçluyu bile telefon frikansından eliyle koymuş gibi bulabilecek teknolojik donanıma sahip bir ülkede bir helikoptere ulaşılaması ne kadar inandırıcıdır?

Kaza yapan bir milletvekilini, helikopteri düşen altı vatandaşını bulmakta bir devlet acizlik çekiyorsa bu çağda, ne söylenebilir ki?

Güvendiğimiz dağlara karlar yağıyor yine. Göksun`un dağlarındaki, Kurucuoba`daki karlar gibi... İnsanı ürperten, yürekleri buz tutturan karlar... Zaten amaç da bu galiba...

( Yazık başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 26.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.