Öteden beri üst seviyelerde hemen her platformda dillendirilen “Paralel Devlet Yapılanması”, 15 Temmuz ile çok açık bir şekilde gün yüzüne çıkmış oldu…
Kısmen rahatlamış gibi olsak da; tabiri caizse iliklerimize kadar sirayet eden bu tehlikeli yapılanmanın kısa sürede temizlenmesi pek de mümkün gözükmemektedir… Şayet kabataslak bertaraf edilse bile başka paralel yapılanmaların olmadığını söylemek de saf dillik olur!..
Her türlü medyaya (Tv, radyo, gazete, dergi, yayınevleri vs.) sahip olan oluşumları da göz ardı etmemek gerekir…
Birçok dernek, vakıf ve sendikalarda örgütlenmiş olan ve mevcut hükümetten, belediyelerden destek alan tayin ve atamalarda söz sahibi olduğu görülen, hissedilen ve konuşulan cemaatlerin de takibe alınmasında fayda vardır.
Bunlar yerleştirdikleri kendi elemanlarıyla birlikte babalarının çiftliği gibi devlet kurumlarını kullanarak istedikleri tasarrufta bulunabilmektedirler…
Adı her ne olursa olsun devlet mekanizmasının bütün cemaat, tarikat ve STK’lara kesinlikle eşit mesafede olması gerekir. Zira bunlar arasında yönetimlerden beslenip de başka paralel yapılanmaların ol(a)mayacağını söylemek imkânsızdır…
Siyasetin özellikle, din, hukuk ve eğitim sistemine bulaştırılmaması önemlidir. Dinimizin de emri olduğu üzere işi kesinlikle ehline ve erbabına vermek gerekir… Ama bizde maalesef öyle olmuyor…
Adamına göre hukuk, din ve eğitim politikası değişmemelidir!..
Tarihimize, kültürümüze ve inancımıza en uygun olan genel geçer sistemler oluşturulup yerleştirilerek ikide bir müdahaleye maruz bırakılmamalıdır!..
Dünya hırsı, makam mevki kapma yarışı, kendi adamını yerleştirme, söz sahibi olma, iktidar nimetlerini kullanma gibi nedenlerle takla atanların haddi hesabı yoktur…
Sosyal hayatın içerisinde yaşayan ve toplumu okuyabilen herkes görüp bilmektedir ki, fırsatları ganimet bilerek çılgınca bir çalışmanın içerisinde olanlar var!..
Yetkililerin bunu görmemesi mümkün müdür? Ne zamana kadar göz yumulabilir ki? Neticede menfaatlerine dokununca, ‘besle kargayı oysun gözünü’ özdeyişinde olduğu gibi cephe almayacaklar mıdır, tıpkı FETÖ’de olduğu gibi!..
Benim cemaatim, benim tarikatım, benim derneğim, benim vakfım ve sendikam palazlansın da avenemle ben mamur olayım, diğerleri de ne halleri varsa görsün zihniyeti, varlığını olanca hızıyla sürdürmektedir…
Yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi, devletimizin bu konuda ciddi önlemler alması gerektiğinin dersini vermiştir hepimize…
Ya değilse tarihin sürekli tekerrür edip durması mukadderdir…
Özetlemek gerekirse:
1. Dinî oluşum ve kuruluşlara eşit mesafede olunmalıdır,
2. İşi ehline ve erbabına vermelidir,
3. Eleman alımında liyakat aranmalıdır,
4. Münafıklara ve içimizdeki hainlere karşı azami derecede dikkatli olunmalıdır,
5. Her partimize, sendikamıza, derneğimize ve vakfımıza sonradan maslahat gereği gelip üye olanlara karşı üyelerimiz artıyor diye saflığa yatmamalıyız,
6. Herkes en iyi bildiği kendi işini yapmalıdır.
7. Otokontrol sisteminin yanı sıra sıkı bir denetim ve takibat elzemdir,
8. Vatana ihanet içerisinde olanlar kim olursa olsun asla affedilmemelidir,
9. Vekillerin belirlenmesinde yapılan temayül yoklamalarına riayet edilmelidir,
10. Ve aynı hatalar tekrarlanmamalıdır.
Çünkü bu kadar düşmanı ve ihanet edeni olan başka bir ülke yoktur yeryüzünde!..
Millet olarak birlik ve beraberliğimiz daim olursa toprakları şehit kanlarıyla yoğrulan bu cennet vatan ebeden payidar olacaktır elbette…
Selam ve dua ile…
MFK
(
Başka Paralel Yapılanmalar Olur Mu? başlıklı yazı
MFK tarafından
26.07.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
