"Biz onun çoktandır Manyas'a vasıl olduğunu sanıyorduk!"

"Manyas'a mı? O da nere?"

"Kuş Cenneti, canım; bilmiyor muydun?"

"I-ıh!"

"Her gece kuşunun mekanıdır ora... Allah mekanını cennet etsin deriz ya? İşte o mekan... Yaşarken kendini kartal sanan, akbaba sanan, kanatlı ejderha sanan nice kuşların ebedi ikametgâhı..."

"Desen ya sağlığında badem gözlü, orada kör gözlü..."

"Öyleydi merhum... Pek güzel bakardı hüzünlü, hüzünlü..."

"Yeri doldurulamaz bir kıymetti..."

"Öyleydi merhum..."

*

Sosyal hayat denilen şey insanlar birbirlerinden bir şeyler istesinler diye icat edilmişti. Doğumdan itibaren bu çarkın içerisinde öğütülmeniz de başlıyordu.

"Haniymiş de benim oğlumun annesi?" türünden sorgulamalı göz kırpmalarla anne, baba, nine, dede diye bir takım insanlar sokuluyordu hayatımıza.

"Merhaba efendim! Nasılsınız?"

"Hoş geeellldiiinnn bebek, yaşaaamaak sırasııı sendeee..."

"Eh, madem parayla değil de, sırayla..."

Yenisini icat edecek bir hükümet seçilene dek dört artı dört  artı dört artı üniversite...

"Bu adam olmuş da okullu olmuş be yavvvu!"

"Bir yerden başlamak gerekiyyordu da, ondan için...."

"Mışılla mışılla... Hangi İmam Hatip Mektebinde bu kerata şimdi, artıkın?"

"Peder bey bankadan kredi çekip Özel Anadolu Lisesine kaydettirdi de İmam Hatiplilikten yırttık efendim..."

"Bölümü ne?"

"Makro Ekonomik Hallerin Sebze Haline intikali."

"Ne zaman bitiyor?"

"Bu sene hazırlık okuyup beş sene sonra da bitiriş inşallah..."

"Bitir, iş?"

"Bir torpil yardımıyla halde hamallık işine girdim efendim."

"Evlilik ne zaman?"

"Derhal..."

"Çocuk ne zaman?"

"Derhal..."

"Sünnet ne zaman?"

"Derhal..."

Hayat ne güzel, böyle efendi efendi akıp giderken bu donanımda bir bokluk var, deyip o bokluğu düzene sokmaya kalkıştığında ise düzen bozan durumuna düşebilir ve bir anti virüs programıyla yok edilebilirsin. Yeni bokluklar yeni virüsler, yeni virüsler yeni anti virüsler demektir. Her yeni virüs kabına sığmaz hallere girip yayılabilir. Ne yaparsan yap, yaranamazsın bu insanlara be kardeşim! Toplumda insanların gözüne batmaya, bireyselleşmeye ve içe dönmeye başladığın gece kuşluğuyla merhabalaşma sahası burasıdır.

 

Bildim bileli gecelerden korkarım, ama öte yandan geceler yarim olsa diye bir şarkı tuttururum ki, offf... Of ki, of! Benim için, gecenin hayrı gündüzün şerrinden daha fazla diye sandığım içindir her halde! Onun için geceleri yaşayan, gündüzleri uyuyan bir gece kuşuyum.

   Kötü adamlar geceleri avlanıyordu ve yalnız insanlar, kötü adamlara geceleri yem oluyordu. Tarihçiler, bu tarihi gerçeğin her ırk ve din için geçerli olduğunu her lisan ile yazmışlardı. Bu korkuyla gecelerini korumalı barınaklarında yaşayan insanlar, toplumsal faaliyetlerini gündüz saatlerine bırakıyorlardı. Ben, her birinin farklı faaliyetlerle gündüzlere yığılmalarına karşın aynı beyinlerle var oluşlarına şahit oldum. Buna şahadet ettiğim için yalnızlığa itildim. Yalnızlığa itenlerin beyin aynılığını daha iyi anladım.

 Oysa benim için öylemiydi ya? Ben, farklıydım. Allah baba beni farklı yaratmıştı. Onun için bütün toplumsal faaliyetlerimi terk ettim; yani farklılığımı ortaya koyabilmek için...

Artık bir işim yoktu. Evliliğim de! Bana sormadan hayatıma girmiş insanları birer birer hayatımın dışına atmıştım; ne anne-baba, ne kardeş, ne akraba, herkesi uzaklaştırmıştım çevremden. Hepsinden nefret ediyordum. Diğer tüm insanlardan da kopuktum. Her insana karşı öfke doluydum. Öfkelerimi gecelere gizliyordum.

Evet! Evet! Evet! Benim ruhumu besleyen yalnızlığımdı. Yalnızlığım bilgeliğimdi. Bilgeliğimi besleyen ise, öfkelerim. Onlarla gecelerde buluşup özdeş doğmuştuk.

Aynı beyinli yaratıklar sarmaşık dallarından sarkarak inilen kaolinli ortamdaydı bilgelik üretebilen bir takım edevatla beraber; hareketler tüketiminde... Her edevat normal yolculuğunda bir mantığın doğrulayıcısıydı.

( Gece Kuşu... başlıklı yazı AliKemal tarafından 28.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.