1 Suûd Tasallutunda Hacc İbadeti

 

İslam’ın beş temel şartından biri olan Hacc ibadeti, bilindiği gibi hem malî hem de bedenî bir ibadettir.

 

Gerekli şartları taşıyan nice hacı namzetleri, yıllarca bekleyerek, birikim yaparak, ihramlarını (adeta kefenlerini) giyip, o kutsal mekânlara oldukça heyecan içerisinde gitmektedirler!..

 

Ömürde bir kez farz olan bu müstesna ibadet, bütün dünya Müslümanlarının yıllık kongresi hükmündedir…

 

Farklı ülkelerden farklı dilleri konuşan, farklı renkleri taşıyan Müslümanlar, omuz omuza Yüce Allah’ın evinde (Beytullah’ta) saf bağlayıp ibadet etmekte, tavaf, sa’y ve cemerâtlarda yarışırcasına kulluk bilinciyle davranmaktadırlar…

 

Ancak 1979 yılından bu yana 3500'i aşkın kişinin çeşitli nedenlerle vefat ettiği kutsal toprakların, bütün Müslümanlarca yeniden düşünülmesi ve muhasebe edilmesi gerektiğine inanıyorum…

 

Şöyle ki asırlardan beridir, Yahudi dönmesi olan ve Vehhabi zihniyetindeki 26.000’i aşkın bir nüfusa sahip Suûd Ailesi, tabiri caizse ‘Müstez’af Müslümanlar’ın sırtından Kârun’vâri bir saltanat sürdürmektedir… 

 

Kendileri asla çalışmayıp, garibanları karın tokluğuna kullanıp çalıştırarak şımarıkça hayatlarına etmektedirler. Abartısız bunların gerek petrolden gerekse Hacc ve umrelerden elde ettikleri bir yıllık kazançla yeryüzündeki bütün açlar doyurulur ve tüm fakirler ev-bark sahibi yapılabilir. Ama bunların hiç umurunda değil ki!..

 

Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa hâlâ mahkûmsa ve Müslümanların denetiminde değilse, bunun en büyük nedeni Suudi Arabistan’dır…

 

Çünkü bunların İslam âleminden çok, batıyla; özellikle ABD’yle ve İsrail ile daha içli-dışlı olduğunu bilmeyen yoktur. Belki İsrail’e göstermelik olarak karşı görünebilir, velakin ABD’yle müttefik olup İsrail’e karşı olması pek de mantıklı değildir!..

 

Suudi Arabistan Müslümanları, Hacc ve umre ibadetlerinden adeta alıkoymak için elinden geleni yapıyor!.. Bu yaptıklarının birçoğunun da Vehhabilikten kaynaklandığını da bilmek lazımdır. 

 

Haccın vecibelerini yerine getirmekle birlikte temel esprilerinden biri olan, tanışıp, kaynaşma, muhabbet, irtibat, sahabe kabirlerinin ziyareti, Hz. Peygamber (a.s.)’ın ayak izlerini müşahede etmek, hatırasını canlandırmak ve tefekküre dalmak gibi faaliyetlere bir nevi fırsat verilmemektedir…

 

Son günlerde; Hicri 1436, Miladi 2015 Haccı eda edilirken meydana gelen facialar, ümmeti Muhammedi hüzne boğmuştur…

 

Gerek vinç kazasında ve gerekse bayramın birinci günü sabah saat: 08.30-09.00’da (24.09.2015- 19.00 itibariyle) 753 (ölü sayısı artabilir) hacının, açıkça ihmaller zincirinin kurbanı oldukları aşikârdır. 

 

Dünya Müslümanları bir an önce kendilerine gelip ümmetin birlikteliğini sağlamakla beraber, yukarıda adı geçen kutsal mabetlerimizin denetimini Suudi tasallutundan kurtarıp, seçkin bir heyetin denetimine verilmesi ve elde edilen gelirleriyle yeryüzündeki fukara, gariban ve mazlumlara adilce dağıtılması elzemdir diye düşünüyorum!..

 

Bütün bunları söylerken elbette olup bitenlerin de farkındayız…

 

Evvelemirde Ümmet-i Muhammed’in birliğini sağlamak için kardeşliğimizi hatırlayarak yekvücut olmamız gerekir!.. Dünya Müslümanlarının başsız olduğu gerçeği acı bir gerçektir.

 

Durum böyle de olunca, kargaşa, terör, fitne, fesat, kan ve gözyaşının eksik olmayacağı da muhakkaktır.

 

Ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dilerken Rabbimizden feraset, basiret ve Müslümanların vahdetini temenni ediyoruz.

 

Selam ve dua ile

 

MFK

 

( Suûd Tasallutunda Hacc İbadeti başlıklı yazı MFK tarafından 25.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.