1
ABD’nin IŞİD’e karşı ilan ettiği mücadele
stratejisi, içerisinde doğruları ve yanlışları, eksikleri ve sorunları ve ayrıca
birçok açmazları da birlikte barındırıyor.
ABD kalaysız bakır kazan gibidir. Kazanın içine
gireni de, girmeyeni de zehirliyor. Hak yola batıl vasıta ile gidilmez. ABD
hiçbir zaman Hakk’ın ve doğrunun yanında yer almadı ve alamaz da… Olması da
mümkün değil…
Her canlı ve nesnelerde olduğu gibi, ABD’nin
yaşayış ve davranış şeklini analiz edip anlayabilmek için, kuruluş genlerinin
ne şekilde olduğuna bakmak gerekir. ABD’ni temelini oluşturan ana insan unsuru,
Avrupa ülkelerinden ne kadar kazık kaçkını ve maceraperest varsa onlarla başlamıştır.
Bugünkü ABD topraklarının tamamı o günün
yerlileri olan kızıl derililere aitti. Kızılderililer tam bir etnik temizliğe
tabii tutuldular. Kalanlar ise asimile edilerek, bir ırk yok edildi.
Ağırlıklı olarak İngiliz, Fransız, İspanyol ve
İtalyan kökenli insanlar tarafından işgal edilen bu topraklarda ki hâkimiyet ve
güç, birinci dünya savaşı ile Yahudilerin eline geçti.
ABD’ inde her milletten insan olabilir ama tek
irade ve gücün iktidar sahibi bir avuç sayılabilecek Yahudi kökenli aile
bireyleri belirler. ABD diğer birçok ülkeden daha kötü bir durumdadır. Dünyanın tüm ana kaynakları olan para, petrol
ve kıymetli madenlerinin fiyatından akışına kadar, o ailelerin ellerindedir.
ABD’ nin dünya üzerindeki politika ve stratejilerinin
akış ve seyrini bilmek isteyenler, bu gerçeği göz ardı etmemeleri gerekir. Aksi
abesle iştigalden başka bir şey değildir.
Dört bin yıldan beri sürgün hayatı yaşayan
Yahudiler, I.dünya savaşını çıkararak tüm dengeler altüst edilmiş, kendilerinin
eski vatanlarına yerleşmelerine mani olan 600 yüzyıllık Osmanlı İmparatorluğunu
yıkarak önlerindeki en büyük engeli yok etmişlerdir.
Geride paramparça ve darmadağın olmuş küçük devletler
kurdurulmuştur. İsrail’in kurulabilmesi için II. dünya savaşı çıkarılmıştır.
Hitleri piyasaya süren ve sınırları yok eden ve milyonlarca insanının
katliamlarının arkasında yine o, Yahudi fanatikleri olan Siyonistler yer
almıştır.
Kurulacak İsrail topraklarına Yahudileri sevk
edebilmek için, işkenceler, öldürmeler ve ‘Fırınlarda Yahudiler yakıldı’ senaryolarını
programlayan ve uygulayan da yine kendileriydi. Diğer yanda bu bahaneyle de Avrupa
ülkelerinin yönetimleri tamamen Yahudilerin kontrollerine geçti.
Bunları niye anlatıyorum. ABD’ni tanımak için
gen yapısını bilmeniz gerekir. Gen yapısını bilmeden onun sergileyeceği
davranışları ve politik adımlarının anlamını çözemezsiniz. ABD İsrail’e yardım
etmeye mecburdur ve mahkûmdur.
Ortadoğu’daki her terör örgütünün varoluşunda,
yaşayışında ve ortadan kaldırılışındaki tüm yaşananlar Yahudiliğe hizmet için
vardır.
Yahudiliğin fıtratında vicdan ve merhamet
yoktur. Kendilerine gönderilen peygamberlere eziyet ve hakaret etmeleri, hatta
testere ile gövde ve baş kesmelerinden sonra, insanlık genleri mutasyona
uğrayarak, sevgi hamuru lanet hamuruna dönüşmüştür. Bu kavmin geri sevgi
hamuruna dönme imkânı da kalmamıştır.
Nerede bir terör örgütü var ise ya kuruluşunda,
ya da finansmanında mutlaka ABD harcı vardır. İnsanları ve hatta her türlü
örgütü peçete gibi kullanıp atmayı gayet iyi bilirler. Onların harcı lanet
hamuruna döndüğünden, onlarda ahde-vefa asla görülmez.
Görmeyi bekleyenler ancak ihanet çamuru ile baş
başa kalarak debelenmeye mecbur kalırlar.
Bu çerçeveden bakınca; IŞİD ’in kimin terör
oyuncağı olduğunu görmek zor olmasa gerekir. Batının İslam’la ve İslam ülkeleri
ile mücadelesinde kullandığı araç ve vasıtaları iyi tespit ve analiz etmek
zarureti vardır. Aksi takdir de öyle durumlarla karşılaşılır ki, ‘yukarı
tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal’ mizanseni ile baş başa kalınır.
İşin aslını bilmeyen, çözüp anlayamayan İslam ülkelerine ise
ancak kan ve gözyaşı içinde debelenmek düşer.
“IŞİD ’i yenmek için bu örgüte başka ülkelerden
gönüllü akışının önünü kesmek şartmış” Birçok Batılı devlet, bu kişilerin Irak
ve Suriye’ye savaşa gitmelerinden memnunlar. Onlardan bu yolla kurtulduklarını
düşünerek gidişlerini engellemiyorlar. Bu gündeme geldiğinde ise Türkiye gibi
geçiş için kullanılan ülkeleri suçluyorlar. Hâlbuki ne kadar da bir gaflet
içindeler.
Durmuş saat bir saat bile, günde iki defa doğruyu söylermiş.
Obama ’da “IŞİD bir İslami yapılanma değildir,” diyor ve doğruyu söylüyor.
IŞİD ‘in kurucusu ve yaratıcısı ABD postuna bürünmüş Siyonist
yapıdır. Onlar ki, kapsında hizmet etmeyecek ite bile ekmek vermezler.
Dünkü yazımda da değinmiştim. “İti öldürene sürütürler,”
ABD ’nin derdi IŞİD’i yok etmek değil, o bölgeyi bir hizaya
getirmeye çalışıyor. Bölgenin kendi kontrolünün dışına çıkmasını engellemeye
çalışıyor.
Veya bu bahaneyle PKK’yı sevimli göstermeye ve yeni silahlarla
donatmaya çabalıyor olmasınlar! Türkiye’nin ‘çözüm Sürecinin olmazsa
olmazlarından olan PKK’nın silah bırakmasını’ engellemeye ve hatta yeniden
gücünü toplamaya sebep olabilir mi?
Hatta PKK ordulaşmasına zemin hazırlamak olmasın. Göz ardı
edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Görülüyor
ki Türkiye, PKK kozuyla IŞİD, IŞİD kozuyla PKK konusunda belli senaryolara
zorluyorlar.
Anlaşılan o ki, kucağımızda geride parçalanmış bir Irak ve
Suriye, bağımsızlaşmış bir Kürdistan, azgınlaşmış bir PKK ve yedeğinde bir IŞİD
terör örgütü kalacak gibi görünüyor.
“İslam Dinini ve Müslümanları kurtarmak” Obama ’ya ve Batılara
düşmez.
Düşmemeli…
Ama gerçek o kadar acı ki,
Ortalıkta bu cenazeyi kaldıracak birileri de yoktur.
Ant-120914