Rüzgârın gücü yetseydi papatya yapraklarını yolmaya

Utanırdı sert esişinden ve saklanırdı aynaların sırlarına

Hiçbir el ana eli gibi sallamaz hayatın ve aşkın beşiğini

Eski fikirler yeni düşleri çeker bu yüzden derinliklerden

Yeniler utançlı bir sessizlik olur,  susar dilinde şarkılar

Geçip gider günler, bir kız uzaklara bakarak gözyaşı döker

 

Eskimiş kış masalları sofalarda, tencerelerde aşk kaynıyor

Saçaklı kışlar var penceremde, anlamlar gerçeği sarmıyor

Islak toprak kokusu genzimde, yağmur düşlerimi ıslatıyor

Unuttum ilkyaz sevinçlerini, mevsimler sensizse geçmiyor

Sitemle bakma gözlerime, aşk özleminin kaydı silinmiyor

Çek yalnızlığın perdesini, hüznün gemileri beni bekliyor

 

Bırakıp ardında bir şarkıyla beni, şimdi bir başıma

Yürüyorsun sessizliği boğacak olan kara gecelere

Buğulu gözlerinde sitem, kulağımda ‘yağmur yağsa’

Bitti gidişinle tüm sözler, varlığın ödüldür ruhuma

Kırarsam seni, bağışla beni, şaşkınlığıma ver emi

Yaşam bütün kavisleri kazanmaya çizmiş gül yüreklim

Sen yine de asla kaybolmayan tebessümlerle boğ beni

Olmasın gözlerinde pişmanlığın izleri, batırırım gemileri

Yönümü sana, aşka döndüm, uzat bana çocuk ellerini

 

Selahattin YETGİN

( Çek Yalnızlığın Perdesini başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 12.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.