Almanya da, karşılıklı
acıların yaşandığı Ermeni tehcirini ‘soykırım’ olarak tanımış! Tanısa ne olur,
tanımasa ne olur? Bize tehcir uygulamasını bizatihi Almanya yaptırtmıştı. Osmanlıyı
parçalarken Rumları ve Ermenileri kullanan Avrupa, Ermeni acılarında en büyük
pay sahibi İngiltere-Almanya ve Fransa üçlüsüydü.
Yüz yıllara varan Türk-Ermeni
uyumluluğunu bozan, bu yönde Ermeni çetelerini dizayn edip ellerine silah verip
kışkırtan yine bu şerefsizlerdi.
Dün Osmanlıyı yıkıp
yok ettiklerini zanneden batı, bu gün Türkiye’nin ayağa kalktığını gördükçe
deliye ve çılgına dönmektedirler. Onun içindir ki, yedikleri haltları, bu günkü
siyasete malzeme yapmaya çalışmaktadırlar. Kendi dertleri başlarını aşmışken,
Ermenistan-Türkiye arasındaki meseleyi niye dert (!) ediniyorlar ki?
Türkiye’nin
Ermenistan’la bir derdi bir meselesi yok ki! Sorun Ermenistan’ın Karabağ
işgali… Bunun adını anan bile yok… Uluslararası sistem ağalarının hatırına,
Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak Almanya’ya ne kazandıracak veya ne kaybettirecek
bunu da zaman gösterecektir.
Aynı Avrupa, PKK terör
örgütüne himaye ve yataklık yapmakta, her türlü silah ve mühimmat, finansal ve
istihbarat desteği sağladığını biliyoruz. Yahudi para babalarına Avrupa kahpelik
yapmaya devam etmektedir. İlerleyen günlerde özellikle Avrupa’da Batılı
istihbarat örgülerinin desteğiyle it sürülerinin eylem hazırlıkları yürütülmektedir...
Almanya Meclisinin
kararı siyasidir. Özü itibariyle Türkiye’yi kontrolde tutmayı, Türkiye’nin AB
üyeliğini engellemeyi ve Erdoğan’a boyun eğdirmeyi amaçlı bir çalışmanın
neticesidir.
Putin gibi, birçok
Avrupalı lider ülkelerini korumakta zorlanacaklar, sıkıntılar giderek
dayanılmaz boyutlara çıkartılacaktır. Petrolü 25 dolara düşüren gücün sahibi,
Rusya’nın tamamen çökmemesi için petrol tekrar 50 dolar seviyesine çıkarılarak,
Rusya’nın oyun dışı kalması önlendi.
Rusya ve Avrupa’yı
küçültmek isteyen Siyonizm’in baronları, Türkiye hususunda da çok farklı
düşünmüyorlar. Sık sık tokatlayabilecekleri ve üstlerine basa basa yürüyebilecekleri
devletçikler öngörüyorlar. Türkiye onların oyun kurallarına uymadığı için hedef
tahtasındadır. Yakında Türkiye için de düşünülen ekonomik türbülanslar sırada
bekliyor. Yeni tedbirler gerekiyor.
Türkiye birçok olaydan
haberinin olduğunu bilen güruh, Ankara’nın atacağı adımları önlemek istiyor.
Türkiye sadece kendisinden sorumlu bir ada ülkesi değildir. Etki sahasına
tırpan yemesi oyunun büyüklüğünü göstermektedir.
Batı için bir şeyler
ters gidiyordu ve bu kontrol edemedikleri Ankara’ya saldırmaları için yeterli
bir sebep değil mi? Türkiye’de ve çevresinde bir şeyler oluyorsa, hiçbir şey
tesadüf değildir. Bu arada geri plandaki akıl Sünni İslam’la yan yana gelmek
istemiyor.
Türkiye’yi sallamak ve
silkelemek adına yakında Sudi-Arabistan’ı da çökerteceklerdir. Ama asıl hedefte
Türkiye vardır. Sakın vazgeçtiklerini, geri çekildiklerini zannetmeyin. Para
ile sınırları ve güç merkezlerini değiştirmeye çalışmaktadırlar. Suriye
konusunda ABD; Siyonizm’in emirlerinden asla çıkmaz.
Bir sorun varsa bu Batının
hengâmeleriyle değil, çözmek isterlerse Türkler ile Ermeniler kendi arasında
çözerler. Hariçten gazel okuyanların niyetleri farklı…
Türkiye’nin AB
üyeliğine en çok karşı olan ülkelerin başında yine İngiltere-Fransa ve Almanya
üçlü hergele çeteleri gelmektedir. Avrupa biz onların dinine girmediğimiz
sürece, hatta girip ‘Sizin dininize girip Hristiyan olduk’ desek bile yine inanmayacaklar,
yine şüpheyle bakıp kabul etmeyeceklerdir. Çünkü Allah öyle söylüyor. “Siz
onların dinine girseniz bile sizi kabul etmeyeceklerdir…”
Avrupa’da yaşayan
Türklere de ‘ya Avrupa’da asimile olur, bizim gibi düşünür ve davranırsınız, ya
da Türkiye’den yana olur Avrupa’yı terk eder giderseniz!’ demeye çalışmanın bir
başka şekli olsa gerek…
Almanya’nın soykırım
kararına itiraz edecek Türkleri asimile etmek, boyun eğdirmek ve kendilerince
ehlileştirmek için sopa olarak kullanmaya çalışacaktır. Bu karar; Almanya’da
kendi kimlik ve değerlerine sahip çıkan Türklere karşı koz olarak
kullanacaklardır. Diğer yanda ise bölücü örgüt ve teşkilatlarını zaten
destekliyorlardı. Bundan böyle bir adım daha ileri giderek ‘bunu daha aleni ve
daha müsamahalı yapacağız' anlamına da gelmektedir.
Biz Almanya ile ne
zaman dost olduk ki? Almanya müttefiklik adına Avrupa’nın içimizdeki hain eli
değil miydi? Bizi içten çökertmek için görev yapmadı mı? Çanakkale’de yedi
düvelle savaşırken, Almanya onlarla işbirliği yapmıyor muydu? Bunu bilemeyecek
kadar bilgisiz, cahil ve aptal ve gezi zekâlı mıyız?
Almanya kendi şan ve
şerefine düşeni yapmıştır. Almanya’nın geçmişindeki karanlık ve izbe katliamlara
imza attığını bilmeyen kaldı mı hala? Bunun
izahını istemeye kalkmak aptallık ve geri zekâlılık değil midir?
Soykırımı tanıyan ABD
ve Batı güruhunun, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzelmesini ister
mi? Hatta ABD ve Batı çapulcularına aldığı kararlardan dolayı bir an önce
teşekkür etmek gerekir. Bu kararlarla eski yaraları kaşıyarak yeni nesillere
düşmanlık aşılanmasını sağlayacaklar öyle mi? Ee iyi ya biz de bu bahaneyle bir
an önce kendimize ve özümüze dönme fırsat verme imkânı sunmuş olur.
Batı mülteci sorunuyla
birlikte bir de yabancılar sorununu yaşıyor. Müslümanlara karşı Batının demokrasi
ve insan hakları konusundaki ikiyüzlülüğünü ve çifte standardını görmemize bir
an önce vesile olur. Bu alınan kararlara tepki veriyoruz. Haçlı zihniyeti ne
zaman değişti ki?
Hitler, Mussolini,
Stalin Avrupa’nın eseri değil mi? Irkçılık, faşizm ve komünizm soykırımları,
köleleştirme ve kendinden olmayanları ötekileştirme Batının sürekli yaptıkları
değil mi?
I. Dünya savaşında
Türkler de Ermeniler de büyük acılar yaşadı ama bir Ermeni soykırımı olmadı. Türkler
tarihinin hiçbir döneminde sırf ırkından dolayı kimseye soykırım uygulamışlığı
da yoktur. Almanya’nın Çekoslovakya ve
Polonya’da ve kendi ülkelerinde yaşayan Yahudilere yaptığı soykırıma, bizi
kendisine ortak yapmaya çalışarak vicdan azabını hafifletemez.
Almanya insani
duygularla hareket etseydi, yüzyıl öncenin değil, daha yeni yaşanmış Ermenistan’ın
Azeri topraklarının işgalini kınaması gerekirdi. Siz işin insani olduğunu mu
düşünüyorsunuz?
Millet ve devlet olarak
her gün şehitler verdiğimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Hem içeride hem dışarıda
kim dost, kim düşman netleşmesi ile belki gözlerimizin açılmasına bir vesile
olur. Yerli ve milli duruşun önemi, neden güçlü ve büyük Türkiye özlemi
çektiğimiz daha iyi anlaşılıyor olmalı...
‘Öfkeyle kalkan
zararla oturur’ Türkiye’nin öfkeye değil, stratejik akılla hareket etmesi
gerekir. Almanya Türkiye’yi deniyorsa, denemenin gerisindeki aklı görüp ona
göre adımlar atmalıdır.
Düne kadar bize
imtiyazlı ortaklık teklif eden Almanya değil miydi? Ne değişti? Almanya güç
kaybediyor. Kaybetmeye durduğu şu günlerde gücünü toparlamak adına bizim
işimize gelmese de, farklı çıkışlarını izleyip, ileride atacağı adımlara göre
tavırlar ve tedbirler geliştirilmelidir.
Merkel’in Türkiye
yakınlaşma politikasını istemeyecek, bir yığın it-çakal sürüsü var. Hatta Türkiye’den
daha çok kendi ülkesine zarar veren Putin Türkiye ile ilişkilerini
normalleştirmeye çalıştığı şu günlerde, Almanya’nın geri planda aklın atmaya
çalıştığı adımların iyi bir tahlil ve analizi gerekir. Almanya’nın Türkiye
ayağı sakatlanırsa, bu en çok hangi ülkelerin işine yarar bu noktaya dikkat
etmek gerek…
Bir yanda İsrail ve
Rusya, Türkiye ile gerginleşen ilişkileri tamire çalışırken; ABD ve Almanya’nın
ise Türkiye ile ilişkilerini gereğinden fazla germelerinin altında yatan aklı
okumak gerekir. ABD-Rusya ittifakının arka planında ki hesaplara ayrıca bir göz
atmak gerekir.
Ülkelerin dostlukları
olmaz. Daha çok karşılıklı çıkar ve menfaatleri olur. Dış ilişkiler ile ekonomi
bir bedenin iki ayağıdır. İki ayaktan biri kırılırsa işler düzensiz yürür.
Siz
Almanya’yı bırakın, ABD’ye bakın… Şu anda Almanya’nın yarıma ihtiyacı var…
ABD’deki etkin güç Avrupa’yı silkeleme kararı aldı, birçok Avrupa ülkesi
dökülecek…
Amerika Türkiye’ye alenen ihanet etmektedir. Yalanla dolanla ihanetle iş olmayacağını, etrafımıza
esas ateş çemberi kuran ABD için tedbirler alınmalı… Gerekirse birkaç gün
içerisinde Sinop, Diyarbakır ve İncirlik üsleri kapatılmalı, Amerika’nın tüm askeri varlığı yurt dışı yapılmalıdır. Yoksa gözyaşlarımız akmaya devam edecek…
Ant-030316