Toplumumuzda ciğer bir şekilde,  sözlü ve yazılı edebiyatımıza daha doğrusu  yaşantımıza girmiştir. Bir rivayete göre Hürrem Sultan’ın,  Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı bir mektup ve ona hitapta  Eğer siz, bu ayrılık ateşi ile yanmış, ciğeri kebap, sinesi harap olmuş, gözleri yaşla dolmuş, gecesini gündüzünden ayıramayacak kadar hasret denizinde boğulmuş biçareyi…..”diye kullandığı ifadelerde ne güzelde sevgiyi, ayrılığı, acıyı ve hüznü anlatmaya çalışıyor…Cümlede dikkati çekenCiğer kebap kelimesi yemeği, ağız tadını sevenler  açısından bir başka anlamı var… Söz ”Ciğer”den açılmışken, ilk akla gelende  Edirne’dir.  Tava Ciğer (Yaprak Ciğeri), Edirne’de simge olmuş durumdadır…Eee tabi kiii! Toplumumuz “Tava Ciğerin” tadını yeterince ne Arnavut ciğerin de, ne ciğer kebabın da, nede sebzeli ciğer kavurmada bulabilmiştir… Doğruya, doğru demek lazım…
 
***
Ciğerin tarihinde çeşitli kaynaklarda baktığımızda;  Rumeli mutfağında sakatatlardan hazırlanan yemeklere rastlanır. Özellikle çorbalarda ciğer kullanıldığı gibi, Arnavut ciğeri tariflerine dair 18 yy. sonlarındaki bazı kaynaklarda rastlanmaktadır. Buna karşılık Edirne tava ciğeri 1900’ lü yılların ortalarında ciğerin farklı bir hazırlanışı ve sunumu şeklinde kendini gösteriyor…  Bir başka kaynakta da 1940 yılında ilk kez yapılmış Tava Ciğer (Yaprak Ciğeri) bir sokak satıcısı tarafından satılmaya başlanır... Geçen zaman içerisinde, ard arda lokantalar açılmış, günümüze kadar gelmiştir…***Son yıllarda, Edirne’de markalaşan “Tava Ciğere”, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin, aşırı derecede bir talebi var... Edirneli ustaların bunda büyük emeği var, bununda unutmamak lazım!… Ayrıca tanıtımının da çok iyi yapıldığı bir gerçek… Edirne ve dışarıdan gelen kişiler  tava ciğerde “gerçek tadı” keşfetti galiba… Yapılan bir bilimsel çalışmada, “besin analizinde, besinlerin demir içerikleri içersinde Karaciğer 3.1 mg” ile başı çekiyor, çocukların beslenmesinde önemli yere sahip, bunu da unutmamak gerek!***Ciğeri çok sevmemizin nedeni ne olabilir? Edirneli ustalarımızın buyurduğu gibi;” ciğerin özellikle süt kuzusu dana ciğeri olması, baharat yada sütte de bekletilmez, hiçbir şekilde terbiye olmaz, İşin sırrı yağın sürekli çok sıcak tutulması, ciğerin lezzet yoldaşı kurutulmuş ve yağda kızartılmış biber yanında birde soğan …
***
Bu lezzeti kaybetmemeliyiz! ''Önüne gelenin ciğerci açmasına izin vermeyeceğiz'' Edirne Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Emin İnağ ciğere olan talepten çok memnun olduklarını fakat tava ciğerin de bu işte uzmanlaşmış ustalar tarafından yapılması gerektiği.” şeklindeki Yerel basında yapılan açıklama, gerçekten “Tava ciğerin” geleceği açısında yerinde bir karar gibi gözüküyor…  “Tava ciğer” Romen havası tadında şarkısından, küçük bir alıntıyla yazıma son vermek istiyorum.
“Tava ciğer, ne güzeldir tatması,
Tava ciğer, bir hünerdir yapması,
Edirne’de var bu işin ustası,
Tava ciğer Edirne’nin markası.’’
(şiir Beyazıt SANSI)
Esnafımıza bol müşteriler…
Sağlıcakla kalın!

 


( Bir Mi, Bi'buçuk Mu?... Tava Ciğer… başlıklı yazı tredi tarafından 2/24/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.