Özal lý yýllardan itibaren rotasýný dönülmez þekilde, Avrupa ve ABD den yana çeviren Türkiye Hükümetleri,AB  yolunda tavizkar tutumlarýna günümüzde giderek hýz katmýþtýr.

              Nasýl ki ilk insana yada ilkel topluluklarda yaþayan insanlara, telefon görüþmesinin nasýl gerçekleþtiðini yada cd den    ses ve görüntü nün nasýl oluþtuðunu anlatamazsýnýz,anlatsanýz dahi anlatýmýnýz karþý tarafýn anlayacaðý kadar olur.1983 sonrasý Türkiye sindeki,anlatýmlarýnda milli konulara hassas yazarlarýn yazdýðý makaleleri incelediðinizde,AB  ve demokratikleþme adý altýnda Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapýsýna ve Atatürk Ýlkelerine yapýlan acýk saldýrýnýn varlýðýný anlatýrken toplumca bu konularda genel kabul görmemesinin altýnda yatan  gerçekler arasýnda fark olmadýðýný göreceksiniz.

              Terör sorunu mu?,Kürt sorunu mu? Demokratikleþme sorunu mu? Derken, büyük Türk Milletinin kucagýnda kürt sorunu ile BAÞKANLIK SÝSTEMÝ VE EYALETLERDEN OLUÞAN BÝR CUMHURÝYETÝN  bu sorunu ortadan kaldýracaðý düþüncesinin, nihai olarak kafalara pompalandýðýný görürüz.

              Oysa bunun ne kadar düþmanca bir tutum olduðu konusunda,rahmetli Hablemitoðlu nun yazýlarýný, Ümit Özdað ýn o yýllardaki yazýlarýný okudugunzda Perþembe nin geliþinin Çarþamba dan belli olduðu ortaya cýkacaktýr.

              MGK  nin sivilleþtirilmesi,DGM  lerin Özel nitelikli Aðýr Ceza Mahkemelerine dönüþtürülmesinin altýnda dahi AB  uyum yasalarýnýn tazyiki ile gerçekleþeceði yine bilinen HUKUKÝ GERÇEKLERDENDÝ.

              Bir taraftan HUKUK  yolu ile devletin GELENEkSELLEÞMÝÞ KURUM VE KURALLARI  demokrasi adýna yerle bir edilirken,yazýlý kurallara sahip olmayan Ýngiltere deki GELENEKSEL HUKUKUN  hakim olmasýnýn DEMOKRASÝYÝ ENGELLMEDÝÐÝ gerçeði her nasýlsa göz ardý edildi.

               Ama nihai hedefin 1800 li yýllarda tüm BATI ALEMÝNCE  ortaya konan ÞARK MESELESÝ  ne göre Türklerin hatta Victor HUGO  nun dediði þekli ile ‘’Barbar Türklerin geldiði yerlere gönderilmesi’’þeklindeki  TARÝHÝ GERÇEKLÝÐÝ  ile deðerlendirildiðinde yukarýda anlatýlan hukuki gerçeðin sadece tarihi gerçeðe hizmet eden bir arac olduðu da ortaya cýkacaktýr.

             Türk Silahlý Kuvvetlerinin, devasa yapýsý, emir komuta zinciri ve kendi askeri kanunlarýnýn uygulanýrlýðý çercevesinde oluþturduðu teamüllerle, Orta asya daki renkli devrimlerin mimarý Saros’ca  bile ihraç edilebilir emtiya dönüþtürülerek, nihai hedefteki Atatürk ten önceki son mülgasý gereken son KURUMDUR.

               Bu kurum,yýllardýr,nevi þahsýna münhasýr suç iþleyen rütbeli subaylarýn dahi somut eylemlerinin müsebibiymiþcesine gösterilerek yýpratýlmýþtýr. Adam uçak benzini satma serefsizliðini gösterir bu suctan üst rütbelide olsa tutuklanýp cezaevine konur ama sanki benzini kaçýran kurumun kendisiymiþ gibi haber servisi edilerek yýllarca yýpratýlmaya calýþýldý. YAÞ kararlarý ile ordudan uzaklaþtýrýlan ve mevcut hükümetin parti organlarýnda yer bulan ast ve üst rütbeli komutanlarýn yönlendirmesi ile kozmik oda baskýnlarý ile ordunun namahrem kýsýmlarý tüm dünyaya servis edilmiþ ve TSK  nýn çalýþma sistem ve prensip kodlarý deþifre edilmiþtir.

               Ordunun yýpratýlmasý için yemek servisi ne çýkmýþ askerler suikast düzenlenmiþ gibi haber merkezlerince servis edildi.

                Ýhtilal hazýrlýklarý olarak gösterilen hizmet içi egitim kapsamýndaki çalýþmalar ordunun yýpratýlmasý için atýlmýþ adýmlardan farksýz deðildi.

               Kadýn pazarlamacýlarýnýn elinde oyuncak haline dönüþtürülmüþ deniz kuvvetlerinin paþa ve subaylarý ile Türkiye düþmanlarýna vaat edilmiþ topraklara göz dikenlerin sahte cengaverliðinden baþkasý deðildi.

                Askeri çözmenin yada çözünürlüðünü azaltmanýn  halleri vardý. Orduevlerinin askerden arýndýrýlarak sivileþtirilmesi 200.000 askerin orduevlerinde çalýþýyormuscasýna bildirilmesi (Türkiye de 3500 ilçe 81 vilayet var hepsinde bir orduevi olsa görevli sayýsý ortaya çýkar) Ama asker sayýsýnýn azaltýlmasý ,paralý askerliðin güdeme getiilmesi,asker süresini kýsaltýlmasý,sýnýr güvenliðinin ayrýþtýrýlmasý hep bu çözme iþlemlerini tekrarýnda baþka bir þey deðildir.

              Atatürk, cumhuriyeti kurduktan sonra baþýna milli kelimesini koyarak Milli Savunma bakanlýðýný ve orduyu, yürütmenin doðal bir unsuru olarak deðil bizzat milleti kendisi olarak gördüðü anlamýna gelir.

             Türk insanýn tarihsel sürecte savaþcý güç olmasý ve ortalama bir türk erkeðinin yaþýnýn ,tarihte 39 yaþ olmasý göz önüne alýndýðýnda Almanya nýn en güçlü döneminde dahi Yunanistana kadar iþgal ederken, Türkiye ye saldýrarak milli direniþle karþý karlýya kalmamak istemesini HÝTLER  bile çözmesine ragmen bizim bir kýsým yöneticilerin bu durumu formüle edememesi aklýmýza ihanet dýþýnda bir þeyi getirmemektedir.