Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 19.05.2024
Okunma Sayısı : 185
Yorum Sayısı : 9
15 Mayıs  1919'dan 19  Mayıs  1919'a-3. Bölüm-damdan Düşerek Ölen Hz. Nuh'un Keçisi
15 MAYIS 1919'DAN 19 MAYIS 1919'A-3. BÖLÜM-DAMDAN DÜŞEREK ÖLEN HZ. NUH'UN KEÇİSİ
Bugün sizlere damdan düşerek ölen Hz. Nuh'un keçisini anlatayım mı değerli okurlar?
Biliyorum gülüyorsunuz ve '' Hocam o dediğin damdan düşen değil, gökten indirilen. Ölen değil kurban edilen. Hz. Nuh değil Hz. İbrahim. Keçi değil koç'' Diyorsunuz. Çok haklısınız.
Haklı olmasına haklısınız ama bizim 19 Mayıs 1919'un hikayesi de çok farklı değildir aslında. Bu hikayeye daldığınız anda neresini düzelteceğinizi şaşırırsınız. Üstelik de çok yakın bir tarihte cereyan etmesine ve oldukça çok belge olmasına rağmen
****
Harbiye Nezareti 14 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa ve maiyetindekiler için vize talebinde bulundu. Bu vizeyi İngiliz istihbarat subayı Yüzbaşı John Godolphine Bennet verecekti ama o gün o saate kadar Mustafa Kemal ile birlikte Samsun'a sadece dört beş kişinin gideceği söylenmişken Bennet'e gelen yazıda toplamda otuz beş kişi için vize isteniyordu. Ayrıca vize istenen insanlar generalden ere kadar çeşitli rütbede askerlerdi. Bennet ''Bu basit bir olay değil. Mustafa Kemal Paşa resmen bir ihtilal komitesi hazırlamış'' Diye düşündü. Bu vizeyi vermek boyunu çok aşan bir durumdu.
Bennet önce bizim Harbiye Nezaretine geldi ve '' Bana üç beş kişi demiştiniz ama şimdi görüyorum ki otuz beş asker için vize istiyorsunuz. Bu mesuliyeti kabul edemem.'' Deyince bizimkiler İngiliz Başkomiseri Rumbolt'a telefon ettiler. Rumbolt'un '' Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal ve yanındakilere kefil, vizeyi verebilirsin'' Demesi üzerine vize işi 15 Mayıs 1919'da halledildi.
Bazı vatandaşlarımız ve tarihçilerimiz Sultan Vahdettin'in İngilizlerle bu kadar sıkı fıkı olmasını, İngilizlerin ona bu kadar güvenmesini hainliğine yorarlar da neredeyse hiç kimsenin aklına gelmez: Padişah Vahdettin eğer İngilizlere bu güveni sağlamasaydı tek bir Osmanlı Paşası ( Mustafa Kemal de dahil ) İstanbul'dan dışarı tek adım atamazdı.
Evet, Mustafa Kemal, çok kısa süre önce bir ihtilalle tahttan indirip öldürmeyi düşündüğü Padişah Vahdettin'in İngilizlere verdiği güvence sayesinde 16 Mayıs 1919'da Samsun'a doğru yola çıktı.
Bazı okurlar soruyorlar: '' Hocam ! Mustafa Kemal'in Padişah Vahdettin'i öldürmek, en azından tahttan indirmek istediğini de nereden çıkartıyorsunuz?''
Elim değmişken bu soruya da cevap vereyim: Bu iddiayı ben uydurmuyorum. Bizzat Mustafa Kemal Paşa itiraf ediyor. Aynen şöyle:
“Bir gün Fethi Bey ve dört müşterek arkadaşımızla birlikte
bir hayli münakaşadan sonra, bir ihtilalci komite kurmaya karar verdik ve ihtilalci tedbirler düşünmeye başladık: Padişahı değiştirmek, kabineyi düşürmek, yeni bir kabine kurarak daha azimli hareketlere başvurmak gibi.''
''Başka bir gün bizim Şişli’deki evde toplantımız nihayet bulduktan sonra dört kişiden biri, İsmail Canbulat Bey dedi
ki: ‘Arkadaşlar, ben çok düşündüm. Namusumla söz veririm ki sırrınız gizli kalacaktır, fakat komitede çalışmaya devam edemeyeceğim.’'
Evet, İsmail Canbulat, bir ihtilal gerçekleşse bile her ihtilalde olduğu gibi ihtilali yapanların daha sonra birbirlerini yiyecekleri endişesiyle böyle bir harekata karşı çıkınca Mustafa Kemal, İsmail Canbulat'ı işaret ederek '' Beyefendinin iştirak etmeyeceği bir hareket makul olmaz.'' Dedi. [ Kaynak: Falih Rıfkı Atay- Çankaya / İsmet Görgülü: Atatürk'ün Anıları ]
İlginçtir ki 1919'da Padişaha karşı bir ihtilal ya da doğrudan doğruya suikast girişiminin içinde olamayacağını söyleyen İsmail Canbulat 1926 Yılında Mustafa Kemal'e suikast girişişimi suçuyla yargılandı ve idam edildi.
Bandırma Vapurunda 16 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa ile yola çıkan ama 1926 yılında Mustafa Kemal'e suikast girişimi suçuyla yargılandıktan sonra idam edilen bir kişi daha vardı: Albay Arif Bey ( Ayıcı Arif ) İstiklal Harbinin her cephesinde savaşmış bir komutan...
****
Eveeeetttt. 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru toplam yetmiş dokuz yolcusu ile yola çıktı.
Bundan sonrasında oldukça ilginç bir masal vardır sizlerle onu da paylaşayım.
Masala göre çakal İngilizler aslında Mustafa Kemal'in Samsun'a Türkiye'yi kurtarmak için gittiğinin farkındadırlar. O sebeple de Bandırma Vapuru hareket ettikten sonra Karadeniz'e açılır açılmaz onu bombalayarak havaya uçuracaklardı.
Peki neden böyle bir yola baş vuruyorlardı da vapur yola çıkmadan içindekileri tutuklamıyorlardı? Her halde sadece yetmiş dokuz kişiyi öldürmek kesmiyordu. Bir vapur, üç at, bir mersedes arabayı da sulara gömüp daha fazla zarar vermek istiyorlardı.
Peki bu şeytani plan kime aitti? İngiliz İşgal Kuvvetleri komutanı General Harrington'a aitti.
Evet, bu plan General Harrington'a aitti ama Harrington bu sırrı bir yüzbaşı ile, az önce bahsini ettiğim John Godolphine Bennnet ile paylaştı. Ellerini Bennet'in omuzlarına koydu ve ''Sana bir sır vereceğim ama kimseye söylemeyeceğine yemin et.'' Dedi. Bennet de '' Ekmek, musaf çarpsın ki kimseye demeyeceğim, söyle ne olur?'' Diye cevap verdi. Harrington '' Hani o vize verdiğin Mustafa Kemal ve maiyeti var ya, alayını Karadeniz'e açılır açılmaz havaya uçuracağız'' Diyerek sırrı açıkladı.
Bennet bozuldu doğal olarak '' Paşam ! Şimdi ben bu adamlara, Karadeniz'de torpillemek için mi vize verdim? Böyle bir puştluk ayıp kaçmıyor mu biraz?'' Deyince Harrington sırıttı: '' Ulan Dürzü ! Senin Türk esirlerine ve tutuklularına işkence etmen puştluk olmuyor da benim yapmak istediğim şey mi puştluk oluyor?'' Diye cevap verdi ki herif yerden göğe haklıydı.
Bennet 15 Mayıs 1919 Akşamı Tokatlıyan Handa kafayı iyice çekip '' Yarın bir Türk Paşası, gemisi ve mürettebatı ile öteki dünyaya gönderilecek. Onlara vize verdim ama hepsini öldürecek bizimkiler. '' Dedi bağıra çağıra. Oysa geri zekalıya komutanları '' Oğlum her boku iç rakı içme. Adamı fena çarpıyor, şişede durduğu gibi durmuyor.'' Demişlerdi ama o kumandanlarını dinlemeyip Türk içkisi rakı içmişti.
Peki o anda Tokatlıyan Handa kim vardı dersiniz? Padişahın damadı İsmail Hakkı Bey ( Okday ) [ İsmail Hakkı Bey, Padişah Vahdettin'in kızı Ulviye Sultan ile evliydi. ]
İsmail Hakkı Bey bu haberi alınca koştu saraya, vaziyeti Padişah Vahdettin'e anlattı. Vahdettin '' Şimdi ben saraydan çıkıp Mustafa Kemal Paşa'ya haber versem İngilizler kıllanır. Sen haber versen yine kıllanırlar. En iyisi Rauf Bey'i( Orbay ) bul, ona söyle, o bir şekilde Kemal Paşa'yı uyarsın.'' dedi..
İsmail Hakkı Bey, Rauf Orbay'ı buldu ve vaziyeti ona anlattı. Rauf Orbay da 16 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'i Samsun'a uğurlarken ona sarıldığında kulağına '' Dikkatli ol, İngilizler, Bandırma Vapurunu bombalayacaklar.'' Dedi.
Mustafa Kemal gayet soğukkanlı bir şekilde cevap verdi: '' Nah bombalarlar. Kıyıdan kıyıdan gideriz, ruhları bile duymaz.''
Sonacıma efendim, Bandırma Vapuru kıyıdan kıyıdan giderken salak İngilizlerin Malaya Zırhlısı, bizimkileri açık denizde aradığı için bulamadı; bulamadığı için de torpilleyip batıramadı. [ Malaya Zırhlısı siz değerli okuyucularıma bir şeyler hatırlatmıştır mutlaka ama hatırlamayanlar için yazayım: Padişah Vahdettin 17 Kasım 1922'de işte bu Malaya Zırhlısı ile yurdu terk etti.]
Söylemeyi unuttum: Salak ve geri zekalı İngilizler işgal altında tuttukları Samsun önlerine iki savaş gemisi gönderip Bandırma Vapurunu Samsun önlerinde batırmayı da akıl edememişlerdi.
Evet, pek çok tarihçi gayet ciddi bir şekilde hem de milyonların seyrettiği tv kanallarında anlatırlar zaman zaman bu masalı. Ellerinde kaynak var: İsmail Hakkı Okday'ın anıları... Hatta Mustafa Kemal Atatürk bile zaman zaman '' Bizi Padişahın damadı kurtardı'' Dermiş.
****
Ne var biliyor musunuz? Bu ve gelecek bölümde anlatacağım bir sürü saçmasapan masal yüzünden maalesef çok yakın bir tarihte cereyan etmiş olmasına rağmen 19 Mayıs 1919'un sadece ve sadece gerçekten ibaret olan hikayesine ulaşamıyoruz bir türlü.
****
Gelecek bölümde Padişah Vahdettin'in, Samsun'a gönderdiği Mustafa Kemal'e '' Al bozdur bozdur harca kafana göre'' Diye verdiği (!) 40. 000 Altından mı bahsetsem yoksa Mustafa Kemal'i ve maiyetini Samsun'a varmadan ortadan kaldırmayı planlayan (!) İngilizlerin, Mustafa Kemal Samsun'a ulaştıktan sonra ona teslim olmasını(!) mı?
Şeyi artık yemiyorsunuz sanırım?
Neyi mi?
Bandırma Vapuru Sinop önlerinde arızalandığında Mustafa Kemal'in, beline bir halat bağlayarak denize atladığını(!) ve vapuru çeke çeke kıyıya yanaştırdığını...
( 15 Mayıs 1919'dan 19 Mayıs 1919'a-3. Bölüm-damdan Düşerek Ölen Hz. Nuh'un Keçisi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 19.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu