Müslüman Dünyası Ve Ramazan


Yazılar MÜSLÜMAN DÜNYASI VE RAMAZAN

MÜSLÜMAN DÜNYASI VE RAMAZAN

İslam dünyası her yıl bir Ramazan’la aydınlanırken bu son Ramazanlarda maalesef bu aydınlık karanlığa tebdil etmiştir. Müslümanlar için rahmet ayı olması gereken Ramazan-ı Şerif ayı azap ayı olma durumuna gelmiş, bütün Müslümanların manen cayır cayır yandığı bir cehennem ayına dönmüştür.

İşte Müslüman için en büyük felaket olabilecek olan musibet İslam dünyasının başına gelmiştir. Müslümanın Müslümanla savaşması. Felaketlerin en büyüğü budur. İşte hakiki cehennem bu.

İslam dünyasını bu felakete yuvarlayan esas amil ne acaba? Bu amil Müslümanların kişiliğinde saklı. Sürekli egoizm içinde yuvarlanan Müslüman tipi tarihin en büyük belasına bulaşmıştır. Bu egoizmden sıyrılmadan, bu dünyevileşmeden uzaklaşmadan bu beladan kurtulması mümkün değil İslam dünyasının.

Bu gün Müslüman dünya bin bir yanlış içinde yuvarlanmakta. Yukarda saydığımız egoizma, dünyevileşme hastalıkları yanında cehaleti de eklemek lazım.

İslam dünyası asırlardır küfür dünyasıyla çatışmışken bu gün ne oluyor da birbiriyle çatışıyor. Ölen de öldüren de Allah için öldürüyor yahut öyle zannediyor. Ölen de öldüren da 'Allah-u Ekber' diye bağırıyor. Aslında bu sözüyle Allah’ın değil kendi nefsinin büyüklüğünü ilan ediyor.

Eğer 'Allah büyüktür' derken nefsinin küçüklüğünü kast etseydi, nefsinin cehalet bataklığına battığını bilseydi bu yanlışa düşmeyecekti. Allah için savaştığını zanneden zavallı Müslüman. Cennet ve Cemalullahı murat ederken Cehennemin yedi kat dibini boylayan bir Müslüman topluluğuyla karşı karşıyayız. 

Cemel vakası ve Sıffin savaşı tecrübelerini geçirdi bu ümmet. Bu tecrübeler bu ümmete bir uyarı, bir bilinçlenmeydi aslında. Sahabe-i Kiram Ümmet-i Muhammed için bu acıları yaşadı.
Ama ne yazık ki Ümmet bundan ders almadı; hala aynı yanlışları yapmada, birbirinin kanına girmede. Nefsini öldürmek yerine Müslüman kardeşinin kanına girmekte. Allah için savaştığını söylerken şeytan için savaşmakta, Cennet’i arzularken Cehenneme varmak için elinden gelen çabayı göstermektedir.

İslam dünyası istikamet üzereyken her şey yolunda gitmiş, istikamette ayrılınca felaketlerden felaketlere yuvarlanmış, azaplardan azaplar beğenmek zorunda kalmıştır. İstikamet; 'dosdoğru yol' demek. Cehaletle istikamet birleşmez asla. İslam dünyası ne zaman cehalet karanlığına yuvarlanmış, başı felaketten kurtulmamıştır. İslam’ın ilk emri 'oku' iken, ilimden, okumaktan, araştırmaktan uzaklaşmıştır bu günün İslam dünyası. Bunun içindir ki her türlü fesat odaklarının kötü emellerine alet olmuştur.

İslam dünyasının geçmişine bakarsak cehaletin sebep olduğu mezhep savaşlarının aldığı canın küfür ile savaştan daha fazla olduğu görülür. "Emr olunduğu gibi dosdoğru ol"amayan İslam dünyası fitnelere duçar olmuştur.

İşte bu son felaket te bunlardan biridir. İşid belası bu büyük beladır. İslam dünyasının kendine gelmesi için ilahi bir uyarıdır. Umulur ki bu ilahi ihtar tez fark edilir, büyük kıyımlara varmadan bu ateş söndürülür. Bin bir tefrikanın kasıp kavurduğu İslam dünyası bilimin, tefekkürün sanatın yol göstericiliğinde yeniden ihya olur.

Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 28.6.2014
( Müslüman Dünyası Ve Ramazan başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 2.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.