Cennet Kuşu...



Ezeli ebedi gücün inhisarında serkeş cihanın ayak izinde göğünse en mavisinde saklıdır arzuhalim:

Gök gözlü o kadınsa benim annem.

Her ezan vakti ruhumda uçuşan huzur kuşları ile semada esen yelin seyrüseferinde adandığımdır İlahi Aşk ve ömrümü adadığım yaşlı yaslı bir telaş elbet başım gözüm üstüne.

Muhabbet ehlidir yüreğim ve kordan sicimlerimle zikrettiğim neyse fikrim de odur elbet ve muadili olduğum şu kâinatın servetine de nail oldum:

Önce sevdim sonra sevildim ve serildiğim toprağın kokusunu ta içime çektim.

Neferi idim yolculuğun sönmek bilmeyen ferinde aşkın kaza eseri bulacaksam kendimi elbet kazanımım idi aşkın hikmeti.

Beşeri aşklardı saf tuttuğum.

Beşeri özlemlerdi af dilediğim.

Aşkın şiarı iken yüreğimde açan cennetin en güzel çiçekleri elbet her birini adı iken ANNE, izdivacına taliptim yüreğimin közünde ve korunda yatan bir servet en çok da özümle sahiplendiğim ve nice özrü serdiğim akıbetim.

Mayın tarlasında sektim.

Azadesi çiçeklerin semada saklı bir cennet kuşuydu peşine düştüğüm:

Hâkim olduğum ne ki önce nefsimi öldürdüğüm sonra nefesimi tuttuğum hele ki nefes alamadığında yaralı yüreğimin sesinde saklı iken annemin nefesinde sükûnetten bir derya bir cennet inşa etti yüce Rabbim.

Gölgemse kuma getirmişti döktüğüm kumun izinde.

Haizi olduğum o tek kum zerresi gel gör ki sonsuzluğa nail oldum Rabbimi her andığımda ve yüreğimi aşka bandığımda ve dinmeyen niyazlarımda:

Sağlık diledim önce ve hayırlı ömürler.

Sandığımdaki naftalin bile biliyordu işin aslını.

Sandukamsa bir köşede beni beklerken.

Bense göğe asılı askıda ekmek gibi nasibim olan her lokma nasıl ki helaldi nasıl ki onca öğreti babamdan miras ve köstekli saatin durduğu o vakit:

Anladım ki aşk da özlem de bir akit idi altına imzamı attığım fermanın bir sürümü ve içimdeki okyanus altın değerin en çok da annemin saçına konan kelebekleri sonsuz bellediğim.

Rengim pembe.

Alnım ak.

Saçıma da yağmakta bu aralar nice kar tanesi.

Lütuf bildiğim nice duygu ve şükrettiğim sarmalında gezegenin kaç bayttır sahi dünüme küskünlüğüm?

Haşa, ulu Rabbim.

Senin O devasa aşkına talibim.

Haşmetli gücün bense efkârın iz düşümü gel gör ki dinmez ruhumun ülküsü nasıl ki toprağımdır ve ülkem ve atam ve anam ve babam, annemin gözlerinde gördüğüm ışıksa beni çağıran ve yeter ki kutsasın yüce Mevla’m.

Gün devindi.

Geceye yolculuk.

Gel gör ki sönmez ışığım karanlıkta dahi önümü görebildiğim.

Hazzın değil haizi olduklarımın hiç değil:

Aldığım nefes damarımdaki kan ve dinmeyen gürültüsü yüreğimin.

Güldür güldür bir sesi var ki İlahi Sevginin.

Gümleyen gülüm/seyen ve kim ise aşka itham eden.

İtirazım zalime.

İsyanım kâfire.

İdam sehpamsa dünden kurulu belki de aşığım ben celladıma.

İçimdeki minyon kuş.

Dışımdaki sonsuzluk hissi.

Belki de asla sahip olmayacağım bir ülkü bir rayiç ve işte hiçliğimin sarmalında sonsuzluğa talibim.

Uluların Ulusu, merhametlilerin merhametlisi, biricik Allah’ım seni daha çok daha çok seviyorum öncemden fazla yarınlarsa bir dua dilimde.

Koruyansın.

Kolluk kuvvetim iken yüreğim taptığımsın aşka doyduğum ve işte zincirleme bir sihir bir değnek misali elimde kalemimle yola koyulduğum.

Uğurumsa annem ve umudum.

Onun dualarıdır beni ayakta tutan ve benim dualarım huzura koştuğum hüzünlü kalbimin de tek Sahibi sensin yüce Rabbim.

Günü geçiştirmek değil niyetim.

Zaman doldurmak olsa bile en baştaki arzum.

Şimdilerde günüm çağlarken umudum hız kesmezken günüme şükrederken daha çok daha çok imtiyaz tanımakta iken içimdeki yaralı çocuğa ve işte kaynayan kanımda saklı hararet ve coşkuyla koşuyorum Sana sadece Sana.

Uzamında hayatın.

Ulağımsa kalem.

Uleması maneviyatın:

Aşktır İlahi Aşk tek kale’ m tek kalem’ de yazdığım kadar da içim kanarken kandığım değil güvendiğim sırtımı dayadığım Ulu Çınarım ulvi duygularım ve içime ukde değil artık ne ise dünde kalan.

Coşkumu mazur gör biricik Rabbim ve aciz kulunu af et.

Saf tuttuğum kadar safiyet dolu bir mecrada:

Zamansız mekansız sevdiğim kadar boyutsuz yaşarken tüm benliğimle bakaya kalan sözcüklerimi de kutsa ve koru beni bizi tüm sevdiklerimi.

Devrik cümlelerim yok artık.

Daralsam da çıkarken feraha.

İçimdeki umreyi kabul et ve kabul eyle tavaf ettiğimi Kâbe’yi şu saf şu aciz varlığımla ve tüm benliğimle ve ruhumla yeter ki kabul eyle beni Ulu Makamında Dergâhına koştuğum ve tükenmeyen diviti ile pervasız ilham perimin de nezdinde sana şükürler olsun ve zaman ver sen yeter ki bir zaaf değil mademki sevmek bir zaaf değil mademki yüreğimle yazıp yol kat etmek yeter ki hidayete ermem için müsaade et.

Dualarım.

Ve İlahi Ateşte yanan varlığım aşkın şifresi iken umudun da telvesi ben nasıl ki sonsuzluğa talip ve nailim senin Aşkınla kutsandığım kadar da kutsal bildiğim duaların nezdinde ihya edilesi yüreklerden yüreklere uzanan o İlahi Köprü ile şükürler olsun günüme şükürler olsun verdiğin her nimete mademki kara gecede kara karıncanın ayak sesini duyarken sen şükürler olsun bana yaşattığın her duyguya yazgıma da alın yazıma da günüme de şükürler olsun…

 


( Cennet Kuşu... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2/21/2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.