Mecazi bir firardan öte fiiliyata
dökemediğim kadar duyguları kabaran yüreğimden taşan aşkın dilemmasında saklı
sabah rüzgârı.
Hanesinde hüzün saklı gülüşler
unutulmuşluğun çatı katı
Kaç es verirsem vereyim hayata esmeyi
unutmayacağım
Esefle söylendiğim değil
Varsın olsun kilit noktam aşkın
hutbesi
Kardıkça günümü
Kaybolduğum bir mahzen ki
Duvarları üstüme üstüme gelen
Dualarımın uçuşturduğu kanlı duvağın
müdavimi
Körden gözler közden heceler
Seyrüseferinde yalnızlığın
Varsın olsun hüzünle beslensin mabedim
Matemin peçesine konan bir kuş gibi
Meali hüzün kokan
Serkeş hecelerin müdavimi
Yerin göğün kapıştığı
Sırça köşkünde yalnızlığın
Üstüne konduğum bulut gibi
Buğrası ölümün
Alnıma konan masum busenin seyri
Donanımlı bir asker gibi fani
bedenimle
Ölümsüzlüğe kanat açan aşkın hicviyle
Sarmalında duyguların
Kanamak kadar kanmak da olası
Esen rüzgâr
Batılı ömrün
Askıda mutluluk
Pekişen hüznün
Vardiyalı bir işçi gibi
Vebali boynuma
Ses etmeden yaşamanın meali
Sözcükler nasıl da istifli yüreğime
Nemli göğün mert yolcusu
Göçmen kuşların ölüm yortusu
Aşkın geniş hacmi
Havsalamdan taşan ümit benzeri
Efkârın dikeni
Sönmeye müsait bir balon iken hayat
Sinemdeki karartı
Aşka biat
Bir yakarış düşmez iken yakamdan
Yanık kokan şiirin mutluluğa özlemi
İstila edilmiş olsa ne ki yüreğin
gizemi?
Rötarlı bir yolculuk mademki
Saat tuttuğum yalnızlığınsa resmigeçidi
Araf’ta saklı kanatlarım
Ertelediğim kadar mutluluğu ben de bu
savaşta varım
Siperim,
Sinem
Şiarım,
Yazılası şiirlerin ilhamına yenik
düşen
Yorgun yüreğin idamesi
Yana yakıla yaşamak değil benimkisi
Bilakis hüzne bandığım mutluluğun
arifesi
Özlem yüklü iken insan beklemeye
değmez mi?