Bir varmış başka hiçbir şey yokmuş. Allah her şeyi yaratmış yaratılışını güzel yapmış. Güzel söz söyleyenleri de çok ama çok sevmiş. 

Evvel zaman içinde, zaman zaman içinde, bir tatlı dilli papağan da bizim masalın içindeymiş. 

Tatlı Dilli papağanın kanatları rengarenkmiş. Görenler ona hayran olup, onu çok beğeniyormuş. Ama bu papağan masal ormanında daha çok tatlı dilinden, arkadaşlarına karşı güzel söz söylemesinden dolayı seviliyormuş. 

Çünkü o arkadaşlarını çok seviyormuş. 

Bir canlının kalbi sevgiyle dolunca dili güzel sözler söylermiş. 

Yine bir gün Tatlı Dilli masal ormanında bir ağaçtan bir ağaca uçuyormuş. Sevgi dolu sesiyle bir şarkı söylüyormuş.

Güneş doğdu yine

Gözlerimiz açıldı sevgiyle

Merhaba ağaçlar 

Merhaba güzel orman

O sırada şakacı şempanze muz ağacının üstündeymiş. Onu görünce kuyruğuyla dala tutunarak sarkmış. Başı aşağı sarkmış şekilde papağana seslenmiş.

“Hey koca burun günaydın!”

Tatlı Dilli, şakacıya bakarak gülümsemiş. 

"Sana da günaydın şakacı! Bugün daha da neşeli görünüyorsun. Seni bu kadar mutlu eden nedir?”

Şakacı ani bir hareketle doğrulmuş. Dalın üstüne oturmuş. Daha söze başlayacakmış ki bir serçenin sesiyle irkilmiş. 

“Şakacı yaptığın şey hiç de doğru bir davranış değil. Bir arkadaşımızla burnundan dolayı alay etmeni beğenmedim. Biz masal ormanı sakinleri birbirimizi sevmek için söz verdik. Sevmek ise birbirimizi incitmemektir.” Demiş. 

Şakacı, serçenin bu sözlerine alınmış. Kendini tutamayarak onunla da alay etmeye başlamış.

“Hele şuna bakın! Küçücük bedeniyle bir de bana öğüt veriyor. Sen kim oluyorsun?”

Tatlı Dilli, arkadaşları arasındaki bu söz sataşmasından rahatsız olmuş. Tartışmanın büyümemesini istemiyormuş. Bunun için araya girmesi gerektiğini anlamış.

“Arkadaşlar, arkadaşlar durun ne olursunuz! Sert ve kırıcı sözler arkadaşlığa zarar verir. Birbirinizi üzmenizi istemiyorum…”

Daha Tatlı Dilli sözünü bitirmemişti ki şakacı söze girmiş.

“Bak gördün mü küçük! Tatlı Dilli yaptığının doğru olmadığını söylüyor. Seni ilgilendirmeyen işlere karışma!” diyerek serçeyi azarlamış. 

Serçe bu şekilde anlaşılmasından dolayı üzülmüş. Onun niyeti bir arkadaşına yapılan saygısızlığa engel olmakmış. O da gagasını açıp şakacıya kızacakmış ki Tatlı Dilli:

“Arkadaşlar kızgınken söz söylemek doğru değildir. Bu durumda birbirimizin kalbini daha çok kırabiliriz. Bunun için kızgınken susmak en güzel davranıştır. 

Sevgili şakacı, sabah ilk gördüğünde söyleyeceğin günaydın sözü beni daha çok mutlu ederdi.

“Ama günaydın dedim!”

“Evet günaydın dedin ama aynı zamanda koca burun diyerek benimle alayda da ettin. Ben seni üzmemek için bir şey demedim. 

Unutma şakacı herkes benim gibi olmayabilir. Kimimiz çok alıngan, kimimiz çok öfkeli, kimimiz neşeli, kimimizde böyle şakalara sert tepkiler veren bir özellikte olabiliriz. O zaman da hoşumuza gitmeyen sözler işitebiliriz.

Bu sevimli küçük serçe kardeşimiz sadece arkadaşının üzülmesini istemediği için seni uyardı. Çünkü lakap takmak, alay edici sözler söylemek karşındakini üzebilir.” Tatlı Dilli’in bu sözleri üzerine şakacı:

“Nee! Sen bu sözlerden dolayı üzülüyor musun?” Tatlı Dil:

“Kim kendisiyle alay edilmesinden hoşlanır ki şakacı? Ben sadece senin üzülmeni istemediğim için karşılık vermedim. Bak benim yerime serçe kardeşimiz söz söyledi diye hemen onunla da alay ettin. Onu da küçümsedin. 

Ama şunu öğrendim ki rahatsız olduğumuz davranışları arkadaşlarımıza tatlı bir dille söylemeliymişiz. Yoksa onlar bizim bu alaycı sözlerden hoşlandığımızı sanabilirler. 

Serçe kardeş sana da çok ama çok teşekkür ederim. Benim üzüntüme ortak oldun.” Serçe:

“Tatlı Dilli, biliyorum senin arkadaşlarını üzmek istemediğini, bunun için şakacıyı uyardım. Arkadaşlar birbirinin sevincini de üzüntüsünü de paylaşabilmelidir.” Dedikten sonra şakacıya dönmüş.

“Şakacı, ben de seni üzmek ve kızdırmak için söylemedim. Seni üzdüysem özür dilerim. Arkadaşlar arasında güzel söz her zaman mutluluk vesilesidir.” deyince şakacı yaptığı yanlışı anlamış. 

“Tatlı Dilli özür dilerim. Bir daha arkadaşlarımın herhangi bir özelliğinden dolayı onlarla alay etmeyeceğim ve onları üzmeyeceğim.” dedikten sonra küçük serçenin bulunduğu dala zıplayarak onun yanına oturmuş. Ellerine alıp onun küçük ve yumuşacık kanatlarından öpmüş. 

Gökten üç elma düşmüş. Birisi arkadaşlığın kıymetini bilip güzel söz söyleyenlerin, birisi yanlışlara karşı uyaranların, üçüncüsü de bu masalı okuyan ve dinleyen sevgi dolu çocukların başınaymış.

Seyit Ahmet Uzun 

Masal Terapisti

 

( Tatlı Dilli Papağan başlıklı yazı SeyitAhmetUzun tarafından 20.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.