1
Bozguna uğramış yenilginin
yanılgısında saklı adım…
Ah, adım ve adımladığım yolu
hümayunun
Düşlerim nemli
Aşk ise adeta iksirli
Sevgiden yonttuğum bir heykel misali
İçime akıttığım gözyaşımdan muaftır
da varlığın
Sen ki: öksüzlüğün ikliminde bir
yetim
Yitiminde zamanın
Bağdaş kurduğum bir ağacın köküne
sadık kaldığı
Nasıl ki gerçeğin ta kendisi
Ve işte geldim kendime ansızın
Sen gittikten sonra
Gücümden kalan son zerre ile yazdım
şiirlerimi
Mevsim nazlı
Yâd ettiğim dünüm gölgemle kavgalı
Olduğum günlerin uğruna
Terk ettiğim illa ki kendim olan
iklim
İrdelediğim bir iklimden de fazlası
Döngüde saklı ritmi
Bir yudumda içime çektiğim çok mu
belli?
Nazire etmiyorum aşka
Çünkü aşkla eşleşen varlığımdır her
düştüğümde sevdaya
Kıyıya vuran gözyaşlarım
Seferisiyim de yıldızların
Hem hem çiçek olmayı ben dilemedim
Çiçeklendikçe yer gök
Kuytulardan arakladığım her zerreyi
Bağışladım içimdeki yetime
Nazenin bir bakışla solladığım şu
yanlı yolu
Aştım da ne oldu dercesine
Soyutladım yüreğimi evrenden
Sadece adağımdı aşk
Belki de batağım
Her atağa geçtiğimde sarsıldığım
Bir fırtına gibi
Aslında varsa yoksa içimde saklı
İçerlediğim gün mü kalmadı dünde
Bir de içtimada geçti mi ömür.
Yüreğin misinasına astığım her sözcük
her sayı
Saymanı mıyım yoksa dünyanın
Ve işte gerisin geri sekiyorum
kendimden
Sakin bir deniz olmaya mademki
meylettim
Lakin mümkün değildi sensizliğin rüzgârı
Beni benden alıp götürürken
Günler biçtiğim gecenin pınarında
Şahitler tuttuğum yalnızlığın çığlık
atan vapurunda
İstiflediğim her gün her acı
Seyrüseferinde mevsimin savsakladığım
kadar kendimi
İlla ki kıyama durduğum bir rota
İlla ki kıymete binen varlığın
Yitiminde gölgenin dahi eksik kaldığı
bir yol gibi
Hali hazırda yoldan çıkmadığım
Elbet attığım zar masumca gülümserken
bana
Nasıl ki yek geldi aşkın uğruna
Şekilden şekle giren yüreğim
Şimal yıldızısın madem içimde saklı
dünyanın
O halde göç etmeliyim sensizlikle her
yoğrulduğumda
Seslerin şifahen hükmettiği bu aşkın
tozuttuğu yangınında…
Lal sözcüklerim canlandı ansızın
Lanet okuduğum iblisten uzak
Kendimden firardayım
Yetemediğim kadar dünyanın nüfusuna
Senle kaplı âlemin yeknesak yıkılmaz
kalesiyim
Kalender gecenin kaynaştığı
Yazın çeşninde sarıp sarmaladığım bir
bebek gibi
Değil dokunmak bakmaya bile
kıyamadığım
Varsın yalnızlık sakit olsun
Yüreğin bitimsiz ritmi ve ikliminde
Yâd edilesi bir esintisin
İçimin ürperdiği gecenin tininde
Saklı bir nota gibi çaldığım
Semazen yüreğimin ansızın
kundaklandığı
Ve işte başa döndüm yeniden
Yetinmekse hayatta sevgimle eşlik
eden
Hayalinin bile yettiği bir evresin
Sensizlik ve sessizlik canıma tak
etti
Huzmesi yüreğin hüzün çeşmemde akan
dileklerin niyetine
Nemalandığım her gün her an her anı
Yakardığım Rabbime
Yeter ki taş değmesin ayağına asla ve
asla…