Terk edilmiş bir arazi
iken
Mührü zamana uğrayan
bir aşkın,
Çelişki yüklü mizacında
Nice doğurgan belki de
muhalif imge
Tedirgin kılan içli bir
peyzajın
Odağındaki sefil
benlik.
Tevazu yüklü olsa da
yürek
Ve kırılgan,
Hanidir mücbir
sebeplerle
Çatık kaşlı isyanı
kader denen rotadan
Yüklediğimiz yüreğe
Ve miadı dolmuş nice
aşkın
Tortusu yüreği içten
içe burkan.
Satılık levhası koymak
mı yoksa çare,
Hani olur da alır
başını gider
Adına hüzün denen acı
reçete.
Durağan bir iklim ve
sıcak alabildiğine
Yüreğin tevafuk bildiği
Ve göreceli bir katman,
Kat ve kat süregelen en
revnak sancı.
Düşmüşlüğündense
düşkünlüğü,
Körelmektense ayrı
düşmeye mecbur kılındığı aslında
Koca bir safsata o
kayıp rota:
Hanidir mızrabı hanidir
yoksunluğu;
Bilfiil hüküm giymekle
eş değer
Ayrı düştüğüm o
bitimsiz sancı.
Pergelin çizdiğinden
farklı mı olmalı da
İçinde dönendiğim bu
kısır döngü
Yine de sormalı:
Ne zamandan beri aşkın
miladı?
Son, demek olmasa da
akıl karı,
Yeniden başlamakla
mükellefim
Hele ki o kırık
zincirin paslı kilidi
Kadar açmaya mecbur
kılındığım.