Kapıları kilitli mabetler ağlar elbet
Sen ellerini bin yıldır göğe açar durursun
Bir ömrün secdesinde bin yıl sürermiş hasret
Secdede tutulduğum ateşten bir yağmursun
Aşka tahammül kolay tek sen kendine sabret
Sürgüler çekiliyor duamda kalıyorsun
Kapıları kilitli mabetler ağlar elbet


Mavi kubbe içimde Yesevi’nin elleri
Benim kalbim bin yıllık türbedir artık sana
Yolumun iki yanı bembeyaz kar gülleri
Kim sermiş nehirleri ayaklarım altına
Kim savurmuş gönlüme ateş azab çölleri
Yolum vurgundur benim dönemem anlasana
Mavi kubbe içimde Yesevi’nin elleri


Pencerem dualarla düşlerle aydınlıktır
Yağmuruma dokunma ağlarsın ve ağlarım
Mavi kubbe ve eşarp ve hasret bin yıllıktır
Kan kesilir hüzünle kuşatılan çağlarım
Yüreğim cam kesiği aşk bende yalnızlıktır
Geçmişimden ödünçtür bu imdat çağrılarım
Dağlar ölümün rengi ah dağlar tenhalıktır
Şehirlerde boğulur en renkli rüyalarım
Yokluğun toprağı kıt viran bir mezarlıktır
Ümitlerim olmasa sensizliğe ağlardım
Pencerem dualarla düşlerle aydınlıktır



Mavi kubbe arkası ve penceren karanlık
Yarım kalan dualar gönlümün tevekkülü
Gecenin kuşandığı hep aynı perişanlık
Unutkan hatıralar hayal ile örtülü
Zaman bir sürgün ise unutmak bir anlık
Mavi kubbe arkası ve penceren karanlık


Gece düşer kalp düşer ışık düşer aşk düşer
Parmağındaki beyaz inci süslü yüzükten
Gecenin sinesine kanlı gözyaşı düşer
Ağlamak hüneridir hani öyle yürekten
Pembe dudaklarından sanki kaderim düşer
Vazgeçmek mümkün müdür korkulu gelecekten
Zaman sükût perdesi kalbim üstüne düşer
Varlığın mı hayalden yokluğun mu gerçekten
Uzak düşer dert düşer, sen düşersin aşk düşer


Senin gözlerin zindan senin gözlerin mahzen
Ve gönlü aydınlığa hasrettir dervişlerin
Dalgalı saçlarını düşünürken bir neyzen
Ayaklarına zincir olur da gidişlerin
Ne olurdu öylece kalıversen gitmesen
Dergâh sessizliğidir asıl senin kederin
Elbet hüznü andırır mutluluğun ve neşen
Sen öylece gidersin kalır ayak izlerin
Gözlerin zindan bana, bana gözlerin mahzen


Oysa Karaçay şahit kahırlı miraslara
Dört yanımda yazgısı kalbimin intiharı
Çeşmeler kan akıtır uzattığım taslara
Ellerim bir bulsaydı ellerinde baharı
Hükmederdim Yesi’yi tüketen ayazlara
Kapına getirirdim en taze sabahları
Öylesine bakarken Karaçay yıldızlara
Oysa sen de şahitsin kahırlı mısralara



Bu açmaz gökler seni helal kılsaydı bana
Ellerim bu rüzgârda Kafkasya dağlarından
Uzanıp mavilikler taşırdı saçlarına
Bırak beni gideyim düşlerin arasından
Yoksa ertelenecek ümitlerim yarına
Yoksa bir bir yanacak çocuksu iyiliklerim
Bu açmaz gökler seni helal kılmıyor bana
Öleceğim diyorum bırak beni gideyim

-Bırak beni,
Kapıları bin yıldır kilitli bir mabet gibiyim.-
( Aşk Bende Yalnızlıktır başlıklı yazı Mümin Munis tarafından 1.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.