Umuda Seslenişim...




Bir düş’ ün bir düş’ ün daha kıyımı içerlek bir acıda saklı sözcüklerin uyumu.

Bir düş’ e uyandım gecenin zikrinde saklı yakarışım:

Bir fikre uyandım danıştığımdı Rabbim ve umuda seslenişim.

Sözcüklerdi öbek öbek istiflediğim yalnızlığın tarhında ve sunduğum nice dilek:

Çaputlar bağladığım Ahlat ağacı adeta: göğün mefkuresi yakarışımın da teminatı iken niyazımdan geri durmadığım kadar dinmeyen nazım.

Bir bukle idi elime gelen annemin ağaran saçlarında saklı kelebekler belli ki düş görüyordum belli ki annemin tellerini umutla örüyordum.

Sere serpe yattığım değil.

İnfilak edense yüreğim.

İmha edemediğim bunca kötülük bunca zulüm ve aşkın neşrinde sözcüklerin nesrinde yanan içim ve meylettiğim ömür nelere imtiyaz tanıyordu da…

Tanışıklığım hazanla.

Mevsimlerden ilkbaharmış sözüm ona.

Geviş getiren imgeler bayat ekmek tadında dahi saklı iken şükür ve hamt duygum.

Azık bildiğim her nimet her duygu sabrımı katık ettiğim kadar dalamadığım o uyku.

Bir minvaldi ki yüreğin demi.

Bir sarkaçtı ki:

Gecenin köründe duyulası nice inilti.

Bense bir hangarda saklı ruhumu ve terbiye ettiğim nefsimi ballandıra ballandıra da taviz vermediğim geçit tanımadığım nice ülkü nice güdü aşkın haiz olduğu varsa yoksa özlem aşkla erdiğim hidayet günümden damlarken rahmet.

Miğferim yoktu.

Zırhım yoktu.

Zihnimden öte yol da yoktu.

Hayatın ilk çeyreği duyguların nüansı mantığımla savaşan yürek sesim ve de üstünü çizdiğim imla hatalarım üstünü çizemediğim kadar bana ihanet eden insanların…

Harında ömrün.

Haresi günün.

Havsalamdan taşan yok saydığım binlerce öğün

Şerbetli idim.

Şahikası idim de umudun.

Kır saçlı atım.

Kayan zaman ve nizam ellerimden bense bağdaş kurduğum kadar ufka Rabbimle hemhal aşkla iştigal annemin nurlu yüzünde saklı binlerce dua ve sure ve işte istişare ettiğim kadar kalemimle ifa etmekse vazifelerimi ve saymaya başladığım solumdan sağıma bazen duraklarken kalem farz bildiğim mademki içten seven yürek sağdıcım umut sol yanımsa unut, diye sıkıştırırken beni köşeye ve aşka biat binlerce cümle kurma isteğim bir o kadar yaftalanan iyi niyetim elbet mevsimlerden anne.

Hazır ol da mı geçerdi hep hayat?

Dert değil.

İmtiyazı evrenin.

Şart değil.

Ufkun açık kapısı.

Ya, sonrası?

Umudun bileşkesi sevginin telaşesi ve mevsimlerden anne.

Rengim solgun.

Bahtım sürgün edilmiş.

Tahtım kırık.

Yüreğin tarhı işgal edilmiş.

Ekin mevsimi.

Hasat zamanı.

Öykülerim suskun yüreğim yorgun mecalim olmasa bile mealimle baş koyduğum Hakkın yolu.

Gülüşlerimi tazelemeli idim öncelikle ve gül cemalime en yakışandı madem annemin yüzünde açmasını temenni ettiğim güller benimse yüzümden düşen bir parça hele ki yok mu gözümden düşenler yaşın da yasın da geçit vermediği bir yasa mahiyetinde koruyucu bellediğim kadar sevgiyi elbet kolluk kuvvetimdi dualarım sığındığım Rahman ve beni koruyan meleklerim.

Gün solmadan.

Gece ise dinmeden şehre.

Güneş çekilmeden.

El ayak çekildi mi de…

Elimden gelen bir şey de yok iken.

Eleğim duvarda değil ruhum ibraz ederken duyguları ve tutulan nutkumu yeniden konuşturan iken kalemim ve kaile alınmadığımdan da öte içinde saklandığım kale duvarlarım ve kalem ile mastika oynayan sözcükler ve kalem iken dokunulmazlığını şerh düşen ve isyanda melekler ilham perimse aralıksız boş sayfalara şerh düşen.

Uyutulmuş.

Unutulmuş ve de.

Mıntıkası kayıp acının geldiği son durağı…

Misafir eylediğim bunca duygu zılgıt yediğim uydurmaca söylemler kimse iblisin müridi bense inançlı dost bildiğim Müminlerin peşinde ve içimde saklı kayıtlar günü kurtarmak ise adı günü kotardığım ve şiirler iken ilacım.

Şadırvanı mı hayallerin ve pekişen iç sesim.

Şüheda mazimin çoktan batmış güneşi bense hala peşinde hayallerimin…

Sınanan dirayetim ve sabrım.

Bir amber ki sözcüklerin sönmez feri.

İhya edilesi yüreği körelten her kim ise yüreğimden taşanların ve şaşalı isyanların gölgesinde insan olmayı erteleyen insanlığa Rabbine ihanet eden zalimin tayfası zulmün kölesi hele ki ihtisas alanı nefret ve kibir iken insanların.

Gönlümden geçeni bilen vardı şükürler olsun ki ve işte yaşadığım en şatafatlı mevsim hüzne bansam bile yüreği, mevsimlerden anne.

Düşkünlüğüm ona dik yokuşlar kulvarında bir kere baş koymuşken de umuda ve aydınlık yarınlara…

Külliyem.

Külliyen yalan zemheride ölen duygularım.

Külliyen yalan pes ettiğim.

Göğün ihtişamı ve yaşamın bereketi ve düşlerim tevazu yüklü sancılı değil artık acım sanrılar eşlik etse bile bozguna uğradığım halde yolumdan sapmadığım.

Öykülerim ve şiirlerim.

Sözcüklerim mademki kalem de sığınağım.

Sayamadığım kadar günleri kırağı çalan geceye söylendiğim ve işte nemli gözlerimle beklemeye aldığım kadar mutluluğu berat etmekle mükellef tası tarağı toplayıp da en çok kendimden gidemediğim.

Bağım hayatla.

Ve de o kördüğüm.

İklimse feryatta bilemediğim kadar yarınları ve bilediğim kalemim en münferit hece iken aşk ve elbet mevsimlerden anne…

Yağan sağanak.

Kaybolan güneş.

Üşüten rüzgâr.

Üşenmeden yaşadığım.

Ucu bucağı görünmese bile hayatın ve varacağım kıyının.

Salınımında hayallerin sarmalı sözcüklerin ve kapışan imgeler o kuru dere yatağında dahi baş verirken filizler top yekûn duygular firar edemediğim kadar kendimden mademki sevginin fedaisi ve firari rüzgârım ve işte konuşlu olduğum iklim: mevsimlerden anne…

Şerh düştüğüm.

Şiarım.

Semanın ç/ağrısı.

Acıların ukdesi.

Hüznün gümbürtüsü.

İsyan ertesi.

Yüreğin demlenmiş külü:

Derlediğim şiirler ve metinler ve en sevdiğim:

Elbet mevsimlerden anne nasıl ki baş koydum ben bir kere umuda ve Hakkın yolunda yaşadığım kadar da geri dönmeyeceğim sözümden yaşı da yası da eksik olmasa bile hayatın bir yasa mahiyetinde ve işte sessiz çığlığımı tek duyan nasıl ki Rabbim, emanetim Rabbime annemin de eşkâli iken kalemin deminde derlediğim nice şiire gebe bir hayalle ve umutla taviz ve de ödün vermediğim kadar değerlerimden sevgimle ihya ettiğim sözcüklerin külliyesinde ve de yüreğimin en derininde saklı iken o mevsim aşkın ihtişamı masumiyet iken yoldaşım elbet en sevdiğim elbet tüm benliğimle yaşadığım tek mevsim annemle eşleşen her günün her duygunun tarhında kanat çırptığım kadar da kelebek kanatlı şiirlerimle illa ki yarına illa ki umuda…

 


( Umuda Seslenişim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.