en şanlı mevkii iken sırdaşım
sığınağım
yadsıyamadığım kadar da kalabalık bir
yalnızlıkta konuşlu
ve yüreğimden sökün eden
adrenalin
en çok da düş fukarası gönüllerden
medet umup da afalladığım
trafik ışıklarında varsın
geçiş hakkı tanımasın bana kader
sarı ışığın hikâyesi ve de ederi iken
keder
kırmızıdan seken bir kurşun gibi
ağırlığımca altın misali
ağırlığımdan da fazlası saklı iken
omuzlarımda
ve işte dimdik durabildiğim kıblemden
ve ümidimden de asla feragat
etmediğim
bir güzergâhta varsın hâsıl olan
sarı ışıkta beklemeye alayım
mutluluğu ve yorgun yıllarımı
yonttuğum kadar kalemin ucundan dahi
güç alabilmenin ertesi İlahi Güç ile
hemhal
en çok da İlahi Aşkın güftesi,
sistematik duygular bulvarı
köhne ruhlar durağı
külliyemde saklı künyem
külliyen da yalan değilken ülküm ve
ümidim
göreceli bir sağanak filan da
değildir hani
yüreğimin nemi:
mazbut ve güncel bir hüzün
aşkın tarifesi
tıknaz seslerin hükmüne de
asla aldırış etmediğimden öte
yakamdan düşmese bile hüzün ne ki,
mademki yaşamın minvalidir sektiğim
her şiir
her hece
kurada çıkan da hangi hikâye ise
bir anlatıcısı da olmalı mademki
hayatın
diz boyum iken hüsranın kelamı
varsıl bir kahraman,
hikâyelerimin de asla dolmaz iken
miadı,
miladım nasıl ki kalemimle olan o ilk
tanışıklığım,
tınısında hatta hayalinde dahi
şiirlerin,
yaşadığım kadar yaşatabilirken
duygularımı
bir redif bir kıvanç bir kafiye
rövanşı hüsranın
rölantiye aldığım mıdır sahiden de
mihrabı yerinde bir gülümseme
aşkla hicvettiğim yalnızlığımın en
kült isyanı
küt kesimli bir şahikanın kanatlarına
serili yüreğim ve ikbalim
ve meylettiğim o mutlak mıntıka
o mutlak muhtıra
pekişen iç sesim gaipten gelen
coşkuma da hüznüme de neşeme de
kefilim
peyderpey yükselen iç sesim,
randıman aldığım kadar hayattan
rabıtası gönlün ve reçinesi hüznün
vazgeçemediğim kadar da ülkümden
davamdan…