D/işlediğim içli bir matem dem tutan
sevginin mahremin d/okunmadan usulca geçen zaman.
Aşk bir ihanet midir yoksa benliğe
sirayet eden yalnızlığın tohumları mıdır ekilen toprağa ve günü gelmeden
açmayan bir çiçek midir ya da belirsiz bir zamanın minvalinde açıp da solan…
Bir m/eziyet addedilen öfkeli kelam
ön sözü hikâye geri kalanı şiir ki şiir meclisinden geçmesini beklerken şiir ve
inleyen imgelerin sarkacına takılı askıda ekmek gibi askıda umut ve
unutulmuşluğun veryansın ettiği ufuk bazense tutulan nutku göğün tutkala basmış
gibi yapışık iken cihana ve işte yerleşik düzende yerini bulamayan şairin
güncesi şaşan rotası o aşk ki: b/aşka zaferler yükleyen benliğin şaşalı coşkusu
ve aşk nasıl da erken biten bir hikâye ve işte yeni aşklara kanat açan kalemin
güftesi.
Nesri suskun bir gün.
Neşrine sadık ölgün bir gül.
Nasır tutan beyitler değil bilakis
ansızın doğan uçuşan imgeler yeni bir şiirin iltifatı öncesiz bir aşkın ansızın
da sonlanmış saltanatı.
Şimdisinde saklı dünü ve göğün ötüşen
bülbülü her dem de güle âşık ve gül, bu aşka paye ve de geçiş hakkı vermeden
dikenleri ile söndürdüğü bir balon misali bülbülün kanatlarına yağan karın ve o
çiy tanesi ve işte içtimada güneş ve işte nöbete duran şair.
İhtişamlı bir yolculuk elbette aşk.
İsyana dünden hazır.
Evrenin ve Tanrının da var ise eğer
ki bir itirazı af dilerken evren ağıtlar dilenen eksen ardıç kuşuna öykünen
kalem ve göç mevsimi gelmeden erkenden kozasından firar eden.
Denklemler ve şifresi hayatın.
Kardıkça önünü insan önünü alamadığı
kadar coşkunun ve ilhamın ve işte kat izinde duyguların bazense noksan
addedilen şairin varlığı oysaki şair hep yoklamada ilk sırada alırken yerini;
şair hem dem coşkulu ve umut dolu ziyan etse bile hayatını ve kaderin
dokunulmazlığında asla da keyfe keder yazmadığı kadar her şiir her nesir bir
anlamda eşlik eden ikbaline.
Sızısı dinmeyen.
Sazın sözün eksik olmadığı.
Çenginin ihtirası ve Romen kadının
duaları.
Çiçeklenen her gönül bazen yenik
düşen aşk meleği.
Kalemse dev bir asa acının indinde
yazmanın arifesinde derin bir uykudan uyanırcasına kalemin yaz dediği ne ki,
aşk iken ilk sırada buyruğu evrenin ne batılı gizemin ne de atıl bir sevda ve
işte rüzgarı asla dinmeyen asla da sonlanmayan bir dilek bir dua.
Yokluğun ve tokluğun.
Varlığın ve açlığın…
Yazarken ve de severken sınır
tanımayan şair ve…
İhlal edilse bile sınırları ikazında
evrenin itiraz hakkını kullanmadığı her hayal her problem en başta onurunu
saklı tuttuğu kadar başı dik bir minvalde ve haklı olduğu kadar da davasında
diklemesine sapladığı kalem sayfanın ve yüreğinin de tam ortasına ve diklendiği
kadar adaletsizliğe cürüm işleyen bir suçlu gibi görülse de haklı olduğu kadar
Hakkın kapısında aralıksız rükû eden.
Bir parıltı.
Bir coşku.
Bazen nazı.
Bazen niyazı.
Şiarı asla edilgen olmayan bir sevginin
de hatırına kanat açan kalemin rüyalarını gerçek kılmak adına şair bir kere de
baş koymuşken hayatla arasında olan o ince çizgiye:
Asla sınırları geçmeyen.
Saygıda kusur etmeyen.
Üstelik güven telkin edercesine tüm
insanlığı ve kâinatı ufacık yüreğine sığdırabilirken eksik addedilse bile
hatalarını telafi etmek adına bilgiye ve umuda sığınan bir de dokunulmazlığı
var iken hayallerinin en başta Rabbinin gördüğü ve meleklerin tanıklığında
sonsuzluğa nazire edercesine kalemin direktifi ile şair, bazen bir emir kipi
bazense bir emir eri mahiyetinde yazmanın verdiği huzurun peşinde olduğu kadar
içinde saklı hazineyi sunmak adına cihana…
Karanlığın gücü değil varsa yoksa
aydınlığın ve masumiyetin iz düşümü.
Yalnızlık kaderi olsa bile kederini
dahi sevebilirken şair öyle ki düşmanına dahi nefret beslemezken ve sevgiyle
yüreğini nemli tuttuğu kadar da tüm güzellikleri alın terinden akan her damla
ile kutsayan Rabbin ve kutsanmış tüm melekelerin ve de koruyucu meleklerinin
eşliğinde yaşamını tek ve de münferit hecede saklı tutabilen.
Aşk.
Aşk ile tutamağı hayata şair…
Aşka âşık paralel evrende uçuşa geçen
yüreğinden beslerken tüm hayallerini öyle ki hüzün denizinde bir damla değil
ummanlar kadar da geniş ve hüzünlü iken iç sesi…
Ön sözü aşkın özveri ile yaşamanın da
her katresinde bir şiir bombardımanına eşlik eden çocuk yüreğiyle hala da masum
ve temiz kalabildiğinin de ispatı iken yazdıkları.
Bir şiirin deminde.
Bir de aşkın rutininde.
Oysaki değişken mizacında saklı
gizleri ve evreleri şiir diye soluduğu hayatın da akışında ve o bakış açısında
kuş gibi çırpınan yüreği ile yaşadığının da tek garantisi güvencesi en çok da
sınandığına biat sinmeden sindirmeden sinesinde saklı kuşları özgür
bırakabildiği kadar da yüreğini, şair illa ki yoklamada ve de nöbette geçen
hayatını diskalifiye etse dahi evren inancı ve sevgisi ve umudu ile at
koştururken yalnızlığının ve şiirlerinin de nazı niyazı eksilmeden…
KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN…