Her düş.
Her düşüş.
Ruhumdan sökün eden zemheri…
Tayin oldum bir üst makama
Akasya ağacının zaferi ruhuma
yerleşik
Nice çiçek nice yaprak
Şiirlerin sarmalında
Hurra yâd ettiğim mazimin makamsız
şarkıları
Var eden yoktan evrenin Hâkimi:
İnhisarında mevsimin
Meylettiğim her fikri
Zikre eş tuttuğum
Ne çıkar ki ne çıkar?
Yalnızlık olsa amblemi, mahlası
şairin?
Uykularım nasıl ki delik deşik
Üstünü örtün lütfen mezar taşımın:
Aş bildiğim kadar aşkla hemhal
Aşikâr ruhuma yağan karın tembihi
Teselli bulduğum sadece sevgi
Mademki evrenin ikramı
İdrak ettiğimden de öte
Cenk ettiğim istikbalin
Cereyan ettiği kadar da umudun
Tefrişi
Tembihli olduğumda babadan
Uyaksız uyruksuz ve uykusuz
Gecenin eşiğinde saklı
Cenneti bahşeden Rabbime sevdalı
Baş koydum mademki bir kere bu yola
Yaşaran gözümün neminde akseden
Yeşeren yerin meali
Kabul görmek adına kayıtsız
kalanların uğruna
Vermiş olsam da canımı
Son nefesim ile sığındığım suskuma,
Benim yerime konuşan meleklerin
teskin ettiği
Hüznümü dikmek adına
Şiirlerden medet umduğum
Fukara yüreğimi zengin kılan umudum,
mutum adına…
Teskin ettiğim bir düş: telkinle
ilintili ve rötuşladığım o gülüş, mahzun yüreklerin ekin yeri ve tarlası ve
duyguların tarhı ve hurra diyen sevginin bitmediği kadar sönmezken de yüreğin
feri.
Boykot ettiğim kadar da var hani
cihanı:
Bodoslama yaşamak değil sevginin,
sevgimin ihbarı.
Meylettiğim umut mealim ve kökümle
tutunduğum hayat bilmeden tutamak bellediğim sözcüklerin kalburüstü varlıkları.
Renkler istila etmişken gök kubbeyi
ve reşit olmayan acılar uçuşan çocuk belleklerinde saklı uykulu düşler uyaksız
bir sevdada bir masaya konmuş kırık kalpler misali…
Kırgınlığım had safhada.
Yâdım ve günüm ve yarınlarım.
Kök hücremde saklı o müzmin hüzün.
Müptelası sevginin ve müdavimi yorgun
kıtalar aştığım savurduğum gözyaşı men ettiğim kadar nefreti ve ihaneti, sevap
işlemek tek teselli.
Tebessümler ekili gönlün tarlasında.
Geri dönümü olmasa da verdiğim
selamın.
Sözcüklerim tek lüksüm derlediğim
kadar ömrü beyaza boyadığım sevdanın ayak izi ve kumdan kaleler inşa ettiğim
yüreğimde açan çiçeklerin her dem solmasına engel olamasam da solmamak üzere
öyle bir açacağım ki vakti geldiğinde ve işte altına imzamı atıyorum yüreğimin
evrenle olan akdinde varsın reşit olmasın gözyaşım varsın eşit addedilmesin
yürek sızım.
Dergâhın güzergâhı.
İlahi Aşkın girizgâhı insan sevgimle
yola çıktığım beşeri aşkların yanılttığı o zemheride dona kalmışlığım yetmedi
kıtalar aştığım ve işte İlahi Aşkın Coğrafyası.
Hüzünlü yüreğimdeki kilit.
Huzura dönük yüzüm ve işte o münferit
hece, müdavimi olsam bile özlemin öznemi savurduğum kayıp binlerce hece
binlerce imge rengim kaçık olsa da cinnet ehli ömrü cennet b/ellediğim
yeryüzünü arka bahçesinde cirit atan nice hayal nice melek, ilham perimin
emsalsiz hicreti bir milat mademki kalemin doğuşu ve işte yüreğin cengi, garbı
ve doğusu.
Makul olan ne kaldı geride
sevmedikten sonra?
Karşılıksız rövanşı aşkın,
meylettiğim kadar sonsuzluğa ıssızlığın yüz ölçümünde saklı sair sevda.
Şair yüreğim.
Çocuk mizacım.
Mihenk taşım.
Dolsa bile miadı hayatın telaşla
ördüğüm saçları gökte saklı yıldızların eksik etmediği gözyaşı mademki ben de
bir Yıldızım, mehtaba sevdalı ve işte ışıyan ruhum sözcüklerimse adeta birer
ışıldak bazen tutulsa da nutkum, nüktesi hayallerimin ve susuzluğumu gideren
göğün rahmeti yağarken üstüme varsın olsun yağmalanayım yaşadığım kadar Hakkın
nezdinde yeter ki kabul bulayım Rabbin Dergâhında.
Gönlün sureleri.
Aşkın İlahi Sureti.
Yalnızlığıma kefil olduğum kadar
zimmetliyim mademki evrene.
Ne kâhinim ne falcı ne de meczup.
Derbeder addedilebilen yürek nazım ve
enkaza dönüşen ruhumdan arda kalan kırıntılarla ve umutla mademki ördüm
saçlarını kaderin bir örüntüden ziyade bir görüntüye tekabül etse ne ki
bedenim…
Zaferin ta kendisi tutkum.
Tutamağım hayata bazen tutulan
nutkuma ses olan kalemim.
Kaile alınmadığımdan da öte o dimdik
duruşum ve kale duvarlarında saklı parmak izim ve nice resim nasıl ki sevginin
uydusudur kalemimle zikrettiğim fikrime denk düşen zikrim.
Bir ütopya olsa bile mutluluk.
Huzurun kalesi nasıl ki ulak bildiğim
sözcüklerin metaneti ve dirayetimle sınandığım kadar bir kazanım bildiğim her
yeni günü umutla eşleştirip duygularımı boca ettiğim kâinatın her zerresine ve
sevgiye nasıl ki vakıfım soluksuz kaldığım kadar da solmaya dünden razı
sonlandırmamak adına bu masalı…