Issızlığın kıyısından sesleniyorum sana duyulmayacağımı bilsem de o afakî bekleyiş her nasılsa sona ermiyor.

 

Bitmeyen bir şarkısın belki de ilk kez dinlediğim.

 

Okumadığım bir romansın her satırında hasret gizli.

 

Yemediğim bir yemeksin aslında kıyamazken.

 

Sonu olmayan bir hikâyenin ilk nüktedan kelimesiyim sanırım belki de ismimle müsemma. Ve ihanet ediyorum aslıma çünkü sorguluyorum. Çünkü hicap ediyorum ve ne yazık ki her gün bitiminde isyan ediyorum.

 

Düşlerimi tefe koydu insanlar. Yaşadığım her yeni ihanet bir öncekini aratıyor.

 

Soluduğum havada eksik bir şeyler var aslında bir yanım hala eksik.

 

Dün konuştum bir dostla: Sen, tamamlayamadığım bir yap-bozsun, deyip koydu son noktayı. Başka şeyler de söyledi. Pes etmem gerektiğini vurguladı durduk yerde üstelik.

 

Devindi ruhum o çağladıkça.

 

Hüzün serpildi baştan aşağı.

 

Anlamsızım bu gün çok yenik ve yıkık.

 

Karakalem bir resim yaptım. Baştan aşağı siyaha boyadım kâğıdı. Ama yazmak öyle mi?

 

Sahi, hep soruyorlar bana:’’Neden?’’ diye.

 

Neden soruyorsunuz, dememe kalmıyorum ki bir ıslık eşliğinde yaftalıyorlar hüznün bendeki izdüşümünü görüp.

 

Her soruma soru ile karşılık bulmaktan çok yoruldum hele ki sorduklarımın cevabını bir ömür boyu bulamayacağımı görüp iyice işkilleniyorum.

 

Bu yüzden başımı her kaldırışımda gömdüğüm kum yığınından yığınla izlek ile karşılaşıyorum anbean büyüyen bir kum fırtınası görüş alanımı daraltan. Belki bir umut ışığı nükseder de şu karanlık yeniden pembeye çalar, diye dalıyorum satır aralarına. Satırlarda ben gizliyim. Kelimelerde çağlıyor yüreğim. Sokulgan ama sıkılgan belki çok durağan ve fazlasıyla edilgen. Ne varsa bana dair. Ne varsa aşkın izahı olmayan. Ne varsa anlamadığım. Her kim ise beni köşeye sıkıştıran.

 

Ve sadece Tanrı sırlarımı ele vermeyen. Tüm itiraflarım ile baş başa kaldığımda anlamsız boşluklar, kendimi düşmekten alıkoyamazken.

 

Bir sarılıyorum ve kopuyorum. Derken gemici düğümü atıyorum bu sefer iyice işin içinden çıkamayıp yeni bir yola sapıyorum fazlasıyla ıssız. Ama herkes birbirine benziyor. Tüm insanlık ve tüm edimleri hatta beklentileri.

 

Kadınlar ve adamlar değil aslında ayrıştıkları tek nokta. Ne mi? Keşke, bilsem. Hele ki kendimi bile çözememişken.

 

Mühimmat bellediğim sadece yüreğimin fısıltısı her konuştuğumda ve her düşündüğümde ve her ıskaladığımda. Ne var ki bunda, demek ne kolay hele ki senin görüp de itiraf edemediğin o gerçekler. Bu yüzden susuyorum ve güven duygum sadece gömülü bir hatırat çocukluktan miras. Kayıplar verdikçe ben de kayboldum. Kayboldukça yeni kayıplarım oldu. Ne bir ganimetim ne de bir hayal ama gizemli kılan hayatı hep içimdeki o coşku her nasılsa vazgeçemediğim.

 

Kanım çekiliyor zaman zaman ve mürekkebi kuruyor kalemin. Sanırsın ki damarlarımda akan kanın rengi de siyah. Hiçbir kan grubuna girmiyor damarlarımda akan bilakis tek ihtiyacım olan bitimsiz bir duygu sağanağı ve şükürler olsun ki canımı acıtmaktan geri durmuyor kimse. Canım acıdıkça mürekkep pompalıyor kalbim o nüktedanlığı ile ben karalayıp duruyorum bilsem de derdime derman olmayacağını biteviye hissedip yazıyorum.

 

Dönence asılsız.

 

Yörüngemden çıkalı çok oldu.

 

Suskunluğum ise ömür boyu.

 

Ama inan ki hiçbir duygum çalıntı değil ve ömrüm de ve içimdeki saklı aşk da.

 

Aldatamam kendimi her ne kadar kerelerce aldatılmış olsam da.

 

Ya, nefret?

 

İlgi alanımda değil inan ki. Nefretle yoğrulup çürümektense sevgimde boğulurum karşılığı olmasa da.

 

Ben sevmek için geldim bu dünyaya. Tüm kaybımla ve tüm zafiyetimle ve tüm kırılganlığım ile.

 

 

 

( Neden? başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.