SAYIN ÂDEM HOCAMIN SON ŞİİRİNE NAZİRE
SAYGILARIMLA.
Göze almakla iştigal bir de gözden
çıkarılmışken insan…
Sevginin de bir sınırı var artık bu
hayatta sevmeyi öğrenmemiş insanlardan olamadım madem sevmekle iştigal yüreğimi
de cendereye sokarken bu boğucu atmosfer.
Önce feri oldum sevginin sonra
neferi:
Asker adımlarında yalnızlığın göğüs
gere gere hayata göğsüme ilişmiş bir rozet omzuma yerleşmiş apoletlerimden de
ayrı kalamadığım kadar ben sırf kendimden ayrı kalabilmişken bu sevgisi
dünyada.
Acılarla beslendiği kadar insan
sevgiyle de meşk eylerken…
Yetmedi hüzün denizinde yudum yudum
sonlanırken ruhunu şifası:
Bir meddücezir ki yaşam…
Belki bir tefrika.
Temaşa ettiğim sözcüklere âşık
olduğum kadar…
Şükürler olsun Rabbim var başımda.
Kolluk kuvvetim şiirler bir de arkamı
kolaçan eden melekler bense önüme bakarken aşk ile bir nehir gibi akıp da
bentleri dahi bu coşkuyla yıkabilirken…
Doğrudur yalnız olduğum ve doğrudur
da içimin iyi olduğu niyetimi bozmadan yaşadığım kadar hayatta pek çok şeyi de
göze alabilmişken.
Nemli ruhum.
Nazenin yüreğim ve sıfatlardan ben en
çok:
Evlat olmayı sevdim.
Neşrim.
Nesrim.
Nakşım.
Nakkaşı sözcüklerin.
Radarımsa kalbime takılan duygularım
ve yaşımın da insanı olmayı reddediyorum çünkü çocuk kalabildiğim kadar masum
ve masum kalabildiğim kadar yalnızım.
Top tüfek donanmadım:
Varsa yoksa benliğim ve belleğim ve
eğitim denen süreci ta içime çektiğim derinden ve de mademki: tek bildiğim
hiçbir şey bilmediğim…
Tenindeyim bulutun en tepede.
Yerin kaç kat dibine soksa da
insanlar baş veriyorum ben her gün her yeni umutla her yeni şiirle şiarım
olduğu kadar sevgi ve şiirler şair olsam da olmasam da insan olmanın kitabını
yazıyor ve racon kesiyorum.
Ne isliyim ne sisli.
Ne de şaibeli.
Adımla sanımla fink attığım cihan ve
kalemin namlusunda da iken parmağım…
Sevdiğimden de öte:
Bir işte bir Es veriyorum burada
çünkü değil sevmek sevilmeyi bile hazmedemezken insanoğlu ve işte artık ben de
sevmeyenleri kirli yürekleri sevmiyorum hatta onlara geçiş hakkı da tanımıyorum
önümden.
Derin dondurucuda unutulmuş iken
yürekler ve sevgi.
Evrenin genlerinde de saklı iken…
Sevginin eşleştiği umudu ve inancı da
yok sayabilirken sevmekten men eden sevilmeyi es geçen insanlar.
Sözcüklerim benim çocuğum.
Ve ben annemin annesi olabilmişken.
Üstüne üstük inzivada geçmişken
hayatımın çoğu.
Tekil hanemde tekil varlığımla
bilmezler de nasıl çoğalabildiğimi ve işte severek ve yazarak ihya ediyorum hem
kalemimi hem kalbimi hem mabedimi.
Sevgi fukarası dünyaya da ben
öğreteceğim sevmeyi.
Sevilmediğim kadar da mesudum çünkü
içimi kabartan yoksunluk duygusundan çıkıp da yola Allah’a ulaşmayı
başarabilmekteyim uzun süredir.
Acımın depreştiği yerde devreye giren
maneviyatım.
İman gücümde de saklı iken umudum.
Ve aşk nasıl ki benim sığınağım benim
kale’ m eşlik ederken de kalem’ im kaile alınmasam bile bu cihanda ben sadece
doğru zamanı bekliyorum kendimi bulmak adına kendimle olan kavgamda da sınır
tanımadan aslında içimdeki cenneti ben yeryüzüne yayıyorum.
Yaylım ateşi açmışken sevgisiz
insanlar sözde birbirini sevip de birbirine iltifat yağdıranlar:
Ama ben TEKİM.
Ben biricik iken Rabbim de beni
yoktan var edip bana yaşama yazma hakkı tanımışken ötesinde sevgiyle yeşeren
yaşaran gönlüme de eşlik ederken bulutlar ve melekler…
Kendimi seviyorum artık daha da çok
sevebilecekken tek mani de tanımıyorum sevgime ve eşlik eden coşkuma da
melekler ve kalemim sahip çıkarken…
Hem tekim hem tekil:
Ve ben yazarak.
Ve ben severek çoğalıyorum dikenli
olsam bile dikenlerimi nasıl ki en derine batırıyorum kimse de canımı benim
kendimi yaktığımdan fazlası yakamazken…