Öğretmen
okulundaki öğrenimim boyunca, ilk ve ortaokulda olduğu gibi, kompozisyon ve
öykü yarışmalarında ödüllerim giderek birikiyordu. Edebiyat öğretmenimizin,
yerel dergi ve gazetelerde yayınlanması için yazılarımla bizzat ilgilenmesi
beni ayrıca mutlu ediyordu. Öğretmen okulunu bitirip öğretmen olsam da, yazmaya
devam edeceğimi biliyordum. Çok seviyordum yazmayı; bir dünyaydı benim için. Dokunamadığım,
ama hissettiğim; adım atmadan koştuğum bir yoldu. Kendimi bulduğum, içeriden
tenime, tenimden elime akan bir duygu seli gibiydi yazmak ve birçok şey daha… Mezuniyetim
için annem pembe bir elbise dikmişti bana. Üzerinde bir iki beyaz gül vardı. Kumaşın
vücuduma tam oturması, hatlarımı belirginleştirmişti. Hoştum. Öğrenci
ve eğitimcilerin toplandığı okulun bahçesinde, yapılan konuşmalar sonrasında,
okulu birinci bitirenin ben olduğumu duyuran Müdürümüz Resul Bey’in sesi,
kulaklarımda çınlıyordu. İçimde, alev toplarının bir biriyle çarpışarak,
mutluluk koşuşmaları yaptığını hissediyordum. Elimdeki kâğıt sadece birincilik
belgem değil; anne ve babama, hatta kendime teşekkürümdü. Yaşanası bir şeydi
velhasıl. Artık mezundum, çok da mutluydum… Teyzem,
kuzenlerim de gelmişlerdi İstanbul’dan mezuniyetime. Hüsniye teyze, annem,
babam ve Mustafa… Mustafa yalnız değildi bu defa; annesi de yanındaydı. İnsan
içine pek çıkmayan annesini, mahcup duruşuyla annem karşıladı ve eve davet etti. Hep
birlikte evimizin bahçesinde kutlamaya başlamıştık. Çay, kahve, kek, börek,
meyve… Her yiyecek doğaldı ve yaşananlar gibi gerçek… Bahçemizden mutluluk yükseliyordu. Mustafa
bana elini uzattı. Avucu kapalıydı; açtı ve o her zaman ki delip geçen
bakışlarıyla gözlerimin ta içine baktı. -Bu
senin… Al lütfen! Kanatlarının
ortasında bir melek figüründe kolye ucuydu elime tutuşturduğu. Kalbim yerinden
fırlayacak gibiydi; çok mutlu oldum. O bir çocuktu; nasıl düşünebilmişti bu
güzel hediyeyi bana almayı? Ya da bana mı çok güzel gelmişti? Bilmiyorum… Gecenin
keyfi, Hüsniye teyzenin getirdiği radyodan yükselen müzik sesleriyle devam etti.
Sessizliğe paydos demişti güzel evimizin huzurlu bahçesi.
( Ay Güneşe Teslimdi - 4 başlıklı yazı MELEK KIRICI tarafından 20.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.