1 Ay Güneşe Teslimdi - 3

Okulun üçüncü yılını bitiriyorduk. Kışın soğuğu, yerini baharın cilveli hallerine bırakıyordu. “Hırka mı giysem, paltomu mu alsam?” dedirtiyordu hava durumu. Bahçenin önünden geçerken Mustafa’yı gördüm; gözlerime inanamadım. Uzun zamandır görmediğim Mustafa’nın boyu uzamış, delikanlı havasındaydı. Selamlaştık önce.
 
-Baban ceza evinden çıktı mı?
 
-Evet… Kahvede işe aldılar babamı; çalışıyor.
 
-Çok sevindim Mustafa…
 
Gözümün dibine dibine soktuğu şu bakışı yine üstümdeydi. Gülümsedim “Eee…” der gibi.
 
-Geçtiğimiz iki sene çalışıp, evimizin geçimini sağlarken, geceleri derslerime hazırlandım; subay okulunun açtığı sınavları kazandım. Ben de önümüzdeki sene İstanbul’da okumaya başlayacağım. Hem de çalışıp masraflarımı karşılayacağım.
 
Gözlerinin içi parlıyordu. Dimdik duruyorken, benden bir hayli uzun olduğunu fark ettim. Ne önemi vardı ki bunun? Ne bileyim, aklımdan geçti işte birden.
 
Bu gün Hüsniye teyze, annem ve ben parkta gezeceğiz. Hazırlandık ve dışarı çıktık. Yürüyüş yaparak aşağıya inerken, bulutlar da renk renk giysileriyle yürüyüşümüze eşlik eder gibiydi. Dr. Ahmet Örs amcanın bahçesinin önünden geçerken Hüsniye teyze anneme dönerek:
 
-Mevlüde senin biberler dökmedi bu sene. Bak, Dr. Ahmet’in bahçesindekilere… Dalı çekmiyor biberleri. Soralım da, seneye aynı tohumdan ek sende.
 
Annem dalgındı. Duymadı Hüsniye teyzeyi. O da yüksek sesle:
 
-“Mevlüde sen beni dinlemiyor musun?
 
O an annem irkildi.
 
-Dalmışım.
 
Hüsniye teyze ballandıra ballandıra tekrarladı. Biberlerin verimliliğinden başlayarak, toprağı da havalandırmak gerektiğini, tam zamanı olduğunu ve isterse yardım edebileceğini söylüyordu anneme. Annem de bir durgunluk vardı ya neyse…
 
Yaklaşık iki saattir yürüyorduk. Parkı turlayıp iskeleye geçtik. Canım mısır istedi. Ben közlenmiş mısırı tercih ederken, annem ve Hüsniye teyze haşlanmış mısır aldılar. Oturup bankta yerken Mustafa’yı gördüm. Bir kızla şakalaşarak konuşuyorlardı. Kız kahkaha atıyordu. Öylece bakıyordum. Tanımıyordum; giyimi kuşamı da farklıydı. Merak etsem de öğrenemedim. Kimdi bu kız?
 
Geze geze eve döndük. Saat bir hayli geç olmuştu zaten. Eve yaklaştığımızda ışıklarımızı gördüm ve sevinçle zıpladım. Elektrikler açılmıştı. Koştum eve doğru. Annemler de koşar adım peşimden geliyorlardı. Dışarısı karanlıkken, eşyalarımıza güneş vurmuş gibiydi evde ışık olması. Mumlar her bir köşede boynunu bükmüş, “Tık” sesle yanan ampullere yenik düşmenin üzüntüsündeydiler. Heyecanla diğer odaların lambalarını yakıp söndürürken babam bizleri izliyordu; yaptığı işin ona verdiği mutlulukla…


3. BÖLÜM SONU

DEVAM EDECEK...

( Ay Güneşe Teslimdi - 3 başlıklı yazı MELEK KIRICI tarafından 17.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.