'' Ömür ulaktır aşka sevdaya ''
 


 Ankara 'da bir cadde
Gün erken ölüyor
Yaslı bir ikindinin gölgesinde
Bir fotoğraf karesinin eksilen yüzünde rastlıyorum izine
Henüz çocuğum
Masumiyetin ıslığı esiyor dudaklarımda
Saçlarımsa hâlâ başak rengi
Ta o zamandan başlıyorum sevda kokulu şiirler doğurmaya

Ve bir ağrının zamansız yerleşkesi kaburgama
Şahlanıyor telaşım
Avuçlarımda bahtımdan kalma sancılarım
S'ağır bir vuslatın dua zamanıdır an

Benzi solmuş ölümün
Ten renginde açıyor kanadını yapraklar
Bütün ateşler akkor
Küle dönmüş bütün dallar

Yıldızını kaybetmiş bir gök ağlamasıdır bu
Alev alması bir çıranın

Hani bir vadide açamayan çiçek
Hani bir çalıda ötemeyen böcek
Hani yâr koynunda boş kalan kucak
Öylesi içli
Yağmura küsmüş Kızılırmak

Ay ışığında parıldayan bir yalnızlıktı içimi kavuran
Karanlığa terk edildiğinde güneşim
İstisnasız intizarlarımdı geceyi ikiye ayıran
Ve kavgamdı gurûbun mağrur duruşuna kıvrılan

Ardından fırtınayla esen bir yel
Kanadımda sızlayan ürkek serçeye değen bir el
Zamanın çıplaklığıyla taşan bir sel
Say ki yangının tam ortasında çırılçıplak üşümekti bu
Bölüşmek bir düşü
Bir uçtan bir uca
Boylu boyunca

Ömrüm !
Pul pul dökülüyor ellerimden vedalar
Ihlamurlar topluyorum kal biraz daha
Mecburen dalgalanıyor başım oysa
Bir ışık huzmesinden umuyorum gözlerini

( Mirza başlıklı yazı Derin Mavi tarafından 19.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.