// bir de çocuklar nefessiz
sen ol da yanma
gel de ağlama
en dar saatlerin koynunda //
 


 bırak toplanmasın
sarı odaların dağınık havası
bomboş koridorların
ıslak kül zeminlerinde saklansın
sabahların alın teri
başak tarlalarından
kaldırım taşlarına uzansın öykümüz ne çıkar
mataramızda ağlasın suyun aydınlık yüzü


 g'ezmek kaç fiil eder avarelikle
incisi kayıp ölü bir kaftan sırtımızda
her kuşun yarası değil midir ateşe basmak
yana yakıla sudan geçmek
yaşamanın köz hali ökselerinden vurulmak
göğün naralarından içmek suyu


 bir türkümüz olmalıydı bizim de
ılık ve ıslak
som altından çarşımız
gümüşten mızrak
bir avuç safran hatta
bir de aynamız
baktığımız ipekten fistan


 gül diksem gamzelerine
çehrene gömülen gülüşünü yeşertmek adına
gün dönümünden erken düşer misin yola
güneşin cömertliğinde unutarak düşünü
göçmen kuşlarla sevdalanır mısın ufka


 nehirler kuruduğunda yatağında konaklıyor yağmurlar
eseceksen eteklerimde değil doruklarımda es rüzgar
( Dağların Ardı Bahar başlıklı yazı Derin Mavi tarafından 19.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.