Ölmenin de anlamlı
olduğu anlar varmış. Beden dediğinden öte bir çok ölüm yaşarmış insan. Bir ömre
onca ölüm sığdırmak , doğum kadar zorluymuş. Bir o kadar doğalmış.
Ölmenin, ya
da bir tarafını öldürmenin de anlamlı olduğu zamanlar varmış. Bir elin hançer
tutmayı seçmiş , diğeri buyur etmeyi öğrenmiş.
Miş li
zamanlar yumuşatmış acılarını ,hafif de
bir tebessüm sağlamış. Üzülmüş mü ki? Evet azıcık üzülmüş.
Kalem söz
dinlemez olmuş yine. Asiliği sevilmiş
mi? Evet . Sevilmiş. Kırmış zincirlerini
de , ucu sivri değilmiş artık eski
günlerde ki gibi. Kalın harfler daha bir koyulaşmış lakin ; cümlenin kapladığı yer hiç değişmemiş. Ama gel
gör ki , eğik harfler biraz dinlenmek
istiyormuş .
Demiş demiş
,susmuş. Sonra yine başlamış ,yine susmuş. Kağıdı mı öldürüyormuş ,harfi mi doğuruyormuş , bu can bilememiş.
Bilememiş de
ne olmuş ? Üç nokta koymaya hep gücü olmuş.
Bilememiş de
ne olmuş ? Sevmekten hiç vazgeçmemiş.
Bilemiş de
ne olmuş ? Miş ler toplanmış , hançer sivrilmiş ,kalem ağır başlı tavrını
takınmış , gökten üç elma düşsün diye herkes için dilek dilenmiş.
Ölmeyi seçen
bir yanınız olmuş.Sırf , doğmayı seçen bir başka yanınıza yer açılsın diye…