Yaşlılık çaresi olmayan tek hastalıktır.Bedeninizin güzelliği için yaptığınız çabanın onda birini ruhunuz içinde Veriniz
 
          Günümüz toplumları çağdaşlaştıkça insani değerlerden uzaklaştıklarını görüyoruz. Çalışan bireyler, aile içinde dahi hasta ve yaşlılarına gerekli zamanı,ilgiyi ve ihtimamı gösterememektedirler.
           Duygusallıktan uzak,mekanikleşen ilişkiler cercevesinde teknoloji,internet,msm,gsm gibi kablosuz iletişim tekniklerinden uzak hasta ve yaşlılarımız günümüz Türkiye sinde giderek daha da yalnızlaşmaktadırlar.
          Öyle ki bu tip iletişim araclarına odaklanan gençlerimiz de bırakınız yaşlı ve hastaları kendi aile bireylerine dahi UZAK durmaktadırlar.
          Senede 2 defa olan dini bayramlarımızı ,teknolojik aracları kullanarak aile büyüklerine kolay yoldan ulaşan gençler en kısa ve en doğru olan KALP YOLUNU kullanmayarak aslında onları ötelediklerinin farkına dahi varmamaktadırlar. Bir kısım yaşlı ve hastalar duygudan yoksun davranışlar altında ezilmekte,üzüntü garkında zayıf metabolizmaları hastalıklara karşı dirençsiz hale gelmektedir
              Hastalık üzüntü ve stresle gelir. Tıb doktorlarının coğu bilimsel verilere ragmen tanmlanamayan hastalıkların strese baglayarak ,duygusal durumun hastalıkları belirleyici faktör olduğunu da kabul etmektedirler.
               Yaşlı ve hastalar yalnızlıklarının sonucunda beslenme ve bakım eksikliği sonucunda özensiz bir yaşamla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun neticesinde hasta ve yaşlılar kendi bakımalrına yetşemedikleri için ciddileşen sorunlarla karşılaşmakta dırlar Örneğin,Vucutta yatma neticesinde oluşan yaralar,bu yararlın acılması ile ilthaplaşmalar,hiçbir önlem alınmaması durumunda bu iltihabın kurtlanması gibi bir çok insan vucudunda olumsuzluklar meydana gelir. Bu sebeple bir hasta için en önemli şey onun bakım ve temizliğidir.
                 Günümüz toplumunda,iş yoğunluğu altında ezilen ve kendisine daihi zaman ayıramayan aile bireyleri ,hasta ve yaşlıları için sağlık kuruluşularından ve bu amaçla kurulan özel huzurevi ve benzerlerinden yardım almaları gerekir.
                   Büyük şehirlerde yaşayanlar , yaşlandıkça geniş dairesini satıp daha küçük bir daire alarak yaşamlarını idame ettirmeye çalışırken evlendirdikleri çocuklarının kendilerine karşı ilgisizlikleri karşısında, çocuğu SATIP DA YERİNE yenisi ikame edemememkte ve bu şekilde bir çözüm üretememektedir. Daha da yaşlanıp hastalık ve arazlar ortaya çıkınca çareyi HUZUREVLERİ nde bulmaya calışmaktadırlar. Tabi ki bu geliri olanlar için geçerlidir. Gelir olmayanlar Allaha emanet olarak yaşamlarını idame ettirmektedirler.
                   Huzurevlerine yerleşenlere dahi çocukları ilgisiz kalmkata bir kez dahi olsa onları ziyaret etmedikleri gibi bakım ve ihtimamlarının nasıl olduklarını dahi kontrol mmektedirler. Atalarımızn söylediği gibi ‘’Baba bag bağışlamış, çocuk ona bir salkım üzümü fazla görmüş’’
                Bu olayın maddi yönü ama manevi yönünden yaşlılarımız hiçbir zaman yalnız bırakmamalıyız. Kontrollerini devamlı yapmalıyız ,en önemlisi tatlı bir tebeesümü ufacık bir el sıkmayı onlardan esirgememliyiz. Onlara böylece hayatın işıltısını teneffus ettirmiş oluruz. Yoksa cep telefonu ile yapılan sanal sevgi gösterileri bize yansımayan ve kendi cocuklarımızca aranılmaayan insan tipini oluşturulmasına yardım etmiş oluruz. Bu türk töresine ve toplum tipine aykırı sonuçlar cıkarur..
            YAŞLILIK ÇARESİ OLMAYAN TEK HASTALIKTIR.YAŞAYABİLEN HERKES İÇİN DE MUTLAK  VE KAÇINILAZ SONUÇTUR. RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇER
( Yaşlılık başlıklı yazı HALİLİ tarafından 10.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.