Genelde bu işaretin ilk kez II. Dünya Savaşı
sonrasında o dönemin İngiltere başbakanı Winston Churchill tarafından savaş
sonrası İngiltere’nin zaferini ifade etmek amacıyla kullandığı bilinir.
Winston Churchil, işaret ve orta parmağı ile V harfi yapmıştır.
Neden V harfi? Çünkü İngilizcede ‘’Zafer’’ kelimesinin karşılığı ‘’Victory’’
dir. ‘’Victory’’ kelimesinin ilk harfi olan V harfi ile de zafer işareti
yapılmıştır.
Peki ‘’Zafer işareti yaptığımız işaret parmağı ile orta parmak sizlere hangi
bir spor dalını hatırlatıyor ?’’ desem… Sanırım herkes ‘’ Okçuluk’’
diyecektir.
Evet zafer işaretinin okçuluk ile çok yakından ilgisi vardır ama tabii ki
spor olarak yapılan okçuluk ile ilgili değil. Ortaçağ savaşlarının en etkili
silahı olarak kullanılan ok ve okçulukla ilgisi vardır ve zafer işareti
dediğimiz bu işaretin tarihi çok eskilere taa 1415 yılına uzanmaktadır.
1413 yılında Avrupa’yı kasıp kavuran Yüzyıl Savaşları artık hızını yitirmiş,
kesin olmasa da bir ateşkes ortamı doğurmuştu. Bu ateşkes ortamı içinde
Fransız Kralı VI. Charles, tahtını daha da sağlama almak için baronlar
arasında sürtüşmeler çıkarıyordu. Ancak bu sürtüşmeler bir başka ülkenin
kralının da ilgisini çekiyordu: İngiltere Kralı V. Henry.
V. Henry de aynen dedesi III. Edward gibi meşru Fransız Kralı olma
sevdasındaydı ve Fransa’daki bu iç karışıklıklar ona aradığı fırsatı
vermişti. Hemen ordusu ile yola çıktı. Çıkmasına çıktı ama öyle sayıca üstün
bir ordusu da yoktu. Sadece 9.000 kişiden oluşuyordu ordusu.
Uzun ve sıkıntılı bir kuşatmanın ardından Harfleur’u ele geçiren Henry,
dizanteri ve kayıplar dışında, ele geçirdiği küçük şehir için garnizon da
ayırarak, elinde harekete geçirebileceği 6.000 civarı askerle Fransa’nın
ortasında kalakalmıştı. Üstelik Fransa Kralı VI.Charles da Harfleur’un
kendisine kazandırdığı süreyi mükemmel kullanarak çok güçlü ve donanımlı bir
ordu toplayabilmişti.
Henry’nin yıldırım taarruzu planı suya düştüğü için başka bir çare düşünmesi
gerekiyordu. Fransız kale ve şehirlerini kuşatacak gücü de takati de
kalmamıştı. Yapabileceği tek şey büyük umutlar ve zafer nidalarıyla yola
çıkardığı ordusunu Fransızlar ile savaşa sokmadan bütün Fransa’yı geçerek
Calais’ten ülkesine geri dönmek ve Fransızların onurunu zedelemekti.
Uzatmayalım efendim neticede İngiliz ordusu ile Fransız ordusu Agincourt
denen ve aslında oldukça geniş bir buğday tarlası olan bir alanda karşı
karşıya geldiler. Fransız ordusu 30.0000 kişiden oluşurken İngiliz ordusu
demin de belirttiğim gibi sadece 6.000 kişiydi.
Henry’nin tek umudu Tanrıydı. Çok dindar bir kral olan Henry süreki Tanrı’ya
dua ediyordu bu felaketten sağ salim ve yüzünün akıyla kurtulmak için.Lakin
duaları askerinin açlık ve dizanteriden birer birer ölmesini önleyemiyordu.
Kısacası her şey İngilizlerin aleyhineydi. Henry bindiği atından indi.
Askerlerinin içinde bir nefer gibi savaşacaktı. Buna karşın Charles savaş
meydanına gelmemişti. Savaş meydanına gelmediği gibi vali ve kontlara emanet
ettiği ordusunda orduya kimin komuta edeceği de belli değildi. Fransız ordusu
sayıca müthiş üstünlüklerine rağmen İngilizlerin saldırıya geçmesini,
arkalarını verdikleri ormanlık araziden çıkmalarını, böylece onları açık
alanda perişan etmeyi düşünüyorlardı. Düşündükleri gibi de oldu.
Henry’nin ordusu hızlı bir şekilde Fransız ordusuna yaklaşmaya başladı.
Fransızlar ise hücuma geçeceklerine salak salak daha da yaklaşmalarını
bekliyorlardı ki bu en büyük hataları oldu. Çünkü İngiliz okçularını hesaba
katmamışlardı. İngilizler o tarihlerde pek de bilinmeyen değişik bir yay
kullanıyorlardı ve Fransızlar olaya Fransızdı tamamen. İngilizlerin ok
menziline girmişlerdi. ( Resim 2)
İngiliz okçularının bu ilk ok sağanağında Fransızlar ağır kayıplar vermeye
başlayınca onlar da hücuma geçtiler. Ancak Henry’nin duaları nihayet kabul
olmuş olsa gerek ki yağmakta olan yağmur şiddetini arttırmış ve savaş alanı
adeta bir çamur-balçık tarlasına dönüşmüştü. Bu çamur ve balçık içinde hem
kendileri hem de atları ağır zırh taşıyan Fransız ordusunun rahat hareket
etmesi mümkün değildi. Okları tükenmiş olan İngilizler balta, kılıç ve
topuzla Fransızları bir kaç saat içinde perişan ettiler.
Sonrasında Henry, Charles ile Troyes Antlaşması adı verilen bir antlaşma
imzaladı. Bu antlaşmaya göre Charles öldükten sonra Fransa tahtının yasal
varisi Henry idi. Hatta antlaşma daha sonra sakata gelmesin diye Charles’in
kızı Catherine ile de evlendi. Ancak dindar Henry her şey için dua etmiş ama
Tanrıdan kendisi için uzun bir ömür için dua etmeyi ihmal etmiş olsa gerek ki
henüz 36 yaşındayken ve Charles hayattayken öte aleme yatay geçiş yapmıştı.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Hocam bu savaşın zafer işareti ile ilgisi ne?’’
Hemen izah edeyim.
İngiliz okçularının ne denli hünerli oldukları Fransız kralı tarafından
biliniyordu. Özellikle Harfleur savaşında görülmüştü bu. O bakımdan Charles
kendi komutanlarına ‘’ Esir ettiğiniz İngiliz okçularının, ok kullandıkları
parmaklarını kesin’’ diye emir vermişti. Ancak yazdığım gibi savaşı
İngilizler kazanınca İngiliz okçuları ‘’ Bak parmaklarımız sapasağlam ‘’
diyerek parmaklarını Charles’e gösterip onunla alay etmişlerdi. İşte bu
sebepten dolayı o iki parmak yani işaret ve orta parmak zafer işareti olarak
kullanılmıştır taaa 1415 yılından beri. Yani zafer işaretinin mucidi
zannedildiği gibi Vinston Churchill olmayıp yine İngilizlere ait olmakla
birlikte 1415 yılında Agincourt Zaferini kazanan İngiliz Okçularına aittir.
Evet…İngilizler gerek Agincourt, gerekse II. Dünya Savaşından zaferle
çıktıkları için bu işareti kullanma hakkına sahiptirler. Peki bölücüler,
ayrılıkçılar ve teröristler hangi zaferi kazanmışlardır ki zırt pırt her
yerde bu işareti yaparlar?
RESİMLER:
1- Agnicourt Savaşının temsili resmi
2- Agnicourt Savaşında İngiliz okçuları.
3-Agnicourt Savaşının yapıldığı yer ( Günümüzdeki hali)
4- Henry ile Catherine’nin evliği
( Zafer İşareti başlıklı yazı Sami Biber tarafından 25.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.