1 Dindarlar Da Din Düşmanları Da Aslında Aynı Şeyi Söylüyorlar.

Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 17.12.2022
Okunma Sayısı : 391
Yorum Sayısı : 6

Herkes hatırlayacaktır: 7 Ocak 2015’de Fransa’da Charlie Hebdo adlı sözde mizah dergisinin Paris’teki ofisine yapılan saldırıyı.
Bu saldırı niçin yapılmıştı? Onu da biliyoruz elbette. Bu dergide Peygamberimiz ile ilgili çok iğrenç karikatürler yayınlanmıştı da ondan.
Ne vardı o karikatürlerde?
O karikatürlerde özellikle Peygamberimizin, 6 Yaşındaki Hz. Ayşe ile evlenmiş olması işlenmiş ve Peygamberimiz bir sübyancı olarak çizilmişti.
İslam dünyası ayağa kalktı. Tabii olarak Türkiye de ayağa kalktı. ‘’ Ulan şerefsizler! Ulan dinsizler- imansızlar- or...pu çocukları ! Siz bizim Peygamberimize nasıl sübyancı dersiniz?’’ Diye öfke kustuk öyle değil mi?
Tamam da yahu, biz yüzyıllardan beri Charlie Hebdocuların söylediğinden farklı bir şey söylemiyoruz ki.
O günlerde camilerde, Cuma Hutbelerinde, Charlie Hebdoculara lanetler okuyan da biziz, bir ya da bir kaç hafta sonra yine aynı camilerde ‘’Peygaberimiz Hz. Ayşe 9 Yaşına girdiğinde onunla gerdeğe girdi.’’ Diyen de biziz. Yani Charlie Hebdocular ne söylemişse bizim hacılarımız, hocalarımız, şeyhlerimiz, öğretmenlerimiz, kanaat önderlerimiz, vs. Asırlardır aynı şeyi söylemişiz. Arada tek fark var: Biz bu söylediklerimizin karikatürünü çizmemişiz, Fransız karikatüristler karikatürize etmiş. Yalan mı? İyi düşünün yalan mı? Asırlardır bizzat biz hem de iliklerine kadar Müslüman olanlarımız bizzat ‘’ Hz. Muhammed Hz. Ayşe 9 yaşındayken onunla gerdeğe girdi’’ Demedik mi? Böyle öğretmedik mi çocuklarımıza?
Peki size bir soru?
Bugüne kadar gerek Diyanet işleri Başkanlığı gerek onun bünyesi dışındaki din adamları içinden bir Allah’ın kulu çıkıp da şimdi aşağıda okuyacaklarınızı anlattı mı bu millete? Mesela bir şeriat devleti olan Osmanlı Devletinin hukukuna göre kız çocukları ( hatta erkek çocukları ) kaç yaşında evlendirilir? Kaç yaşında gerdeğe girerler? Her şeyden önce evlilik nedir?
O zaman gelin bakalım.
Osmanlı Devletinde her ne kadar Örfi hukuk denen bir hukuk da var olmasına rağmen, Şer’i hukukun her zaman daha ağır bastığı bir gerçektir.
Şimdi soru ve cevaplarla zurnanın zort dediği yere gelelim.
SORU: Osmanlı Hukukuna göre evlenmede alt yaş sınırı kaçtır?
CEVAP: Osmanlı Hukukuna göre ( Ki bu aynı zamanda İslam Hukukudur.) Kız ya da erkek çocuklarının evlenmesinde bir yaş sınırı yoktur. Yani kundaktaki bebeğin bile nikahı kıyılabilir.
Durun yahu hemen kazan kaldırmayın. Bunu yazmıştım zaten ama bugün daha açıklayıcı şekilde yazacağım. Az sabır. Ama şimdilik bu nikahın aslında aynı yatağı paylaşmaya yönelik bir şey değil bir – ‘’kızı başkasına vermeyin.’’- sözleşmesi olduğunu söyleyeyim tekrar.
SORU: Kundaktaki bir bebeğin rızası söz konusu olmadığına göre bu bebeğin nikahına kim karar veriyor?
CEVAP: Buna Velayet-i İcbar ( Zorlayıcı Velayet ) yetkisine sahip olan baba veyahut da baba yoksa dede karar veriyor. (Baba hayattayken dede karar veremiyor) Bunların her ikisi de yoksa Anne- amca- dayı vs. akrabalar da karar verebiliyor. Ancak baba ve dede dışındakilerin zorlayıcı velayet yetkileri yoktur.
SORU: Zorlayıcı velayet ne demektir?
CEVAP: Baba veya dede bir çocuğun nikahına karar vermişse çocuk( kız ya da erkek ) olgunluk çağına geldiğinde ‘’ Seni boşuyorum ‘’ Diyerek eşinden boşanamaz. Ancak evliliğini zorlayıcı velayet yetkisine sahip olmayan bir yakınının rızası ile yapmışsa olgunluk çağına geldiğinde ( Kız ya da erkek ) eşinden boşanabiliyor.
SORU: ‘’ Bir dakika hocam ! Kızlar da eşlerini boşayabiliyor dediniz sanırım doğru mu?
CEVAP: Evet aynen öyle dedim. Baba veya dedesi dışındaki bir yakını tarafından diyelim ki beş yaşında nikahlanan bir çocuk olgunluk çağına geldiğinde iki şahidin şehadetiyle kocasını boşayabiliyor. Ancak baba veya dedesinin rızası ile evlenmişse bu boşanma için yine onların rızasını alması ya da direkt kadıya müracaat etmesi gerekiyor boşanmak için.
SORU: 2 Yaşındaki bir çocuğun nikahı kıyıldığında bu çocukla bir zifaf mümkün olmadığına göre nikahı kıyılan çocuğa ne oluyor?
CEVAP: Vücutça ve duyguca olgunlaşana kadar babasının evinde kalıyor. Nadiren nikahı kıyılan erkeğin evinde kaldığı da oluyor ancak koca pozisyonundaki kişi o çocuğa elini bile süremiyor. Haa arada şimdiki gibi sapıklar çıkmıyor mu? Efendim sapıklık zamanımıza has bir şey değil ki elbette çıkıyor.
SORU: Peki erkek ‘’ Tamam, sen artık gerdeğe girecek olgunluğa ulaştın. Haydi yatağa’’ Diyerek kızla cinsel ilişkiye girmek isterse?
CEVAP: Yok öyle üç kuruşa beş köfte. Kız eğer ‘’ Evet haklısın.’’ Derse zifaf gerçekleşiyor. Ama kız ‘’ Oha lan ayı. Ben daha çocuğum.’’ Derse (Bunu bazen kızın velisi de diyebiliyor.) kızın ailesinin veya doğrudan doğruya kızın müracaatı ile işe kadı karışıyor. Kadı ‘’ Evet bedenen ve ruhen karılık yapabilir.’’ Derse erkek muradına erer. Demezse erkek bir süre daha beklemek zorundadır.
SORU: Kadı kızın suratına bakarak mı karılık yapıp yapamayacağına karar verir?
CEVAP: Hayır. Burada işe bilir kişi de dahil olur. Yani iki kadın, kızı her açıdan tetkik eder ve ‘’ Evet karılık yapabilir.’’ Veya ‘’ Hayır karılık yapamaz.’’ Derler. Kadı hükmünü iş bu bilirkişi raporundan sonra verir.
Konu ile ilgili bir kaynak da verelim ki anlattıklarımız masal sanılmasın.
Bu konuyla ilgili pek çok mahkemede atıfta bulunulan El Remlî’nin fetvası dikkate değerdir. Bu fetvayı dikkatlice okuyun zira yukarıda yazdıklarım en son cümlede geçer.
a)Fetvaya göre “Eğer bir koca küçük karısıyla zifafa girmek isterse ve karısının buna uygun olduğunu iddia ederse...
Kızın babası ise kızının buna henüz tahammülü olmadığını söylerse...
Fakat kız gürbüz, gelişmiş, bir erkekle cinsel birleşmeye dayanabilecek kapasitede ise ve muaccel mehir ödenmişse, baba kızını kocasına teslim etmek zorundadır.
b)Kadı, kızın buna uygun olup olmadığını kontrol eder. Eğer bu konuda şüphesi olursa bilgili kadınlardan yardım ister. Eğer bu kadınlar da kızın cinsel ilişkiye dayanabileceğini söylerlerse kadı, kızın kocasına verilmesine hükmeder.
c)Eğer ‘’Kız hazır değil.’’ derlerse kadı babaya kızı kendi evine göndermesini söyler”
SORU: Peki bu fetva dışında kaynak var mı?
CEVAP: Dolu...
Şer’iyye sicillerindeki kayıtlardan da anlaşıldığı üzere küçük yaşta evlendirilen kız çocukları, nikâh akdi yapılır yapılmaz hemen kocalarına teslim edilmeyerek, cinsel ilişkiye güç yetirebilecek fiziki olgunluğa erişinceye kadar babalarının ya da velilerinin evinde kalmaya devam etmiş ve evlilik fiilen başlamamıştır. Yeterli fiziki olgunlukta olmayan çocukları velilerinden alıp, kendi evlerine götürmek isteyen kocaların isteklerini kadılar “cüsseleri yeterli olmadığı” gerekçesiyle reddetmiş ve çocukların fiziki olgunluğa erişinceye kadar velilerinin evinde kalmasına hükmetmiştir. Bu durum kayıtlarda ‘’ “cüssesinin tahammülü olmayıp cima’a mutîka olmadığı zahir olup”, “maslahat-ı ricale sâliha oluncaya değin”, “kesb-i salahat edinceye değin” gibi ifadelerle belirtilmiştir.
SORU: Gerek Osmanlı’da gerek diğer İslam toplumlarında böylesi bir evliliğe neden gerek duyulmuş? Yani Padişahlar bile kendi kızlarını hem de iki yaşındayken saçı sakalı ağarmış insanlarla nikahlamışlar?
CEVAP: Bunun o kadar çok sebebi var ki. Hepsini yazsam zaten uzun olan yazı iyice uzayacak gelecek bölüme kalsın onlar da...

( Dindarlar Da Din Düşmanları Da Aslında Aynı Şeyi Söylüyorlar. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 17.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.