HIRİSTİYANLIĞIN AMENTÜSÜ VE ÇOK TANIDIK AMA BİLİNMEDİK BİR KİLİSE.---4. BÖLÜM-
İrini ve babası sonunda hükümdarın huzuruna çıktılar. Tabii ki meraklı İran halkı da doluştu sarayın bahçesine.
Hükümdar önce kendi rahiplerini çağırdı ve ‘’ Şu kıza gereken cevabı verin de zavallı tekrar bizim gibi ateşe tapsın’’ dedi. Ama rahipler çok uğraştılar. ‘’ Bak kızım sen şu ateşi hor görüyorsun ama ileride çok kıymetlenecek bu ateş. Hatta sana şöyle söyleyeyim: İleride biz İran’da doğal gaz yakıp ısınırken Avrupa soğuktan titreyecek. Gel etme eyleme. İsa’dan size hayır yok. Gel tekrar ateşe tap. ‘’ Dediler ama İrini ‘’ Mesih İsa’nın içimde yaktığı ateş bana yeter.’’ Diyordu da başka bir şey demiyordu.
Hükümdar baktı ki rahiplerinin bir haltı başaracağı yok, İrini’nin babasına emretti ‘’ Şu kızını ya yola getir ya da cezasını bizzat sen verirsin.’’
Baba Likinius, kızına yalvardı olmadı yakardı olmadı, tehdit etti olmadı... Çaresiz emrini verdi: ‘’ Atın bunu atların arasına. Çiğneye çiğneye gebertsinler bu asi kızı.’’
İrini’yi bir sürü atın içine attılar. İşte o anda atlardan biri dile gelip ‘’ Ulan şerefsiz ! İnsan kızına böyle eziyet eder mi?’’ Dedi ve Likinus’a çifteyi yapıştırdığı gibi kafasını gözünü darmadağın etti.
İrini , babasının öldüğünü görünce başladı baş ucunda ağlamaya. O ağlayınca da Yüce Rab bu göz yaşlarına dayanamadı ve Likunus’u tekrar diriltti.
Likunus’un dirildiğini gören 3000 civarında Mecusi hemen orada vaftiz olup Hıristiyanlığa geçince İmparator kudurdu adeta. Bu arada Likunus ve karsı Likinia da boy abdesti alıp...Pardon daldım... Vaftiz olup Hıristiyan oldular ve İrini’nin doğduğu Megadon şehrine dönüp halka yardım eden iyi insanlar olarak yaşamaya devam ettiler.
Sonra efendim İran tahtına Sedekias adlı biri oturdu. Bu herif İrini’yi kafaya takmıştı. Onu huzuruna çağırdı ve ‘’ Derhal bizim tanrılar için kurban kes.’’ Dedi. İrini ileride Müslüman olarak bilinen ve öldüklerinde maalesef bir Müslüman gibi cenaze namazları kılınarak defnedilen bazı Türk sanatçılarına (!) ilham kaynağı olacak o meşhur sözü söyledi: ‘’ Hayvan kesmek suretiyle ibadet yaptığını zanneden bir dini kabul etmiyorum.’’
Sedekias ‘’ Ulan sen kimsin ha sen kimsin? Kendini Leman Sam mı zannediyorsun yoksa Hülya Avşar mı? ‘’ Diye gürlemedi tabii ki çünkü onlar henüz dünyaya gelmemişlerdi. Hatta İslamiyet bile dünyaya gelmemişti henüz.
Öfkeyle bağırdı: ‘’Atın bu dinsiz, imansızı yılan dolu kuyuya’’
İrini’yi içinde boa yılanından, Anakondaya, Anakondadan engereke, kadar her tür yılan bulunan bir kuyuya attılar. Lakin yılanlar bırakın İrini’yi ısırmayı zehirlemeyi hep birlikte ‘’ Sev Kardeşim’’ şarkısını söylüyorlardı.
Sedekias daha sonra onu bir çarkın üzerine yatırttı ve adamlarına ‘’ Döndürün.’’ Dedi. Adamları ‘’ Dön baba dönelim Hacılar’a gidelim’’ Diyerek İrini'yi döndürdüler ama ı ıh. Kızın inadı tutmuştu bir kere.
Daha sonra testereyle biçmeye çalıştılar. Anlayacağınız ‘’Halka’’ ya da ‘’Testere’’ veyahut ‘’ Marangoz’’ filminden bile korkunç sahneler yaşanıyordu. İrini'nin kolu bacağı kesiliyordu ama anında tekrar sapasağlam sanki hiç kesilmemiş gibi oluyordu. (Yanlış hatırlamıyorsam Terminatör filminde vardı böyle bir sahne. Adam bir türlü ölmüyordu )
Söylemeye hacet yok bu hali gören bir sürü Mecusi yine Hıristiyan olunca Sedekias ‘’ Ehrimen belanı versin senin. Seninle uğraşamayacağım ‘’ Dedi ve İrini’yi saldı. ( Ehrimen onların kötülük tanrısıydı )
Kısa süre sonra Sedekias tahttan indirildi ve yerine Savor geçti. O da İrini’yi kafaya takmıştı. Büyük bir ordu toplayıp Megadon’a yürüdü. İrini bu orduyu tek başına şehrin surları önünde karşıladı ve ordu İrini’yi gördüğü anda çoğunun gözleri kör oldu.
Körler başladı ağlamaya ‘’ Biz ettik sen eyleme. Affet bizi.’’ İrini tanrıya yalvardı , kör askerlerin gözleri açıldı ve yine bir sürü asker Hıristiyan oldu. Savor da çaresiz geri döndü.
İrini daha sonra Kallinikos şehrine vardı. Bu şehri Numerianos adında bir kafir yönetiyordu.
Numerianos İrini’yi görür görmez onu yakalattı ve bakın ne yaptı?
Evet...Önce İrini’yi yakalattı daha sonra onu bakırdan yapılmış bir öküzün içine soktu ve öküzü olduğu gibi ateşin içine attılar. Beş dakika demedi bakır öküz nar gibi kızardı. Daha sonra İrini’yi bakır öküzün içinden çıkardılar ama o ‘’ Çok teşekkürler. Solaryumda bronzlaşmaya çok ihtiyacım vardı. Bu, iyi geldi’’ diye dalga geçiyordu kendisini ateşe atanlarla
Numerianos resmen kudurdu. İrini’yi kol ve bacaklarından bir divana bağlatıp bir kez daha ateşin içine attı. Lakin ateş yine yakmadı İrini’yi... İrini bu sefer de ‘’ Sauna hizmeti için teşekkürler.’’ Diyordu.
En sonunda zamanın hükümdarı İrini’yi huzuruna getirtti. Kafasını kollarını bacaklarını kestirip bir mezara attırdı. Lakin ertesi gün İrini elinde bir zeytin dalı olduğu halde kralın huzuruna çıkınca kral da artık ‘’ Yuh anasını satayım. Bu kızla başa çıkılmaz. En iyisi ben de Hıristiyan olayım.’’ dedi Hıristiyan oldu.
İşte bu olaydan sonra İrini ‘’ İran’ı bayağı bir karıştırdım. Şimdi biraz da Türkiye’yi karıştırayım.’’ Diye yollara döküldüğü anda ‘’ Azizelik bozdu beni. Türkiye de ne yahu? Ben en iyisi batımızdaki Roma İmparatorluğunu karıştırayım biraz.’’ dedi ve gele gele taa bizim Efes’e kadar geldi ve orada kimi görse iyi? Hocası Apellianos... O da geçen bu zaman içinde Hıristiyan olmuştu.
Apellianos’u görünce aklına garip bir fikir geldi:
‘’ Hocam ! Şimdi ben bir boş mezar bulup içine gireceğim ve orada öleceğim. Sen benim üzerime koskocaman bir kaya koy. Dört gün sonra da üzerimdeki kayayı gel kaldır.’’ Dedi. ( Bazı beleşçiler için ‘’ Boş mezar bulsa gider içine yatar.’’ Denmesinin sebebinin bu olay olduğu rivayet edilmez tabii ki. Çünkü ben uydurdum. )
Hocası bu saçmasapan isteğe bir anlam veremese de netice karşısında bir avize... Pardon Azize vardı. Ayrıca kadınlara itiraz olmazdı. Hele bir de azize ise hiç olmazdı.
İrini’nin dediklerini yaptı ve dört gün sonra mezarın üzerindeki taşı kaldırmaya geldiğinde ne görse iyi: Ortada ne taş vardı ne de İrini’nin cesedi... O zaman anladı İrini’nin de aynen İsa gibi öldükten sonra dirildiğini ve göğe yükseldiğini
Sonrası malum. Böylece başlayan bu efsane sebebiyle Azize İrini adına bir sürü kilise yapıldı ki bunlardan ilki I. Konstantin zamanında yapılan Aya İrini kilisesiydi.
Ancak ‘’ Çok tanıdık ama bilinmedik kilise ‘’ dediğim Aya İrini değil.
Nasip olursa 5. Bölümde. Olmazsa 6. Bölümde.
(
Hıristiyanlığın Amentüsü Ve Çok Tanıdık Ama Bilinmedik Bir Kilise.---4. B başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
12.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
