Abdülhamit Ve Dış Siyaset
ABDÜLHAMİT VE DIŞ SİYASET
Büyük siyaset
dehası Abdülhamit üç kıtaya hükmeden koca imparatorluğu, iç ve dış
düşmanların bütün yıkma planlarını devreye soktuğu yıllarda nasıl idare
etti. Düşmanların planlarını ya erteletti ya akamete uğrattı.
Batılıların
hasta adam dediği hastayı öldürmelerine izin vermedi. Yalnızca batının
değil doğunun da hain planları vardı Osmanlı hakkında. Batı da doğu da
aynı hain planın peşindeydi. Batı da doğu da aynı ruhtu zaten. Eski
romanın yeniden hortlayan ruhu.
Eski Roma’yı dünya üzerindeki
tahakkümünden kurtaran ve onu tarih sahnesinden kaldırarak Osmanlı’nın
temsil ettiği ruh İslam’dı. Bu ruh önce Emevi, Abbasi, sonra Selçuklu ve
Osmanlı olarak dünyanın üstüne bir karabasan gibi çöken ve dünya
halklarını bin bir zulmüyle kötü ruhlu Roma’yı Avrupa ve Moskof
steplerine süren oradan Baltıklara ve Sibirya’ya kadar süren iyi ruhtu
Osmanlı İslam ruhu.
Bu ruh asırlarca dünyaya adaletle hükmetmiş,
zulümle inleyen dünyayı kurtarmıştı. Bu kez tarih tersine dönüyor o
zorba, zalim ruh hortlayarak gömüldüğü tarih sahnesine geri geliyor,
kendisini alt eden ruhtan intikamını almaya çalışıyordu. Ancak bu kötü
ruh sert bir kayaya çarpacak, planlarını ileri bir tarihe ertelemek
zorunda olacaktı.
Abdülhamit bu işi nasıl yapacaktı. Bu büyük
padişah tam bir siyaset dehasıydı. Düşmanlarını karşısında bölük pörçük
ederek zayıflatmak ve onların planlarını bozmak en küçük maharetiydi.
Bunu
nasıl mı yapıyordu. Ortak düşmanın zaaflarını pekiyi biliyor, bu
zaafları en iyi şekilde kullanıyordu. Gerek devletlerin gerekse
devletleri temsil eden zevatın zaaflarını tespit etmek ve onları
kullanmak onun yaptığı en basit işlerdendi. Özellikle yabancı devlet
misyonlarının eşlerini kendi planları uğruna kullanıyor, bazen de bu
zevatın zaaflarını tespit ederek onlardan yararlanıyordu.
Onun
hiç yapmadığı en önemli husus ta şuydu, düşmanlarının birleşmesine asla
ve asla izin vermiyordu. Aksine onların menfaatleri yönünde kışkırtarak
parçalıyor, Osmanlı aleyhine faaliyet yürütmelerine izin vermiyordu.
Gerek
Hicaz demiryolu, gerekse Kıbrıs üzerinde oynanan menfaat oyunlarını
kullanarak hasımlarının bu yolla azılı rekabete düşmesine yol açıyor, bu
rekabetin menfaat savaşına dönüşmesini sağlıyordu.
İşte siyasi
deh budur. Dünya siyasetinde ülkesini kayırmanın bir deha olduğu pek
açıktır. Ülke menfaatini korumak ve ülkesini yükseklere çıkarmak isteyen
dâhilerin yapması gerekenleri yapar dahi siyasetçiler. Kendi
egolarından sıyrılmış bir şekilde hareket ederek her şeyi ülkeleri için
yapar, hayatlarını milletlerine vakfederek hareket eder, düşmanlarını
çeşitli hilelerle alt ederek ülkelerini sahili selamete çıkarırlar.
(
Abdülhamit Ve Dış Siyaset başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
22.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.