Çalıntı değildi ömür belki de kibirli
yaftalardı beni benden uzak tutan ve aşkın balık istifi gibi yığıldığı bir
izbeden çok başka bir özlem benimki ve…
Serbestesi mi duyguların ve salındığı
kadar mevsimin dilinde varsın olsun tek yaprak olayım dalıma sadık bağlı
kaldığım kadar…
Ya, öncesi…
Dermanı sonradan
Sevdanınsa yap-boz devindiği tükenen
ömrün
Kaybolan zamanın ardından
Kaybetmek ki kaybolmak mı?
Huzurun adresi bir ışık belki bir
şiir
Kokladığım değil de dertlendiğim
Miski amberin sihri ve yürüdüğüm
sadece yürüdüğüm
Kundaklanmış yüreğimden sökün eden
Varsın olsun takılı kaldığım dünün
Öfkesi.
Gazidir acılarım
Şerh düştüğüm ne varsa şiarım
Belki de şifa bildiğim
Sinemden kayan bir yıldızın
Her zerresi işte müdavimi olduğum
Nasıl ki aşk ve özlem
Karardıkça göğün teni
Sarkıtı adeta elemin
Sancağımsa dikili derinlerin
Aralıksız beni çağırdığı bir ölüm
gibi
Ölümsüz bellediğim duygulardan sızan
Dalya diyeceğim bir aşkın müdavimi
sözcüklerim
Asla da isyan etmediğim
Varsın olsun hüzün vazgeçilmez
kaderim.
Muadili sayısız derman sayısız dert
tasa
İklimlere serili düşlerde saklı bir
tebessüm iken
Tek dileğim.
Harcı âlem duygular ve insanlar
Hercai yüreğinde sevdanın
Makul olası bir özlemi mi giderdiğim?
Sancılanmış şiir ne ki?
Ya da sanrı dolu benlik…
Belleğime kayıtlı binlerce dize
Dilemması mı mutluğun?
Geç kalmışlığın esaretinde
Yanan bedenimden arda kalan üç beş
zerre belki de.
Hüzün katsayım
Karaladığım ne ki kardığımın önünde
Ardıma bakmadan yürüdüğüm
Varsın çelmeler dizili olsun önümde.
Kılıksız değildir duygular
Ne kinaye yüklü ne yalan ne öfke
Ederi mi günün?
Ardıç kuşlarından sorsunlar o halde
beni.
Koyu gözlerinde teessüflerimi
sunduğum
Bir karartının nezdinde karambole
gittiğim.
Kaypaksa kimi insan kimi gölge
İyi de şiar edindiğim sadece huzur ve
sevgi
Reçinesi dünün
Bata çıka yürüdüğüm bitimsiz hüznün
Sevdalandığım mehtabın saçtığı ışık
misali
Kordan da sıcak yürek
Kör gözlerinde kiminin közü yaktığı
kadar
Yanacağım ve doğacağım küllerimden
tekrar.