1
Ölümü öteleyebilir mi düşüşlerim ya
da yanan fitile mi meftundur yüreğim ve bir bilinmeze denk düşen zamanın
seyrinde, seyyah gölgeleri mi alt etmeliyim hani olur da teninde göğün; közünde
mavinin ve sarkacında gizin yanık ferine tabi olurum ikindilerin ve devasa
düşüşlere de denk düşerim devasa satırın tıknefes hecelerine serildiğim
yetmezmiş gibi yetinmeyi şiar edindim yetim günceme de sokulurum kedi misali
yalnızlığıma da sahip çıkan sadece Rabbimin eşliğinde süre gelen matemim.
Hiçbir vakit değilim bu gün:
Yorgunluğun küllerinden doğan ruhum
Azığa aldığım her renkte saklıyım
G/izini sürdüğüm dudaklarımda
yanılgıların
Derdest olmuş hecelerde s/aklıyım
Daha da nicesi saklı deryamda
Gönlün ırak olduğu mutluluk
sevdasında
Yanmayı ve yakmayı unutan güneş
misaliyim.
Misafiriyim de ufkun henüz kavuşmayı
dilemediğim
Bir müphem son
Acıma katıksız hizmet eden dik yokuş
Mağaramda saklıdır niyazlarım
Örümcek ağlarının arkasına gizlendim
Rabbimin aralıksız konakladığı
yüreğimde
Kolu kanadı kırık düşlerimi de tehir
ettim sonsuza kadar.
İçtiğim suda saklı olsaydı keşke
şifam
Annemle dolu her satırım her yanım
Aşka hükmeden bir tevazuda saklıyım
madem
Matemimle örtüşen yalnızlığıma da
dokunmasın
Hani hiç kimse:
Ne de sancılı yeminlerim
Sanrı yüklü gemimde su alan kaptan
köşküm
Elbet son terk edecek de benim gemiyi
Su aldığına kani olmasa da ahvalim.
Sudan sebeplerle yaşamadım ben bunca
zulmü
Konuşlandığım her hecede kaykılan
ruhuma
Atıfta bulundum ben bunca sene
Kavuşamadığım ölümlü suretlerde
Sureler üstü de değil hani sıfatlarım
Bir yitim ki neşreden sabah yelinde
S/ona doğru minvalim
Kayacak son yıldızın nezdinde
Solan çehremde saklı gülüşlerim
Reddettiğim çiçek ismimle
Atacağım da son çentik yazmadığım o
son şiire
Haykırsın yeter ki içinde bittiğim
yalnızlığı.