Temmuzun naşına yakınım
Akladıkça şeceresini yılların o
muteber tınıya da vakıfım.
Zencefil yüklü çay damlalarına
buluyorum üstümü başımı
Zemheri yokuşlarının da müptelası
Bir kâfir cümle tadında
Çatal karam diyen şarkılara
tünüyorum.
Annemin ellerinde yorgun bir kelam;
Sözcükleri ihlal eden duygular
Yine kıpraşan asaletin tümseğinde
Sus diyor kadınlar
Ses etmeden seviyorum,
Söz birliği ettiğim cümleleri
sağaltıyorum
Aşka ramak kala
Kopçaladıkça günü
Börtü böcek istila ediyor
istiflediğim şiirleri.
Akılsız adamlar kondukça aklın
balyalarına
Dokunan rüzgâr tadında özlüyorum;
Çok özlüyorum…
Gidenleri değil ama gitmesine gönlüm
razı değilse
Her matemi kundaklıyorum şiirle
Sevi dilinde nüktedan fısıltılara
odaklanıyorum
Yine gecenin feri sönmeye aday
Belli ki sabaha daha ne çok yıl var…
Demek kadar saçma bir beyan
Yine dipsiz cümlelerde boğulma
istemine karşı koyamadığım
Tıpkı sevdiğim adam ve kadınların
Kayıp kimliklerine sahip çıkarken
Tanrı
Ve bayat ekmeğimi banıyorum yine
gönülsüzce
Kesilmiş süte bir parmak bal çalıp
Dalıyorum uykuya
Oysaki sabaha ve ölüme daha yıllar
var.