Ne sen aldın başını gittin
Ne ben döndüm yaban diyardan

Hep sonradan söyledim son sözü
Hep baştan belliydi işin özünü

Ne sen aşıksın el ellerine
Ne ben kavrulan bahar çiçeği

Zıkkımın kökünden doğan
Zakkumun özü gibi o kadar.

Sinekli günlerde başlayan
Sarmaşıklara kadar uzanan

Kar yağdığında boğum boğum
Kuru gürültünün eşsiz kardeleni.

Belkinin salkım saçak üzümleri
Burnumda tüten açlık sevdaya

Garibim kıştan kalma bir korku
Gündüzün ömrünün kısalığından.

Barakanın su aldığı deniz dibinde
Burnuma kadar tuz içimde

Yanıyor ciğerlerim imdat denizci
Yıkık bir geminin izleri üzerimde

Caydır beni bulutların azizi
Camlar kartona dönmüş burada

Duvarın kumundan bile çalmışlar
Dümen tutmuşlar dört yanda maraba

Falcının rüyasına yattım evvelsi gün
Fokurdayan kazanda döv beni baştan

Hapis dağların harami kurdu sen de
Ha desen devrilecek dağlar 










( Sayfa Sayfa Hüzün başlıklı yazı Ahmet Öztürk tarafından 11.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.