Aklım çıktı şakaklarımdan!

Komşunun süpürgesi gibiyim bazen
Suratı yere sürten
Her çırpışında kanayan, çizikler içinde.
Arada kopan dallarım gökyüzünden
Umudumu sakladığım yerden.
Yeşilin gri tonuyum
Siliğim bildiğin, beyaza çalan tozum.

Kaldırın, ecelle savaşabilirim!

Kumdan kalelerim, üç-beş güvercinim var.
Oysa, kutu gibi dünyanın içinde
Islattıkça gözyaşları, çürüyor insanlar.
Yırtıldıkları yerden ecelin kollarına,
Düşmüyorlar aslında bunu istiyorlar.
Güvercinleri vurmuyor sapan
Saçma kurşunlar çıkıyor parmaklardan.

Gemileri ait olduğu yere bırakın!

Duvarlarımız köpükten bildiğin.
Çocukların elindeki baloncuk oyuncağından yapılan.
Ve sizde,
Kurdeleyle sunulmuş aklımın,
Kumaşını eskitmek için 
Yırtmak için uğraşın.
Durmadan silin aklımızın kütüphanesini.

Siyaha beyaz süsü vermeye uğraşmayın.
Elbet bir gün eskitecek boyanızı 
Size her gün söylediklerim.

Ve sonra
Çıplak kraliçe geri gelecek.


( Çıplak Kraliçe başlıklı yazı Ahmet Öztürk tarafından 13.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.