Kör olmak
Görmemek değildir.
Saklambaç oyununda saklanmak gibi.
Ya da gözleri kapalı
Durmadan sayan ebe.
Kör olmak,
Sadece gözleri bağlı bakmaktır dünyaya,
Ne kadar hissedersen
O kadar görürsün ,
Görmek istediklerini.
Hani gece hep sessizdir ya
Bir o kadar da uğultulu
Kendi kuruntularında boğulmak gibi.
Sevimsiz bir güne uyanmamak için
Sevimli bir gece hayal etmek bizimkisi.
Sabahın ışıklarına inat
Geceyi yaşamak inadına.
Mutlu musun sorusuna
Hep gündüzden cevaplar verip de
Gecenin yalnızlığını aramak gibi.
Kavruk tenli birine
Zenci demek
Görmemek ,
Görmemek…
Ayrımcılık yapmak tenler arasında
Sahipsiz bırakmak dünleri
Bugüne yatırım yapıp
Her şeyi silmek gibi
Aşk…
Kayıp şehrin yalancı çocuğu
Rotası yanlış geminin
Pusulası olmak
İnadına doğru yoldan sapmak.
Bildiğin doğruya sarılmamak gibi.
Sinsi düşüncelerin akıl oyunları
Kopmuş ipin yere saçılan
İlmek ilmek ruhuna işleyen
Kesimi dar giyimi zor sevdalara
Kafa yormak moda uğruna
Duyguları hapsetmek
Aşk…
Kumların üzerine uzanmak
Güneşsiz bir günde
Kim ister serinlemek?
Bir daha vur yumruğu yüzüme
Şakaklarıma kalbini sapla
Dinle beni bir kez daha
Ne olur acımadan
Ağlamaklı olmadan dinle
Sesin huzur veriyor bana.
Duymamak gibi sesleri
Aslında sessiz kalan
Dili olmayan
Dilsiz misali.
Duyduklarıma inanamıyorum
Ne olur kalırsan ağlıyorum
Gidersen gülmüyorum
Bildiğin gibi değil
Çok başkayım.
Teslim mi olmuş
Yoksa tutsak mı düşmüş bir askerim.
Bilemezsin bambaşkayım.
Anlayışının ötesinde
Sesimin kör kaldığı kuyularda
Gözlerimin duymadığı manzaranın
En dibinde çığlık çığlığa bağırıyorum.
Gökyüzünün kıpırtısı
Bir yağmur habercisi mi yoksa
Rüzgarın oradan oraya savruluşu
Beklemediğin anda baharı es geçen
Yaz mevsimi mi bu yaşadıklarım?
Kimliksiz kaldığım gurbete
Kimlik arar gibiyim.
Kendini bir yana atıp
Yeni bir ben bulmaya çalışan.
Kıskançlığım yavrusunu özlemiş
Kuş misali acı.
Kimsesizler yurdunda
Duvarlara çizik atar gibi.
Cezaevinde tahliye bekleyen
Mahkumun düğüm düğüm olmuş
Hatayı hissedişleri.
Ben sadece
Yazdıkça yazası gelen
Ustanın çırağı.