..........Aşk Üstüne Bir Deneme.........



Ve siyah bir geceydi.
Ve Kırıkkale/Keskin’deydim
Ve saat sabaha dönmüştü yüzünü
Dünyalar tatlısı annemin evinde,annemle geçen doyumsuz sohbet 03:00 gibi sona ermiş ve uzandığım kanepede uykuyla uyanıklık arası geçen sürede hemen herkesin kapısını öyle ya da böyle,bir şekilde çalan dünyanın en saf duygusu “aşk” üzerinde beyin jimnastiği yapıyordum
Ve ezan okundu
Ve namazımı kıldım
Ve saat 04:35 civarıydı
Yalnızlığımı da yanıma alıp,sessizce,sıvışır gibi dış kapıdan süzülüp,
çocukken yüzdüğüm,şimdi harap olan bahçemizdeki havuza doğru yürürken,havanın o buz gibi,nemden uzak,hayat kokan tazeliğini içime çektim.Serçelerin serenatları,evimizin ve mahallenin horoz sesleri âdeta ağaran güne ve bana eşlik ediyordu.Yüzümde tebessüm karışımı hoşluğu taa ruhumda hissedebiliyordum ve yatakta yarım kalan “aşk” mevzusuna döndüm adımlarımın altında ezilen sarı yeşil karışımı çimenleri istemeden ezerken.
Sevda…ah yaman sevda…
Ben,günümüz sevdalarını dört etapta düşünüyorum
Eskiden yaşanmış olan ve günümüzde o aşklara olan inancın pek kalmadığı,tamamen uydurma olduğunu düşünenlerimizin sayısının bile azımsanmayacak kadar çok olduğu,o dönemlerde yaşanan ve yaş sınırının olmadığı,sevgilinin bir işlenmiş “oyalı mendili”,”bir tutam saçı” yada bir “bakışının” uğruna yıllarca beklenildiği,
gerektiğinde cefa çekildiği,dağlar delindiği,meczup olup,çöllere düşüldüğü o tertemiz,lekesiz,billûr aşkların günümüzde yaş sınırı ne yazık ki 10 yaşlara kadar inmiştir.
11’li yaşlardan başlanılıp orta yaş sınırını zorlayan bir dilimde ise,”ben”merkezli”, “bana göre”,”benim için” aşk modelleri üremiş ve
tam ortasını ise ne yazık ki “erotizm” işgâl etmiştir. Günümüzde “şıp sevdi” sevda türlerinin; haftalık,aylık,sezonluk,çok enderde olsa birkaç yıllık “tensel uyumlu”larına rastlamak mümkün..
Birde,orta yaş üstü cinslerimiz vardır.Onlar ise,”ısmarlama sevdalar” ı tercih etmektedirler.Yaşadıkları tecrübelerin (! !) ,TV dizilerinin,görsel basının,çevresinde olup bitenlerin ışığında,biraz erotizm,biraz duygusallık,çokça realizm kokan bir sevda türü.Bizim Orta Anadolu’daki bir deyim bu türe hârika örnek teşkil eder :
-Guru guruya gurbanların oluyum..
Yani,sevgi bile realizm kokmalı,ayakları yere değmeli onlara göre.Kuru kuruya olmamalı.Oysa,yanıldıkları nokta,sevda ağır bir kuştur,her yürek onu taşıyamaz ve kaldıramaz.Yere bir kez değmeye,konmaya görsün ayakları,kalkması,havalanması çok zordur.
Meselâ, geç bir saatte aranıyorsa sevgili ve sevilen; yüreğinde ,bedeninde uykuyu feda edemiyor,realizm kokan bir anlayışla birkaç saat fazla uykuyu tercih ediyorsa sözüm ona svdiğine,sol yanındaki “kızıl derili tam tam sesleri “ realizm kokmaya çoktan başlamış demektir ki buda sıradanlığa,duygudan kopuşa gidiştir. Sevgi sözlerde kalışa döner,büyüsünü kaybeder.Bu bakımdan çok dikkat etmek gerekir,sözler tavırlarla desteklenmelidir

En son olarak,halâ eskiyi özleyen, gerçek sevdayı iliklerinde,
yüreklerinin en mahrem köşelerinde yaşamak isteyen,yaşayabileceğini sanan çok ender insanlarımız da vardır.
Bunlar orta yaş üstü,nesli neredeyse tükenen “kel aynak kuşları”gibi sayıları bir elin parmaklarını geçmemektedir.Hep bir bekleyiş,hep bir arayış ve sessizce bir eriyiş içindedirler; bulamamanın..
Bundan da pek rahatsız olmazlar.Kitaplarda,şiirlerde,şarkılarda bulurlar teselliyi
Aşkın mekânının,nâif rüzgârlar,Akabeler olduğunu bilirler.

Hûlasa,yaşınız kaç olursa olsun,romantizmin realizme boyun eğdiği çağımızda,sözde değil,özde sevebilenlere,aşkın kokusunu taa en ücra köşelerinde yaşayabilen ender insanlarımıza(varsa tabi) selâm olsun.

Hımm.
Vâkit kemâle ermiş.
Saat 07:16..
Bedenim buz gibi olmuş.
Evin yavru kedileri bacaklarıma sürünüyor.
Al işte,neredeyse güzel anacığım sesi duyulur,demeye kalmadan
- “kene taldun kittun uşağum..haydee çay hazirrr deli oğlum..

Benim dünyalar tatlısı LÂZ anacığım.Ağlamaklıyım şu an. Sevginin safı,karşılıksız olanı ve halâ ayakta kalabilen bir parçası:anne-babanın evlâdına duyduğu sevgi.
Öksüz bir yürekle dönüyorum adım adım ana ocağına; bacağıma sürünen birbirinden güzel,küçücük,çok sevimli 3 sevimli sevgiliyle..

Ve aydınlık bir gündü başlayan…

24.Temmuz.2010
 

Süleyman Altunbaş

( Aşk Üstüne Bir Deneme başlıklı yazı ılıkyağmurla tarafından 29.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.