Bizler ortaokuldan liseye geçince halkoyunlarıyla da ilgilenmeye başladık. Nasıl ilgilenmeyelim ki beğendiğimiz sevdiğimiz kız arkadaşlarımızın hepsi halk oyunları oynuyor, biz oynamazsak harbiden ayıp olurdu...

Cumartesi pazar günleri iki gün üst üste iki üç saat süren çalışmalarımız oluyor. Sıkı çalışıyoruz çünkü yaz başında gösterilerimiz oluyor her sene, ayrıca Dernekler arası Türkiye Şampiyonası yapılacak, ona da bir şekilde hazırlanmak lazım. İyi bir ekip olmanın başlıca yolu çok sıkı ve de ara vermeden çalışmak, birbirini sevmek, yaptığın işi sevmek. Hepimizin içinde folklor tutkusu zirve yapmış durumda...

O gün arkadaşları örgütledim. Tam ekip oynamaya başlarken, oynaya oynaya salonu terk edeceğiz. Niye mi böyle bir şey yapıyoruz. Başlıkta da dedim ya güzel bir nisan sabahı, hem de 1 Nisan günlerden. Ahmet o günü şakasız geçirir mi hiç? Şaka şöyle gelişecek tabi anlatmam da lazım arkadaşlarımın hepsine... Hoca bizi komut verip oynatmaya başladıktan sonra oyunumuz da Bingöl Bölgesi, biz yavaş yavaş salondan çıkıp caddeye doğru oynayarak dışarı çıkacağız, Hoca da tabi arkamızdan baka kalacak, aynı zamanda nakavt...

Neyse uzatmayalım o gün geldi çattı... Arkadaşların hepsi durumdan haberli... Biz erkekler ile başladık hem söylüyoruz hem de oynuyoruz ’’Bingöl dört dağ içinde, Bingöl dört dağ içinde yanarım yar içinde, kim Bingöl’ü sorarsa bir yârim var içinde, delile delile destane delile delile destane.’’ Böyle böyle hem söylüyoruz hem de oynuyoruz, Şekip Hoca birden dernek yönetim odasına gitti, biz tabi aynı hızla devam ’’Delile delile destane.’’ diyoruz bir taraftan da caddeye doğru çıkıyoruz...

Kazasız belasız caddeye çıktık bankların üstüne oturduk. Hoca biraz sonra yönetim odasından çıkınca bir de baksın ki salonda kimseler yok ekipten. Biz de dışarıda yerlere yatıyoruz, gülmekten. Tabi Şekip Hoca da yanımıza geldi... Önce elleri ile bir şak şak şak yaptı... Sonra da ’’Bu günkü çalışma bitmiştir.’’ dedi... Biz de tabi hemen itirazlar başladı ’’Aaaaaaaaaaa! Olur mu Hocam, ufacık bir şaka yaptık daha yeni başlamıştık.’’ Hiç de renk vermiyor Hocamız. Bize dönerek ’’Soyunma odalarına geçin ve giyinin.’’ dedi... Biz kös kös giyinmeye başladık tabi... Tam da giyinip ortaya gelince Hoca ’’Vaz geçtim hadi soyunun devam edelim.’’ deyip sonrada ’’Buda benden size 1 Nisan Şakası olsun.’’ zibidiler ile noktayı koydu...
( Güzel Bir Nisan Sabahıydı başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 11.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.