Aşk neydi ? Milletin diline sakız olmuş bu sözcüğün hayatımdaki yeri neydi veya hayatımda bu kelimeye yer var mıydı ? İçimde kocaman bir boşluk var.Birinin boşluğu...Aranılan ama bulunamayanın boşluğu.Bulunduğu sanılan ama kalbime sığmayanın boşluğu...

Küçük bir yüreğim var benim.Hayat yeni gözlerini açmış bir bebeğin yüreği kadar temiz değil belki ama onun kadar kendini bilmez bir yüreğim var.Nedenini bilmiyorum ama canım fazlasıyla yanıyor.O'nu düşünmenin acısı bile bir beden büyük gelirken bana kalkıp O'nu sevmenin ağır yükünü küçük yüreğime yüklüyorum.Reva mı bu bana ?

Düşünüyorum bazen acaba benim sevmeye hakkım var mı diye.İçimdeki bir ses buna şiddetle karşı çıkıyor.Sevmenin her yaşa uygun olduğundan ve benim de elbette ki sevmeye hakkım olduğundan bahsediyor.Ama diğer ses ise,sen küçüksün sevmek için erken diyipo en hassas olduğum yerden dem vuruyor.Uzun zaman bu seslerin esiri oluyor ruhum.Ne acı...

Hava mı kararmış ne ? Yoksa gözlerimin önüne düşen hüzün perdesinden dolayı mı her yer siyahın tonlarında.Hangi ara grileşti yapraklar.Oysa ki daha Nisan ayındayız.Tomurcuklar yeni patladı,yeni yeni alıştım kuşların cıvıltısı ile uyanmaya.Şimdi bu gördüklerim ne ???

Yalnızım...Annemin narin sesi de yok artık.Her sabah bir buseyle de uyanamıyorum.Ağladığımda kendimi güvende hissedip kucağına atılacağım annem nerede ?Ne çok özlemişim meğer onu.Hayatın oyunlarıyla baş başa mücadele etmem gerektiğini söylemişti bi gün annem.Ama yanımda olur sanmıştım.Elimi her uzattığımda tutunacağım dalım olur sanmıştım.Ama şimdi birbirimize uzak şehirlerden yakın bir özlemi büyütüyoruz içimizde...

Pencereye yağmur damlaları vuruyor.Odanın tüm sessizliğini hırçınca delerek.Uzaktan gelen bir kedi mırıltısı bana beni hatırlatıyor.Çok gerekliymiş gibi sanki.Ne olursa olsun hayat devam ediyor diye sakinleştirmeye çalışıyorum kendimi.ama kararsızlığım umutlarımın üzerine gölge gibi düşüyor.Çıkmazlara girdiğimi kendime itiraf edemiyorum.Bu canımı yakıyor.

Göğsümün üzerine bir acının yerleştiğini duyuyorum yine.Nefeslerim daralıyor,gözlerime yaşlar birikiyor.Kendime hakim olamıyorum ve tuzlu su damlalarını yerçekimine karşı özgür bırakıyorum.Ayağımın altındaki laminant parkeye düşen gözyaşları hıçkırıklarımla yarışıyor sanki.Kendimi kendime bırakıyorum.Varsın böylesi olsun...
( Kendimle Baş Başa başlıklı yazı sena-dede tarafından 11.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.