Online Üye
Online Ziyaretçi
Merhaba arkadaşlar, malûm tüm dünyanın gündemi Corona virüs. Sitemizde de bu konuda her gün çok sayıda şiir ve düz yazılar yayınlanıyor. Ben de konuya yaklaşımımı sizlerle paylaşacağım, bir kişiye dahi faydam olursa bu ciddi bir kazanımdır.
Sonuçları itibariyle çok ciddi bir salgınla karşı karşıyayız, duyarlı olmalıyız ama önlemleri de abartmamalı, felaket tellallığı yapmamalıyız. Devletimizin çok kısa ve düzenli aralıklarla tüm medya araçları üzerinden bizi bilgilendirdiği ve uymaya davet ettiği kurallara bağlı kalmak yeterli. Genel olarak 60 yaş üstünde ve daha ziyade 80-85 üzerinde ölümcül sonuçlara yol açan bu virüs – tüm geçmiş diğer salgınlarda da olduğu üzere – direkt bağışıklık sistemini etkiliyor. Asıl korkulan şu ki virüs çok hızlı evrimleşiyor veya mutasyon vs gibi teknik kavramlara girmeden izah etmek gerekirse; her türlü çevreye daha çabuk adapte olup her geçen gün kendini geliştiriyor. Böylelikle etkilemeye başladığı yaş gurupları da aşağıya doğru iniyor. Bize düşen de en azından taşıyıcı olmamak, buradan hareketle de iş güç, mesai haricinde çok gerekmedikçe dışarıya çıkmamak, evde kalmak, gün içinde iş yerlerimizi gerekmedikçe terk etmemek, topluluk oluşturmaktan olabildiğince kaçınmak. Tabii ki temizlik kurallarına da bire bir özen göstermek gerekiyor.
İtalya’nın Bologna kentinde yakın bir arkadaşımın çocuğu üniversite tahsili yapıyor. Ailesi gerçekten endişeli. İtalya’nın tüm talihsizliği tesadüfen virüsün ilk girdiği ülkelerden birisi olması. Bu ülke Fransa, Almanya, Mısır, Türkiye vs vs’de olabilirdi. Çok çabuk da önlem alıyorlar ( ilk vak’a dan 12 saat sonra ) ve okulları tatil ediyorlar. Zaten ne oluyorsa ondan sonra oluyor, tatil denilince ilk akla gelen oyun ve gezerek vakit geçirmek olunca tüm çocuklar aileleri ile birlikte veya yalnız sokaklara, çocuk bahçelerine, internet cafelere, alışveriş merkezlerine akın ediyor. Normal zamanlarda okulların tatil dönemlerinde tüm insanların sosyal davranışları bu yöndedir zaten. Yaratılan yanlış algının çabuk farkına varılsa da ülkenin dört bir yanına yayılması için sadece birkaç saat bile yetiyor. Şu anda hastanelere hasta seçerek kabul ediyorlarmış, çünkü yeterli yatak yok. Dünyanın hiçbir yerinde tüm hastalara hitap edecek sayıda yatak yok elbette. Bu nedenle yayılmasını önlemek çok çok önemli. Tamam çocuk ve gençlere bulaşsa da yaşam döngüsünü tamamlayamıyor ama o esnada bir yaşlıdan bir diğer yaşlıya taşıyıcı olabiliriz.
Abuk, sabuk akıllara zarar komplo senaryoları üretmenin de kimseye bir faydası yok, tüm insanlığı tehdit eden bir virüs söz konusu ve baş edilebilme yöntemleri de belli, tüm ülkeler buna uymaya çalışıyor. Ülkemiz de bu konuda çok şeffaf ve rasyonel bir sağlık politikası izliyor, eğer resmi makamların uyarılarına bire bir uyum gösterirsek inşallah tüm dünyada en az kayıpla bu musibetin üstesinden geleceğiz. Allah tüm insanlığın yar ve yardımcısı olsun.
Sosyal medya paylaşımlarımızda da gerekli hassasiyeti göstermeli, konuyu abartmamalı ama küçümsememeliyiz de. Hiciv ve mizahi yaklaşımlar bağlamında da yeterli edebi donanımımız yok ise bu tür eserlerden uzak durmalıyız diye düşünüyorum, zira çok ince çizgileri var.
Dirayetli Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin özellikle son dönemlerde başımızdaki belaları defetme yönünde ortaya koyduğu basiret ve sağduyulu yönetimi ile vatandaşlarını koruma ve kollamadaki fevkalade başarılı performansını aynı ile devam ettireceğinden zerrece kuşkum yok.
Bizden beklenen – kişisel hijyen bakımımızı, beslenme ve sağlıklı yaşam gerekliliklerimizi sürdürmemize ilaveten- sadece sağduyu, itidal ve resmi uygulamalara tam uyumdur, hepsi bu; ne eksik ne de fazla.
Saygılarımla.
Mehmet Çağatay Ünlütürk