Herkes çığlık çığlığa çil yavrusu gibi ortalığa saçılmışken Sizil üstündeki Mars toprağını silkelemekle meşguldü. Bir yandan da yüzünü ekşitip:
-“Ananıza el bombası atayım!” diye bağırıyordu. 
-“Deme öyle! Günahtır küfür etme!” diye bir ses duydu. 
-“Ananı- sen de kimsin?!” diye haykırdı Sizil. Gelen Zibil’den başkası değildi. 
-“Zibil? Sen- sen buraya nasıl geldin?” 
-“Sakin ol Sizil. Ben gizli geldim. Sizi kurtarmak için geldim.” 
Sizil’in şaşkınlığı daha da arttı:
-“Na-nasıl yani?” diye sordu. Zibil derin bir nefes alıp:
-“Jüpiter’dekiler dünyalıları yakalamak için yol yordam arıyorlar. Buraya kaçtığınızdan da haberleri var.” Dedi. 
-“A nasıııl?” 
-“Ayşegül, konumu açık bırakmış oradan takip ettiler.” Diye cevap verdi Zibil. Tam o sırada Ayşegül, Peşko, Serpa geldi. 
-“Noluyor burda?” diye bağırdı Ayşegül. Zibil’i farkedince:
-“A sen de kimsin?” diye sordu. 
-“Kim olduğumu bırak da telefonundaki GPS’yi inaktif et. Onun yüzünden yerinizi tespit ettiler.” Demesiyle Ayşegül’ün telefonunu eline alması bir oldu:
-“Tüh telefon kapandı şarjı bitti çünkü! Sizin yapacağınız akıllı telefona düt düt düüt error system 404 not found-“ diye bağırırken yanındakiler onu hayretle seyretmeye başladı. Zibil:
-“Deli olan bu muydu?” diye sordu Muttin’e. Muttin:
-“An itibariyle evet.” Diye cevap verdi. 
-“Yakalayalım.” Diye söze girdi Pilot Peşko. Bunun üzerine Rodine Ayşegül’ün yanına koşup:
-“Heyt! Yakarım ulen, siz kimi yakalıyosunuz?” diye bağırdı. 
-“Evet, an itibariyle içinde bulunduğumuz gezegeni evrenin tımarhanesi ilan ediyorum.  Neden? Çünkü hangi gezegende ne kadar deli varsa hepsi burada şuan.” Diye söze girdi Sizil. Peşko parmak kaldırıp:
-“Bişey diyebilir miyim?” diye sordu. Bütün meraklı bakışlar ona döndü.
-“Ben geçen evrene olumlu mesajlar göndermiştim, acaba Kenan Evren’e mi gitmiş de dönüş olmadı.” Diye devam etti. Herkes birbirine baktı. 
-“Aboo”
-“Devreler gitmiş.” 
-“Gidelim!” 
-“Let's go!” deyip oradan ayrıldılar. Ama fazla uzaklaşmadan Peşko heyecanla:
-“Durun!” diye bağırdı. Ayşegül dönüp:
-“Ne var ne oldu?” diye sordu. Peşko titreyerek işaret parmağını ileriye doğru uzattı. 
Bizimkiler bakışlarını o yöne çevirdi ve hep bir ağızla:
-“Hamsiler ve Jüpiterlileer!” diye bağırdı. 2 düşman kabilesi bir araya gelmişti ve bizimkilerin bir taraflarından kan alacaklardı. Hemen bir tümseğin arkasına saklandılar. Rodine de hemen elleriyle yüzünü kapattı. 
-“Rodine sen niye yüzünü kapattın?” diye sordu Deli Serpa. Rodine parmaklarını aralayıp:
-“Şş saklandık ya görünmememiz lazım ondan kapattım.” Diye cevap verdi. Ayşegül:
-“Şşş sessiz olun lan.” Diye uyardı. 
Hamsi nene ortalığı ayağa kaldırmıştı, eline geçeni tutup armut ağacı dalı gibi silkeliyordu:
-“Libli hortladi ula Libli hortladi! Bulun oni daa!”
-“Kız nene bi sakin ol daa, solungaçların dağılacak zor nefes aliysin!” diye sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Uzaylılar neye uğradığını anlayamamıştı, merakla hamsileri izliyordu. 
-“Hortladı nedir?” diye sordu Nettin ana yanındaki uzaylıya. 
-“Ay bilemedim ki ya dirildi mi oluyor n’oluyor.” Der demez diğer uzaylılar heyecanla:
-“Ayy zombiiii!” diye bağrışmaya başladı. 
-“Ne zombisi lan?” diye bağırıp ayağa kalktı Nettin Ana. 
-“Hamsi ninenin anlattığına göre hamsi kral öldükten sonra dirilmiş. Bu zombiye tekabül etmiyor mu?” 
-“Lanet olası federaller!” diye bağırdı Nettin Ana. Oradan biri:
-“Ne alaka?” diye sordu. Nettin Ana eline sopayı alıp:
-“Evet, şimdi başımıza bir de zombi boku çıktı. Önce bizimkileri yakalayalım. Sonra zombi avına çıkıyoruz. Evet Gorgodila, buraya gel.” Dedi. 
Gorgodila elinde büyük bir tabletle yanına koştu. 
-“Bak bakayım Ayşegül’ün konumu nereyi gösteriyor.” Dedi. Gorgodila hemen ekranı karıştırmaya başladı.
-“Yok, konum kayboldu. Ya bizi fark edip konumu kapattı  ya da şarjı bitti telefonun.” Dedi. 
-“Sanmıyorum kendisinin fark edeceğini. O kadar uyanık olamaz o; telefonun şarjı bitmiştir.  Neyse onlar uzaklaşamamıştır. Şimdi herkes dört bir yana dağılsın bulmaya çalışsın şu asalakları.” Deyip oradan ayrıldı. 
Gorgodila kalabalığa dönüp:
-“Ben de Nettin Anamızla gidiyorum. Siz kendi aranızda plan yapın ve arama çalışmalarına başlayın.  Ha bu arada o deli dedeyi naptınız?”
-“Onu bağladık, gemide duruyor. Tüfeğini elinden aldık.” Diye cevap verdi. 
-“İyi yaptınız. Arada onu da kontrol edin.” Deyip oradan ayrıldı. 
Bir araya gelip sağlam bir plan yaptıktan sonra dağılacakken önce “ALLAHU EKBER” narası, ardından tam ortalarına bir el bombası düştü. Hamsiler toptan havaya uçtu, ortalık bir anda kan gölüne döndü. Bir yanda solungaçlar, bir yanda kuyruk parçaları, kollar bacaklar ve diğer uzuvlar toz duman içinde havada birleşip yerde buluşuyordu.
-“Noluyor laan!” diye bağırışmalar çığlıklar, birbirine karışıp telaşlı bir gürültü yaratırken Nettin Ana:
-“Duruuğğn! Diye haykırdı ve bütün bakışlar ona döndü, Nettin Ana utana sıkıla;
-“Donumu giymeyi unuttum.”

( Deli Serpanın Maceraları 11 başlıklı yazı AyşegülAktağ tarafından 9.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.