4.Bölüm
''Sanem
ne olur bir şans tanı ikimize de! ''
Çalar
saatin zil sesi ile yeni güne merhaba diyen Sanem
Her
sabah ki rutin koşuşturmacalarına çoktan başlamıştı
Bu
gün evdeki işlerini biran önce halledip iş yerine gitmeden önce halletmesi
gereken daha mühim işleri vardı.
Çocuklarını
büyük bir titizlik ile hazırlayıp ve okullarına yolcu ettikten sonra kendisi de
çarçabuk hazırlanarak evinden çıktı.
Maddi
yönden fakir ama manevi yönden oldukça zengin bir kadındı
Çevresinden
seveni sayanı oldukça fazlaydı.
Tükenmeyen
tek sermayesi olan itibarı oldukça yüksek bir hanımdı.
Dün bankadan gelen mesajı unutmamıştı bir an
önce kredi kartına olan borcunun ne azından asgari tutarını ödemesi gerektiğini
çok iyi biliyordu.
Şehrin
en eski ticaret mekanı olan tarihi kale içi çarşısına geldiğinde her dükkandan
kendisine selam veren hal hatır soran esnaflardan son derece mutlu olmuştu.
Çok
fazla zaman kaybetmeden hemen Belediye iş hanında ki her zaman kendisine el
uzana yardım edem Mercan Zarrafiyeye doğru yöneldi.
Mercan
zarrafiyenin sahibi Ahmet bey gün görmüş insandı gerçekten yardıma ihtiyacı
olana el uzatmaktan çekinmezdi hiçbir zaman.
Sanem
vakti zamanında kendilerine oldukça fazla sayıda müşteri kazandırmıştı.
Sanem
sözünü eri bir hanımdı bu yüzden de kendisi ile birlikte getirdiği hiçbir
arkadaşını geriye çevirmemişti Ahmet bey o güne kadar .
Sanem
ile birlikte gelen her insana
;Sanem
hanımın kredisi bitmez bizim yanımızda, dükkan bizim değil Sanem’dir derdi.
Sanem
de bu iyi niyeti hiçbir zaman suistimal etmedi.
Utana
sıkıla gelmiş olduğu dükkanın kapısından başını uzatarak
;
Selamünaleyküm Ahmet abim hayırlı işler dedi
Sanemi
dükkanın kapısında gören Ahmet beyin yüzünde tatlı bir tebessüm belirdi
Ve aleyküm selam
hoş geldin Sanem.
Uzun
zamandır ortaklıklarda görünmez olmuştun baya merak ediyordum seni ne iyi ettin
de geldin buyur şöyle geç dedi.
Kendisine
gösterilen yere geçen Sanem’in içini bir tatlı huzur kaplamıştı.
Nede
olsa bir başkasından borç para istemek hiç de kolay bir iş değildi ama Ahmet
beyin yüz ifadesi Sanem’in tüm kaygılarını yok etmişti bir anda.
;
E anlat bakalım Sanem ne var ne yok nerelerdesin kaç zamandır
Çocuklar
nasıllar
Ama
dur, sen sade kahveyi seversin önce sana bir kahve söyleyeyim de sohbetimize daha
sonra devam ederiz.
Ahmet bey hemen köşede ki çay ocağından iki sade kahve siparişi verdikten sonra Sanem'i tekrar soru yağmuruna tuttu.
Sanem kısaca tüm sorulara cevap verdikten sonra sadete gelerek
Kendisinden
bir miktar borç para istedi
Hiçbir
zaman kedisini geri çevirmeyen Ahmet bey
Sen
hele kahveni iç hallediriz , sıkma canını ;deyince Sanem daha da bir rahat nefes
aldı artık.
Hal
hatır derken zamanın nasıl geçtiğini fark edemediler bile
Duvarda
asılı duran saate gözü ilişen Sanem
;
İşe gitmem lazım geç kalıyorum Ahmet abim kahve için teşekkür ederim Allah kabul
etsin dedikten sonra yavaşça ayağa kalktı
Sanem’in
ayağa kalması ile Ahmet beyin gözü Sanem’in ayaklarına takıldı.
Bu
kış gününde bir ayakkabısı bile yoktu Sanemin ayaklarında.
Sanem
tam kapıdan çıkarken Ahmet bey Sanem'in eline bir zarf tutuşturdu.
Sanem
ilk fırsatta geriye getiririm Ahmet abim derken
Gön görmüş
adam ; sıkma canını ne zaman eline
geçerse o zaman getirirsin demişti.
Ahmet
beyin dükkanından ayrılan Sanem bayram yerinde bulunan bankanın ATM sine
yanaşarak kredi kartı borcunu ödemek için sıraya girmişti.
Ahmet
beyin eline tutuşturduğu zarfı açarak bankaya yatırması gereken parayı
ayarlamaya çalışırken gördü ki Ahmet bey zarfın içerisine kendisinin talep
ettiği miktardan daha fazlasını koymuştu.
arkası yarın