Genç adam duyduğu sözlere önceden hazırlıklı olsa da yine de daralır yüreği
Ama bu sözler kendisini çıkmış olduğu yoldan geriye döndürmez ve
Günlerce sessiz sessiz bir köşeden seyreder sevdiği kadını.
Genç kadın ise olan biteni dünde bırakmış kaldığı yerden devam etmektedir yaşam mücadelesine
Bakmak zorunda olduğu çocukları vardır muhtaçtır minicik yürekler annelerinin sevgisine şefkatine ve önlerine koyacağı bir tas sıcak çorbaya.
Daha çocuk denecek yaşta gelin edilmişti genç kadın vefasız adamın birine.
Hayırsız çıkmıştı çocuklarının babası,
Baktı ki olmuyor, bu iş yürümeyecek böyle çekti bastı bağrına çocuklarını kendine bir de iş bulmuştu zengin bir ailenin evinde
Hizmetçilik yaparak geçimini sağlıyor yinede şikâyet etmiyordu halinden bir günden bir güne.
Şükür diyordu, şükür Allahım sen beni ve yavrularımı muhtaç etme kimseye
Başımızı bir günden bir güne düşürme yerlere.
Genç kadın çalar saatin sesi ile açtı yeni güne gözlerini
Kendisini şöyle bir yokladı her tarafı sızlıyordu yorgunluktan adeta, bu hafta sonu da dinlenememişti yine.
Hafta içi çalışıyordu bütün işler hafta sonuna birikiyor bir Pazar günü de yetmiyordu hafta içi yapamadığı birikmiş olan işlerine.
Yemek çamaşır ütü derken bir hayli yorgun düşmüştü dün sabahtan akşama kadar yine.
Son bir gayret ile elini uzattı çalar saatine ve saatin alarmını kapatarak doğrulmaya çalıştı yatağının içerisinde.
Yorgun bedenini zar zor taşıyordu ayakları
Abdestini aldı ve salona geçti dün gece yatsı namazını kılınca toplamamıştı hala yerde serili duruyordu seccadesi.
Büyük bir huşu içerisinde sabah namazını eda ettikten sonra gözlerini kapattı yorgun kollarını semaya kaldırarak açtı mevlaya ellerini ve sessizce dua etti.
Bir an önce kalkıp çay suyu koymalıydı ocağa çocuklar okula gidecekti iki lokmada olsa bir şeyler girmeliydi midelerine.
Yoksa boş mide ile akıllarına hiçbir şey girmez derslerinden geriye kalırlardı
Çocuklarım okumalı, benim gibi cahil kalarak ellerin hizmetinde çalışmalı diye söyleniyordu kendi kendisine.
Çay suyunu ocağa koyan kadın teker teker seslendi yavrularına
;Ahmet haydi kalk yavrum geç kalacaksın okuluna
;Gülperi haydi uyan prensesim sabah oldu
;Kenan kalk kuzum okula geç kalıyorsun hadi paşam uyan artık,
En nazlıları da Kenan’dı henüz yaşı küçük olması dolayısı ile bn bir naz ile kalkıyordu her sabah.
Annesinin sesini duyan çocuklar gözlerini ovalayarak teker teker bir bacağı kırıldığı için tellerle tutturulmuş tahta masaya doğru yöneldiler.
Yavrularının masaya doğru yürüdüğünü gören genç kadın
;Önce elinizi yüzünüzü yıkayın elinizi yüzünüzü yıkamadan yenilen her lokma haram olur
Hem evimizde bereketliksiz olur çocuklar dedi.
Annesinin bu sözlerini işiten çocuklar bir anda lavabonun başında aldılar soluğu
Elini yüzünü yıkayıp gelen bir bacağı kırık masada ki yedini aldı.
Birkaç günlük bayat ekmekleri vardı ekmek kutusunda
; yazık günah çöpe gidecek bu ekmekler
Oysa ben bu ekmekleri almak için ne kadar büyük sıkıntılar çekiyorum diye kendi kendisine söylenmeye başladı yine genç kadın
Eli şevik bir hanımdı hemen bu bayat ekmekleri yumurtaları kırıp çırpmış oldu tabağa batırarak teker teker kızarttı ve sıcak sıcak çocuklarının önüne koydu
Çocuklar bir taraftan kahvaltılarını yaparken bir taraftan da kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı.
Öğleyin okuldan geldiklerinde hazır yemekleri olsun çocuklarımın diye bir yandan yemek yapmak için kuru soğanı soyarken bir yandan da çocukların konuşmalarına kulak misafiri oluyordu.
Kenan abisi Ahmet’ten para istiyordu
Ahmet ise kendisinin hiç parası olmadığını söylüyordu.
Genç kadın arkasına dönerek
;Hayrola Kenan, sen ne yapacaksın bu parayı, dedi
Kenan utana sıkıla
;Bu gün resim dersimiz var anneciğim ve öğretmen boya kalemi olmayanları sınıfa almayacağını söyledi, dedi.
Kendisi küçüktü ama yüreği kocaman bir delikanlıydı biliyordu annesinin parasının olmadığını.
Genç kadın
;Tamam sıkma canını hallederiz, hadi sen kahvaltını bitir bir an önce, yoksa okula geç kalacaksın, dedi
Çocuklar birer birer kahvaltı masasını terk ederken genç kadın yine derin düşüncelere dalmıştı…
Bir yandan ocağa koyduğu yemeği karıştırırken bir taraftan da kahvaltı masasını toparladı ve
Kendi odasına geçti.
Simetrik hastası bir hanımdı
Her şeyi yerli yerinde olsun isterdi.
Hemen yatağını düzeltti, üzerinde bulunan dizleri yamalı pijamalarını çıkarttı ve büyük bir titizlik ile katlayarak az önce düzeltmiş olduğu yatağının üzerine koydu.
Kullanılmaktan derisi yıpranmış bir sapı iğne iplik ile dikilmiş olan çantasına uzandı eli
Çantasından cüzdanını çıkardı ve yine derin düşüncelere daldı.
Gözleri buğulanmış gözyaşları kirpiklerinin ucuna salıncak kurmuştu,
Hani dokunsalar ağlayacaktı neredeyse
Telefonuna gelen mesaj sesi ile irkildi ve kendine geldi.
Komedinin üzerinde duran telefonunu eline aldı
Günaydın Sanem hanım hayırlı sabahlar, yazıyordu gelen mesajda
Telefonuna gelen mesaja öylece bakıyordu genç kadın yine dalmış gitmişti derin düşüncelere
Gülperi’nin seslenmesi ile bir kez daha irkilerek kendisine geldi
;Anne saçlarımı örer misin ?
Ani bir refleks ile kızının elinde ki tarağı kaptı hemen genç kadın,ve kızın saçlarını taramaya baladı
Kızın saçlarını büyük bir keyif ile taradı ve ördü.
;Hadi bakalım çabuk giy önlüğünü yoksa okula geç kalacaksın demeyi de ihmal etmedi.
Tekrar eline cüzdanını aldı cüzdanında ki tüm parayı avucunun içine boşalttı
Eğer bu parayı Kenan’a verirse kendisi işe yayan gitmek zorundaydı ve iş yeri de evine bir hayli uzaktı.
Koridordan gelen seslere göre çocuklar okula gitmeye hazırdı
Yatak odasının kapısını yavaşça araladı ve çocuklarına baktı genç kadın.
Evet üçü de okula gitmek için hazırdı ve annelerinin uğurlamasını bekliyorlardı.
Genç kadın ağır ağır çocuklarına doğru yaklaştı,
Önce Ahmet’in yılık duran kravatını sonrada
Gülper’nin örüklerinin ucuna taktığı kurdelayı düzelttikten sonra Kenan’ın yanına yaklaştı
Kemalin ellerini kendi ellerinin içerisine alarak koklayarak öptü ve
;Benim oğlum okuyup mimar olacak ,dedikten sonra Kenan’ın avucuna cüzdanından çıkan tüm parayı sıkıştırdı ve
,Bununla kendine boya kalemi alacaksın tamam mı anneciğim,diyerek iki kaşının ortasından tam da alnından öptü yavrusunu.
Ahmet’i ve Gülperi’yi de aynı şekilde öperek okullarına uğurladı ve kapının ardına yaslanarak
Allahım sen bana güç kuvvet, yavrularıma zihin açıklığı ver diyerek dua etti.
Tam o sırada duvarda duran saate ilişti gözleri
Aman Allahım çocukları ile uğraşırken neredeyse işe geç kalacaktı kendisi
Bir çırpıda giyindi eline bir sapı iğne iplik ile dikilmiş eski çantasını alarak hemen dış kapıya yöneldi
Allah kahretsin nasılda unutmuştu bunu
Hafta sonu işten evine dönerken ayağında ki ayakkabısının su aldığını fark etmiş ve bunu yarın tamir ettirmek lazım demişti.
Öyle ya dün Pazardı nerede tamir ettirecekti
Her şerde bir hayır vardı dün ayakkabısını tamir ettirmiş ve tüm parasını ayakkabıcıya vermiş olsaydı bu gün Kenan’a nereden para verecekti
Kenan okusun da o terlik ile de işe gider gelirdi.
Kapının önünde durak terliklerini taktı ayaklarına ve bir an önce otobüse yetişmek için
Hızlı adımlar ile ilerledi tam otobüs durağına geldi ki, cüzdanında beş kuruş parası yoktu otobüse ne ile binecekti.
Otobüs durağından ayrıldı ve yürüyerek iş yerine ulaşmak için adımlarını sıklaştırdı
Tam bu sırada karşısından iş arkadaşı Gülseren geliyordu
;Hayırdır Sanem sen yolları yönleri mi karıştırdın otobüs durağı arkanda kadı yürü gidelim otobüsü kaçıracağız dedi.
Sanem gayet ciddi bir şekilde
;Ben rejim yapıyorum bu aralar biraz kilo aldım Gülseren bu kiloyu vermek için yürüyüş yapmam gerekiyor dedi.
Gülseren de çok inanmıştı hani bu sözlere ama yinede zor durumda bırakmak istemedi Sanemi
Nede olsa yıllardır arkadaşlardı çok iyi tanıyordu Sanemi
Sanem ser verir sır vermezdi hiç kimselere
Zaten 52 kilo olan bir hanımdı Sanem neredeydi k fazla kilosu.
;Tamam hadi sen yürü daha fazla yolundan alıkoymayayım ben seni dedikten sonra otobüs durağına doğru ilerlemeye başladı.
Sanem kolunda ki saatine baktı zamanı daralıyordu iş yerine geç kalmamak için hızlı adımlarla ilerlemeye başladı
Gideceği yolunu yarı etmişti ki ne çantasından bir mesaj sesinin geldiğini fark etti
Nefes nefese kalmıştı hızlı adımlarla yürümekten dolayı
Hem biraz nefes almak hem de telefonuna gelen mesajın kimden olduğuna bakmak için yok kenarında münasip bir yere ilişti
Aslında tahmin ediyor hatta biliyordu gelen mesajın kimden olduğunu ama yinede bakıp görmek gerekirdi.
Çantasından çıkarttığı telefonun gelen mesajlar bölümünü açtığında hiç de yanılmadığını düşündü
Evet yine hiç tanımadığı o genç adamdan gelmişti mesaj.
;Neden cevap vermiyorsun Sanem merak ediyorum seni
İyiydi işte iyi olduğunu da daha önce de söylemişti neden bu kadar merak ediyordu ki kendisini.
Konuşmuşlardı duygularına saygı duyduğunu ama kendisinin de kararına saygı duyulmasını istediğini belirtmişti.
Şimdi neyin nesiydi üst üste gelen bu mesajlar
Genç kadın kafasının içerisinde bin bir soru ile tamda yoluna devam etmek için ayağa kalkmıştı ki
Bir mesaj daha gelmişti telefonuna
;Sanem lütfen bir cevap ver inan ki senin tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum ben seni.
arkası yarın