Ay Güneşe Teslimdi - 12
Bacaklarımı
uzata uzata geriniyordum gözümün içine girmeye çalışan bu güneş ışığının
farkına vararak. Güzel bir kahvaltı hazırlamalıydım ellerimle Mustafa’ma.
Bahçemize
hazırlamıştım kahvaltımızı. Çayı da hazırlayıp, en yavaşa, demini almaya
bırakmıştım. Uyandırmaya gelmişti sıra. Öyle derin uyuyordu ki; öyle sevilesi ve
öpülesi…
Uzandım
yanına; kolunu kaldırıp sokuldum çarşafın içinden. Sımsıkı sarmıştı yine. Derin
bir nefes çekerken; saçlarımdan boynuma, yüzüme, yanaklarıma, gözüme öpücükler
konduruyordu. Bende onu öpüyordum tabi. Yatakta debelenip şakalaştık.
Kahvaltımızı
hazırladığım bahçemizde, ilk sabahımıza merhaba demiştik Mustafa’mla ve her
zaman aynı aşkla uyanacaktım; bunu çok iyi biliyordum.
Günler
öyle hızlı geçti ki; izin süresi çabucak bitti. İyice tembelleşmiştik evde. Yarın
işe başlıyorduk ikimizde. Mustafa’ma yer gösterdim gardıropta. Evi ve
bölümlerini tanımalıydı artık. Ben okuluma gittiğimde elbiselerini rahatlıkla
bulabilmeliydi.
-Sana,
annemin babama gösterdiği dikkat ve özeni gösterip severek ilgileneceğim.
Ertesi
sabah okul başladı. Özlemişim öğrencilerimi. Eylül ayının telaşı, yeni kayıt
olan öğrencilerin ve velilerin telaşı, idari bölümdeki yoğunluk iç içe idi.
Okul bahçesi şendi. Özlemle sarıldım öğrencilerime. Akşam olmuştu bile. Zaman
su gibi akıp gidiyordu; dolu dolu, verimli, zevkli… Değerini bilmeliydi insan,
sevgiyle parlayan gözlerin. Ben biliyordum.
Güzelliklerin
bizi sarmaladığı bir ay kadar zaman çabucak geçmişti.
Bu
akşam canım hiç yemek istemiyor. Balığı ne çok severim oysa… Sanırım üşüttüm; midem
bulanıyor. Kapının çalmasıyla koştum Mustafa’ma, açtım ve o özlediğim bakışları
çektim önce içime. Sonra aynı aşkla yaklaştım dudaklarına. Yavaş yavaştı
dokunuş. Başımı yasladım omzuna…
-İyi
değilim sanırım.
Demez
olaydım; kolumdan tuttuğu gibi doğru doktora… Ahmet Amca, çocukluğumuzdan bu
yana bizleri iyileştiren doktordu. Bilgisinin yanında bizlere yaklaşımıyla da güven
veren biriydi. Muayene etti.
-Görünürde
bir şey yok kızım. Yorgunluk ya da üşütmüş olabilirsin. Ha, istersen yarın bir
hastaneye uğra, tahlil ver. Belki de hamilesin.
Mustafa ellerimi sıkıyor, doktora ve bana
şaşkın şaşkın bakıyordu. Eve geldik sonra. Doğru ya! Bizim çocuğumuz da
olacaktı.
Ertesi
gün tahlil sonuçlarının pozitif olduğunu öğrendiğimizde, ikimizde sevinçten çılgına
dönmüştük. Karnımda bir canlı vardı ve yerini almıştı hayatımızda. Sık sık
karnıma bakıyor; “Seni seviyorum bebeğim, babanı seviyorum. Allah’ım şükürler
olsun sana! Yaşamayı seviyorum.” diyordum.
Hemen
annemlere verdik müjdeyi. Herkes başımdaydı. “Canın ne istiyor? İyi misin?”
havasında etrafımda dört dönüyorlardı.
Kış
iyice bastırmıştı. Bizimkiler son aylarımda her gün eve gelip yemeğimizi yapıyor,
etrafı derleyip toplayarak bana yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Fark etim ki;
annemin pijamalarımı katlamasını çok seviyor, babamın beyaz yüzünden yansıttığı
ifadeyle besleniyordum.
12. BÖLÜM SONU
DEVAM EDECEK....
(
Ay Güneşe Teslimdi - 12 başlıklı yazı
MELEK KIRICI tarafından
10.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.