Emin olamamanın yarattığı düş kırıklığı.

 

Kırık ne varsa ve asla sahip olamayacağım…

 

Telefondaki sesin hiçbir makama tekabül etmeyen o garip tınısı…

 

Garip sanıların, yitik güdülerin güdümündeki o izafi yolculuk belki de sıradan bir günün yirmi beşinci saati.

 

Araftayım besbelli.

 

Ayın on üçü, günlerden Cuma. Lanetin çağrısı kimine göre ve sığındığımız ne kadar dua varsa tekerrür edesi ve çığırtkan bir mizaçla haykırırken hidayetini ve rahmetini günlerin her biri birbirinden kutsal addedilen.

 

Yine de günü gününe uyar mı insanın…

 

Ya da insan olduğunu iddia eden ve düş kırıklığı yaratan her ne ya da her kim ise.

 

‘’Seni seviyorum…’’

 

‘’Ben de…’’

 

Ne çok yalan söylem kelimelerin nüansı bile inandırıcı değil iken…

 

Çalıntı roller, kör düşler ve okunan bedduaların biteviye laneti.

 

Sayısız safsata masumiyete dair.

 

Onlarca yılgı ihanetin bir adım sonrası…

 

Gecenin bir vakti bölünürken uykular, kimselerin duymaya tenezzül edemeyeceği tek bir söz: Hicap edilesi ve duymazdan gelinmeyecek kadar ağır iken vebali.

 

Sıcak yatağın kırık döşemesi.

 

Silikon yastıklar kadar rahat mı vicdanlar?

 

Yoksa çoktan beridir kilit mi vuruldu da bıçak açmıyor?

 

Başımı okşa anne ve sadece fısılda adımı. İki hece, hadi tekrar et. Hatta susabilirsin de ve okuyayım içinden geçenleri ki okuduğum tüm kitaplar çoktan doldurdu miadını.

 

Oynak bir düzenin son neferleriyiz kıyıda köşede kalmış.

 

Okudun mu, söyle şu dizeleri yıllar öncesinden miras?

 

Hangi birini sayayım anne, bak duydun mu şairin nidasını? O bile kıvranmakta iken ıssızlığında kimsesizliğin…

 

‘’Annem, çok küçükken öldü,

Beni öp, sonra doğur beni.’’ (Cemal Süreya)

 

Kimlik problemi ile bağdaşmayan bir yolculuk iken sürdürdüğü hiç mi hicap etmedi sanırsın? Soyadındaki ‘’y’’lerden birini sürerken yokluğa ödeşmek istercesine sürgünlüğüyle…

 

İsmimdeki tüm fazlalıkları atmalıyım. Ve kırpmalıyım tek tek kelimeleri. Hiçliğe uzanan bir mecranın kıdemli bekçisiyim altı üstü.

 

Yetmedi, eksiltmeliyim uzuvlarımı birer bire. Ne çıkar bir eksik bir fazla olsa…

 

Kimin nesi ya da neyin derdidir iştigal ettikleri. Eksiltili zihniyetler ile donatılmışken çevrem atmalıyım tüm o fazlalıkları.

 

Geri sayım başladı işte…

 

 

( Geri Sayım Başladı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 3.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.